O ‘NUN GÜZEL İSİMLERİ
Özer ATAÇ

Özer ATAÇ

O ‘NUN GÜZEL İSİMLERİ

21 Aralık 2017 - 12:02

 

Soner Yalçın bey  “Tanrı mı Allah mı,”  konulu yazısı  güzel olmuş; aklın yol alışı; akıl ibadet etkinliği; arayış ifadesi.

 https://odatv.com/allah-mi-tanri-mi-1912171200.html

Fakat  yerelliğin  evrensel ile yan yana gelişinden  sömürü çıkacağı; devamında yerelliğin yitip asimile edileceği tecrübesine direnmek hayatın akışına uygun mu?   Tartışmaya değer;   tartışılacak da!

Diller medeniyetin içindedir; ne ötesinde ne de gerisinde. Medeniyetle doğar ve ölürler. Geçmişte çok güzel söyleyişler vardı; kayboldu gitti. İnsanlar kıymetini mi bilmediler; yok,  hayır. Güçlü medeniyetin etkisi onları tarihin devir-daim  kumlarına karıştırdı. Fakat kaygılanmayalım!

Onlar zamanı geldiğinde yeniden biçim kazanıp gün yüzüne çıkacak. “Her şey aslına döner; her şeyin aslı enerjidir.” Kaybolmuş görünenler “repertuar” yenilerler; yenilenme enerjinin dönüşümüdür.

Yiten güzelliklerin yeni görünümü geçmişteki güzelliklerini, “benzerini ya da daha iyisini yaratırız, ”hükmü gereği anımsatır.  Çünkü doğa böyle “çalışır”; insandoğanın kucağından çıksa da ondan ayrıla-mayacaktır.

İslam’ın kutsal kitabında “bütün güzel isimler O’nundur” kaydı var. Benzeri, “ yeryüzünü ibadetiniz için mescid (tek olarak O’na yoğunlaşılan yer)  kıldık.”   Yaradan’a yöneldiğimiz yön Kudüs, Mekke…devamında,    “bütün yönler  O’nundur; ne yöne yönelseniz O’na yönelirsiniz”.

Başlangıçlarda yerleştirile maddi işaretler, idraki artırmak içindir. Soyutun kaynağı somut olması sebebiyle bir deneyim binbir soyut düşüncenin kapısını açar. Bu bedenlerimize “gömülmüş” ruhların bedenle eşgüdümünü sağlar. Çünkü evrende her şey birbiriyle sonsuz bağlar içerir.



Sonuç olarak,  ”ne Türkçemize yazık oluyor; ne de Arabın şamı şekersiz!”

Cebimizde Samsung, İPhone ilişikliremiz bunlar üzerine giderek artan ölçekte yığılırken; onları oluşturan medeniyetin sahiplerine  bütün mahremiyetini teslim etmişken; sonra gerçek beka savaşı veribilir miyiz?!   Audi, BMW..tekerine  yerel fors bağımsızlıkçı söylem  ne güzel duruyor.

İyisi kötüsüyle medeniyetin etkisi geldiğinde; kavşakta  “adil olmasa dahi”   ışıklara uymalı değil miyiz?  Peki uymayalım;  kamera görüntülerinden “kural ihlali” cezasını ödemekte ne kadar

direneceğiz? Hem yolları kullanıp, hem kurallara uymayıp, ardından kesilen cezalara direnmek  normal mi sizce?!  Ha, buna cevaben “sosyalizm kapitalizmin bir kısım sermayesiyle doğdu.” Diyebilirsiniz. Fakat sözünü ettiğim bu değil; sosyalizm devrim esaslıdır.

Dil konumuza  dönelim.

Türçemiz güzel bir dil.  Biz o güzelliğin doruğuna  erişmemişken o güzellikler bizi terk eder; buna,   “istila” diyebiliriz.  1915 Çanakkale savunmasında, ölüme koşan ordumuzun “Allah, Allah” nidasının yerine  Tanrı kelimesi yerleşebilir mi?  Bütün değerli kelimeler, değerli olayların çocuğudur. Güzelim Türkçemizde  “tanrı” sesinin tınısının tutunacağı  değerleri bu coğrafyada   bulmakta zorlanırız.  “ Zorla güzellik” derseniz gerçeklik te “üstencilik” deyip gündemine almaz.   Nininler dahi günceldir.  Çünkü bebek,  “basitin” muhatabıdır.

Küreselleşme günlerindeyiz böylelikle evrensel sözler artıyor. Evrensel yanlış bir kullanım; doğrusu,  küresel olmalı; fakat insan üstü medeniyet açık olarak ortada olmadığından, medeniyet temsilcileri böyle kullanıyorlar. Futbolun böyle kelimeleri var. Üst sıralardaki iddialı takımın kritik karşılaşmasında hani biri skoru artıran şutu Rakip takımın ağlarını havalandırır ve binlerce taraftarı yüksek avazlı yakıntır ya!?

-“Goooll…”

Ya da

Faul, ofsayt…

“Tanrı” sözünün ses tınısı da güzel;  fakat o güzellik koşulları artık yok; “uzak Asyada” kaldı. Bu coğrafyanın gerçekliğinde  “Allah” sesi hala dipdiri; tanıdık, ağza yakın,  cazip geliyor. Buna  “yobazlıktan”, “Arap istilasından” demeyelim. Sebebini Allah kelimesinin  bedelini aşacak miktarı  bu millet henüz yaşamadı diyelim.  Çünkü İslam kitabının dahi ömrü var; kendisinde yazılı.  En bilineni, “ önümüzdeki kıyamete kadar” olduğudur.

 



 

Cumhurbaşkanımız,  “4,5 G den nasıl olsa 5 G ye geçilecek; hatta teknolojisi hazırdır; biz diğerine harcayacaklarımıza irademizi katıp, 5 G ye geçelim.“ demişti de koşullar elvermeyip, yine 4,5 G ye “transfer” olduk.  Bunun gibi alt yapı olmadığında üst yapıda karar veremiyoruz.

Bak İsrail’e; geri vitesi yok!

Yaradan peşinen söylemiş “Bütün güzel isimler O’nundur”. Hatta, özünü tanıtırken isminin olmadığı dönemden başlayarak ismine oradan sayımsız varlığına ulaşır. İhlas suresi,  ağızda kelime için işlevli dili kullanmaz önce; tek bir nefes; aynı zamanda zamir, sonra ilk ismi Allah:   “Hu/O,  Allah,   ehat/tektir.”

Evreni taşıyan Arşı anıştıran Tanrı sözü tabii ki  Tanrının güzel, zamanına  kayıtlı,  yaygın Asyatik isimlerinden biridir.  Şayet Cengiz Han bu gün küresel etkisini sürdürseydi belki diğer Yaradan isimlerin önüne geçecekti.

Şimdilerde, Asyatik olanın, Çin öncülüğündeki  yoğun üretimine bakarak,  yine- yeniden geleceği kapsayıcı   seğirtmelerin kayda geçtiği  bu yıllarda  Tanrı sözünü öne çıkarmak geleceği karşılama olarak görülebilir. Fakat gelecek paylaşım adına totolojik sistemler getirecekse, insanlığın akli sıçramalarını sürdüreceğine  ihtimal veremiyorum.

Son olarak Asyanın nitelikli  üretiminin  Batının geliştirdiği standart ile sürdüğünü; Avrasyanın şimdilik taklitle özgünümsü teknoloji ürettiğini; yapay zekanın sıçrama eşiğini geçtiğimiz şu günlerde övünülen  büyüme rakamlarının üçüncü boyut döneminde kalacağını hatırlatmadan geçemeyeceğim. Bu yüzden isimler etkili olgulardan seçilirler.

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum