ÜÇÜNCÜ BİNYIL MODEL ARAYIŞLARI
Özer ATAÇ

Özer ATAÇ

ÜÇÜNCÜ BİNYIL MODEL ARAYIŞLARI

11 Nisan 2016 - 17:00

 

 

Giriş

 

Bu makale değerli takipçi Reşat beyin makalesini esas alarak üretilmiştir. Kendisinin Adil Düzen platformunda yer tutuşu; Kuzey Amerika mohikanlarına eşdeğer “yerlilik” kazandırmıştır.

 

Beraber Yürüyücülerin ilkinden olması, uyarılarının gerekli etkinliğe ulaşmaması  ifade dilinde cezp ediciliği değil karşıtlığı doğuracak sonuçlar oluşturduğunu yakın arkadaşların bilgisi dahilindedir.

 

Yaklaşımlarının özü Adil Düzen olması sebebiyle kendimce dört hata ve çözüm önerisini incelterek, siyasi ve mesleki deneyimimden yedi madde  güncellikler ekledim.

 

Seyreltilmiş alıntı;

 

“Yöneticilerimiz, maalesef iyilik yapacağım diye  kötülük yapmakta;  bir zamanlar bizzat kendilerinin bana ifade ettikleri üzere, “gayya kuyusuna” düşmektedirler... Biz  sabır, sebatla “gayya kuyusundan çıkarmak” için elimizi uzatıyoruz.

Çözüm önerilerimizi sunuyoruz… Ama   başta özel “İNSANLIK ANAYASASI” önerimiz,  genel “ADİL DÜZEN” çare ve çözümüne yönelik ilgisizlik  sürüyor.

Bu durumda “bize düşen apaçık tebliğ yapmak”;  ötesini Allah’a havale etmektir…

Sadede gelelim; örnek olarak  yöneticilerimizin yapmakta oldukları  yanlışlar birkaç tanesini, yapılması gereken doğrular yani çözüm önerilerimizi  hatırlatalım.

1.YANLIŞ : Köylüleri destekliyorum demek, köylülerimize karşılıksız para dağıtmak olmamalı. Bu para onları rahat yaşatmakta ama bu uygulama köyleri boşaltıp tarım sektörünü öldürmektedir. Bu uygulama geleceğimiz için çok büyük sorunlara sebep olacaktır.

ÇÖZÜM: Köylerde yüz lojmanlı işyeri apartmanları yapıp, halkın tarımın yanında boş zamanlarında ek olarak yan ve küçük sanayi işlerinde çalışma imkânını sağlamaktır...

YANLIŞ: Eğitim yapıyorum diye Batı’nın sömürü sistemlerini ezberletmekte; öğrencileri otuz yaşına kadar okutarak, öğrencinin sonraki hayatında kendisine yarar hiçbir şeyi öğretmemektedir. Sonunda ülke işsiz üniversite mezunları ile dolmaktadır. Bu eğitim sistemi ülkeyi uçuruma doğru götürmekte; deneyimsiz ,beceriksiz okumuşlar ordusunu yetiştirmektedir.

ÇÖZÜM: Çare ve çözüm, çalışarak okuma sisteminin getirilmesidir. Millî Eğitim Bakanlığı’nın sömürü Sermayesi’nin dikte ettiklerini okutması yerine, halkımızın istediklerini ve halkın yararına olanları okutup öğretmesidir...

YANLIŞ: Hastaneleri ve sigorta giderlerini çoğaltmak iyi iş değildir. Çalışanlara, çalıştıranlara yüklenen ağır yük sebebiyle, toplumsal moral, dayanışma değerleri gevşeyen; yeterli, yerinde beslenemeyen halk, hastanelik olmakta,  daha çok çalışamadığı için hastalar, hastaneler artmaktadır.

ÇÖZÜM: Çare ve çözüm, tüketimi değil üretimi çoğaltmak; halkı üretimle zengin etmek, yaşamın her alanında üretim modelleri oluşturmak; böylece  ödenen vergilerle üretimi aksatmayacak miktarda sağlık işlerine fon ayırmaktır...

YANLIŞ: Yap-işlet modeli karlı ve yararlıdır. Ancak, yüksek ücretlerle halk oralarda geçici veya devamlı olarak çalıştırıldığından, buralara gidenler sebebiyle köylerimiz boşalmakta, atölyelerimiz kapanmakta, fabrikalarımız zarar etmektedir.

ÇÖZÜM: Yap-işlet-devret sistemi dönemsel iş oluşturduğundan;  tarım, zanaat alanlarındaki emek gücünü azaltmayacak modeller geliştirilmelidir.Örneğin, vizelerin bu tür işler için geçici kaldırılması, yetenekli insanların Türkiye’ye gelip rahatlıkla çalışması yerinde olacaktır.



 

Güncel yaklaşımlar;

 

5.YANLIŞ:  Bürokrasi, mevzuat kapanı ilk canlılığıyla gelişerek sürmektedir. Memurluk meslek olarak algılanmadığından güvence esaslı oluşturulmuş;  güvenceye ulaşan vatandaşlarımız her geçen yıl daha az çalışmanın olanaklarını bulmada ustalaşmaktadır. Dışarıda, piyasada ise çalışma sürdükçe ustalaşma artarken, “içerde”,güvencede çalışma sürdükçe işgüzarlık artmaktadır. Yıllardır bu sorun ıslah edilmemiştir.

 Ç Ö Z Ü M: Güvence üretimdir; nitelikli güvence nitelikli, ustalıklı, dolaysız hizmet  üretimidir. Toplumu oluşturan fertler, “gemisini kurtaran kaptan” anlayışından,  “bu gemi hepimizin” anlayışına yükseltecek üretim hizmet performans , çoklu ölçüm modelleri geliştirilip; pilot uygulamaları her bakanlığın yeni istihdam alanlarında başlatılmalıdır.

YANLIŞ : Yasalar, hala yasaklar tanımlı temel metinler olarak hazırlanmamaktadır. Dış Ticaret, teşvik, tarım hayvancılık, risk kontrol sistemleri tam bir yığınak dağı haline gelmiş durumdadır.

Siyasiler, bakanlar, bakan yardımcıları bunun altından kalkamayacağından; ömrünü bu işlerde geçirmiş mevzuat hazretlerinin temsilcisi olan müfettişler, bürokratlar yol gösterici, danışman, müsteşar, vb olarak istihdam edilmektedir. Böylece mevzuat esareti kalıcılaşmaktadır.

ÇÖZÜM:  Özgürlüklerin tarif edildiği yasalar; insan gelişimine aykırıdır; sindiricidir. Sömürücü, baskıcı, zorlayıcı mantık, özgürleri tarif ederek; yaşamın yenilenme  ve sonsuz olasılıklarına aykırı davranır.

Toplumsal beraberliğin esası diğerinin haklarıdır. Bu haklar, yasakların tarif edilmesi esasını zorunlu kılar.

Siyasiler mevzuatçıları danışman yapması hatalıdır; gelişime, halka hizmete aykırıdır. Asıl olan hizmettir.Hizmeti dolaylı kılan bütün yöntemler halkın gelişmesini değil, devletin irileşmesini hantallaşmasını sağlar.

Hantallaşan devlet obezdir; vergiye doymaz.

Mevzuat hazretlerinin panzehiri halkın içinde çalışarak yaşıyan meslek erbapları, okumuş, ehliyetli  “alaylılardır”; bunlar sivil işbilirler’dir.  Siyasiler sivil işbilirleri en fazla üç yıllık dönemlerle yanlarında danışman, yol gösterici, uyarıcı olarak istihdam etmelidir.

Dönemsel işbilirler mevzuat hazretlerine dönüşmemesi için sürelerinin sonunda, yine piyasaya eski işlerine geri dönmelidir. Böylelikle, halktan, işten, gündelik sorunlardan uzaklaşmış danışmanların, temsilcilerin, vekillerin  önü alınacaktır.

Bakanlıkların mevzuatları tekrar ele alınıp sadeleştirilmelidir. Sadeleştirme; tekrar, anlam bozukluğu, belirsizlik, yoruma açık, tuzakçıl, uzun biçimlerden arındırılmadır.Sadeleştirme; bakanlıklar arası alt yasaların kıyaslanabilir mantıkla yeknesaklık amaçlı olmalıdır. Böylece bir bakanlığın, diğer  bakanlık mevzuatı için anlaşılma işlevi sağlanmış olacaktır.

7.YANLIŞ: Yasa dili yaşayan dil değildir.  Mevzuat hazretlerinin hapsettiği halkın dilidir. Kelimeler gündelik yaşamın temaslarından türememiştir. Kelimeler tozlu arşivlerden, masa başlarından, kullanılmayan sözlüklerden alınmıştır.

Yasa cümleleri dolayımlı mantıktadır. Doğrudan, kestirme anlatım azdır. Cümlelerde  bağlaç kullanımı özensiz işlevsiz ön açıcı değildir.Metin yorumu negatif, kapatıcı yapıdadır.

ÇÖZÜM: 23 Nisan Bayramı,  meclis koltuk oyunculuğundan çıkarılmalı; çocukların, gençlerin geleceğimizin sahipleri olması, bu  gün sağlanmalıdır. Onların doğal tabiatlarındaki netlik, akıl yürütme, türetme, benzerlik oluşturma yeteneği, mantığı yasa  dilimizde   halka ulaşmanın kaynağı bilinmelidir.

Yıldız yaş düzeyindeki çocukların anlayacağı hukuksal dili inşa kamu mevzuatının halka hizmet ve bağlılığına samimiyet kanıtıdır.

Yaşayan dil; özgür, gönençli, ufukçu gençliğin; üreten çalışan halkın kendisi olan ürettiğinde, kazandığında, paylaştığında maddeleşen  dilidir.

YANLIŞ : Bakanlıklar tek yönlük işlevlerini ihdas edilen Bakan Yardımcılıklarıyla sürdürmeye devam etmektedir.Bakan yardımcılarının teşkilatların duyarlığıyla oluşan halkın sorunlarını en tepeden çözme amaçları atıl durumdadır.

ÇÖZÜM: Bakanlıklar, genel yönetim zaafı olan yukarıdan aşağı yönetim modelini değiştirmelidir. Halka hizmet, sorunlara  çözüm odaklı; aşağıdan yukarı olanla, yukarıdan aşağıya olanı eklemleyen; kapalı döngü olmayan,  helezonik, ucu açık döngülü çalışma modelleri  gerçekleştirmelidir.

Tümden gelim ve tüme varış birleşiğinde, tüme varımı önceleyen; eşitler arasında birinci kılan anlayışı, kamu yönetiminde  gelişmenin ilkesi olarak kabul edilmelidir.

Bakanlıklar halkın sorunlarıyla canlılığını sürdürebilir. Halkın günlük ve gelecek sorunlarını öngörmeyen Bakanlıklar millet  için yük oluştururlar.

“Hattı müdafaa Yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh, bütün vatan toprağıdır”. Bu ilke kamu yönetimine uyarlanmalıdır. Barış zamanlarında asıl olan halka, bireye hizmettir.

Bu söz barış dönemlerinde yeniden tanımlanmalıdır.

Müdafaa edilecek olanlar; bireysel, toplumsal adalet, üretim, yükü, tasayı zenginleşmeyi paylaşma; gelişim, bireysel, grupsal özgürlük.

Saldırgan olan işgalci olan ise hizmet karşıtlığı, atıllık, adam sendecilik,taklitçilik, hınk deyicilik; üstencilik, buyurganlık, pasifleştirici güvenlikçilik…bunlar her an her durumda her mekanda mücadele edilmesi gerekene olumsuzluklardır. yıldız düzeydeki çocukların anlayacağı dili inşa yönetimsel dil kılabilecek hedefi gözetmelidir. Olgunluk çağında okuyan çocukların yaşamdan kıyasla türetme yeteneğiyle ulaşabileceği dil yaşayan dildir. Yaşayan dil mevzuat hazretlerinin düşmanıdır.

YANLIŞ: Standartlaşarak sürüleşiyoruz. Batı modelleri her alanı standartlaştırdı; bu bütün dünyayı güdüm, kontrol altına girmesi demektir. Güvenli hizmetin standartları,  güvenli sömürü ülkeleri olarak işletildi. Böylece, yenilik, gelişme  tekeli gelişmiş ülkelerde kaldı.

Tek tip model uygulamaları sürdürmekteyiz. Eğitimde, üretimde, yaşamada, konutlaşmada, şehirleşmede, ulaşımda, adli yargıda, güvenlik anlayışında…  gelişmiş ülkelerin peşinde verecekleriyle kalkınma sırasındayız.

ÇÖZÜM : Doğa, yaşam sonsuz alternatiflerin kaynağıdır. Gelişmiş ülkelerin    M standartlarını  mutlaklaştırdık. Çok basit, affedilir alanlarda  araştırma çalışma serbesti yetimiz var.

Yeni üç bin yılın özelliği kütlesel olmayan öngörülmez gelişimin ucuz maliyetli enerjisiyle buluşmaktır. Her sektörde kamusal alt yapı destekli kooperatif gelişme araştırma üretim eğitim modelleri için pilot uygulamalara başlamalıyız.

YANLIŞ : Değişimin para, para faiz sarmalında sürdürülmesi kalkınmayı takipçiliğin ötesine geçirmeyecektir. Yine üretim modelleri kamu üretiminden bireysel  üretime savrulmuş durumdadır.

Değişimde para, faiz tekeli terk edilmelidir. Değişimde para faiz modeli dünyaya hükmeden finans kapitalin temelidir. Sosyalist denemeler kamusal üretimle niteliksizliği; kapitalist denemeler tekellerle yabancılaşmayı kalıcılaştırdılar.

ÇÖZÜM: Değişimin esası ihtiyaç gidermedir. İhtiyaç, gereksinim satın alınan mamulü üretmekten başlar. Kapitalist ar-ge cilik mutlak kar odaklıdır. İcatları minimize ederek binlerce misliyle satarak halkları kendi kırıntılarına köleleştirmektedir.

Piyasanın tek tipleşmesinin alternatifi üçüncü tip üretim modeli olan kooperatifleşmeyi;  kamu ve bireysel girişimciliğin sentezi olarak geliştirmeliyiz.

Bütün üretim ve hizmet alanlarında   kooperatifçiği üçüncü tür organizasyon olarak   kurmalı  ve çalıştırmalıyız.

Değişim için  paradan, dijital paradan başka modeller oluşturmalıyız. Para üreticilerin bulduğu ve kontrolünde olmamıştır, olmayacaktır.

Üreticilerin kontrollünde değişim araçları oluşturmalıyız. Üretim hizmet Kooperatif planlamalarına göre üretilen malları, kooperatiflerin arz talep borsasına endeksli   tüketim talep puanları ölçümlemesine tabi kılmalıyız.

Burada amaç, artı değerin, üretim ve  pazarlama organizasyonunun hizmet ve üretim kooperatiflerinde kalmasıdır.

YANLIŞ : Kamu yönetimini gelişmiş ülkelerin terk ettiği anlayışta sürdürmemiz, yüzeysel yenilemedir. Telefon bilgi veri alışverişinde  4 G modelden,  5 G ye,  patent sahiplerine “yeterli ödemeyi yapamadan” geçemeyişimiz bunun benzeridir. Ödeme 4,5 G de yapılacaktır.

Eski tip iri, gösterişli, yüksek maliyetli kamu yapılanması, hızla sürdürülmektedir. Bu kent yenilemenin,  ada yerine,  parsel yenileme şeklindeki  makyaj tazelemesi anlamındadır.

Eski tip kamu binalarında devrimsel kamu hizmetleri gerçekleştirilemez. Alt yatırım, hizmet anlayışını koşullandırır.

ÇÖZÜM  : Kamu binalarında halka  hizmet verme  terk edilmelidir.Bu üçüncü bin yılın, siber etkinin  zorunluluğudur. Hizmet verme noktası bireyin bulunduğu yer haline dönüştürülmelidir. Bu yer aynı zamanda değişken, geri dönüşlü,yol –yöntem öneren modeller içermelidir. Cumhurbaşkanımızın kamu yetkililerine tekrar ederek hatırlattığı, “Halkın ayağına hizmet götürmek”, “ ihtiyaç sahiplerini yerinde bulmak”..gibi    başlıklar bu gelişim için yol göstericidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum