“EVET” DEVRAN MI?

Bu gün 30.03.2017, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin oylamasına onyedi gün kaldı. Ufak, rahat adımlar gerilerek hızlanıyor; depar son üç günde başlayacak.

Kamu oyu anketçileri hüner sınavında. Gözün gördüğü, kulağın işittiği sınırlı; bütün tahminler kısıtlı; anketçilerinki sondaj, bütüne sahip olamazlar; sosyal örgünün yeknesaklığına güveniyorlar.

İki ihtimal var . Biri yerleşik, kadim bilinci taşıyan devletin, Recep Tayyip Erdoğan’ın etkisini  kademelerde tartarak, test ederek bulmuşken; “büyük vasiyeti” yerine getirme kararına varıp; sunulan yönetim değişikliğinde, “emanetin” yeniden aktivite edilmesi sağlanacak.



Mustafa Kemal Atatürk’e kadar getirilip, açık edilmeyen vasiyetinde açıklanmayan emanet, Hilafet,aktivite zamanında sökün edeceklerdir.

Hilafet makamı, dış dünya etkinliğinden alınıp,  “milletin şahsi manevisine” konulmasından sonra; Ak Parti nin 2004,2007 Anayasa hareketinden; Cumhurbaşkanlığını sembolik, denge ödevli, sorumsuz etki-sizliğinden; parlamentodan seçilmesine son vererek,  milletin seçimine dahil edilmesi; ardından, bu dahiliyete, parlamentoda bulunan hükümetin Cumhurbaşkanlığına iade edilmesi; Cumhurbaşkanlığının, hilafetin pasif, etkisiz zamanını bekleyen konumdan küresel alana aktif edilmesinin olası eşik günlerinin başlangıcındayız.

Mustafa Kemal Atatürk’ün, “hilafet makamının İslam dünyasındaki etkinliği tartışılmaz. Fakat İslam dünyasının bugün geldiği nokta perişanlık, işgal, etkisizliktir. Bu etkisizlikle bu yüce, etkili makam daha fazla heder edilemez. Böyle durumda Milletin kalbi hükmündeki T.B.M.Meclisi bu makam için en uygun , güvenli yer olacaktır. Hilafetin kaldırılıp T.B.M.M.nin manevi şahsına konulması zorunludur. İleriki günlerde İslam ülkeleri yeterli enginliğe, ekonomik-sosyal etkinliğe ulaştıklarında bu makam, emanet edilen yerden alınıp aktivite edilebilir. Tıpkı Milletler Cemiyeti başkanlığı gibi gelişmiş İslam ülkelerinde dönemsel olarak bu makam temsilciliği dolaştırılır. Böylelikle İslam dünyası, bütün güçlerini küresel amaçlar doğrultusunda en etkili bir şekilde geliştirip insanlığa, sarışa, adalete katkı sağlar,” dediğini geçen haftalar oluşan dış gerginliklerden, Vatikan makamının A.B.taraftarlarını acil toplantı davetinden okuyabiliriz.



Recep Tayyip Erdoğan böyle bir istim içindeyse, “evet” kaçınılmazdır. Bunun sonucu, eski dünya merkezi  Atlantik paktının, yeni dünya merkezi olan Pasifik havzasına akışında bu topraklar orta dünyayı temsil eden  bayrağı göndere çekecektir.

Diğer husus “hayır” mı; o sonuçtan yöntem sorgulamasından başka bir “başlangıç”  beklenemez.

 

Özer ATAÇ