PİYANGO
PİYANGO
Yayınlanma :
02.01.2018 11:35
Güncelleme
: 02.01.2018 11:35
Pi sayısı “bir dairenin çapına bölümünden oluşan irrasyonel sayı” diye ifade edilmiş. Pi sayısı üç kısımdan ibaret; üç rakamı , virgül ve bitmeyen sayılar dizimi. Hareket biçimin belirli süreden sonra, oval ve daireyle bulaşması gibi bu daireyle ilgi, bağ kuranları kendine bağlar bırakmaz; zayıfları içine düşürür.
ESİN
İzmir Alsancak semtinde Ziyafe Cafe nin sahiplerinden Serdar beyin dinmek bilmeyen şans oyuna (piyango, ganyan) katılma düşkünlüğü, çamurdan yaratılan insana ruh üflenmesi ya da kopmuş organını yenileyen türler gibi her isabetsizlikte yeniden yenilenmesi çok ilginç.
Serdar beyin çalışkanlığı, el becerileri, dilbazlığı düşlerinin gerçekleştirme etkisizliğine aldırmayarak, kapitalizmin saray burçlarına izin verilen cihetten kancalar atıp tırmanmayı, düşürülmeyi, yeniden tırmanmayı, her seferinde ilkini deniyormuşcasına sürdürmesi; umudunu, hayallerine kanat yapıp cebinde taşıması, burada bu zamanda olmasa dahi evrenin bilemeyeceğimiz köşesinde ve zamanında müthiş olarak sınıflandığını sanıyorum.
İSİMLER
Tevrat’taki “Başlangıç var olan söz” gibi iradeden sonra seçmenin oluştuğunu sanıyorum. Seçme öncelikle kopması zor ve süreli bağ aynı zamanda “düşme”yi getiriyor. Sonrası seçilenin içene düşmek. Şans aklın sırrına ermediği etmenlerin tümü.Bir çok ismi var: Cadere/düşmek,fortune(lat);caso(it),zufam(Al),suerte(isp),luck(ing),hasard (Fran),chanco (çin)…
İtalyanca, geç Latince falan kelimenin bizdeki eski karşılığı kur’a. Meşhur anlamı boş, yazılmamış kağıt.
Buradan yürümüş.
-Nereye?
-Karalanmış olanların arasından bulunup çıkarılmaya.
Bunların konulduğu kaptan yazısız olanı kim çekerse, istediğini yazıp, gerçekleşeceğine ya da beyaz kağıdı çekince söylediği dileğinin gerçekleşeceğine inanılırdı.
Dilek, kurgu ile canlanır. Düşleri yaşama dönüştürme, “düşürme”/indirme fırsatı. Bunun tanıdık olan yönü, İslama “intikalin” La edatı; “La ilahe…”ile geçilmesidir.
NEYE BENZİYOR
Birincisi, Niyet ısıtılan su gibidir. Sıcak su kirin kimyasal yapısını gevşetiyor. Niyet “kader kirini” ısınan su gibi çözülmesinin sağlıyor.Ardından çitileme yani çekiliş başlıyor. Sonuç ne olursa olsun talihin olumsuz bağından kurtulmayı düşünen kişi o anda bu sürecin vereceği en büyük rahatlamayı tadıyor.
İkincisi, çiziksiz beyaz kağıda yazılacak istek. Çekiliş yapılacak kaptaki diğer kağıtlar çizili veya kirli. Talihini açmaya niyetlenen kişi beyaz kağıdı seçtiğinde kaderini kendi yazabileceği umuduna kapılıyor. Bu umut düzeyi, akıl tapıcıların aklına güven düzeyine eş miktarda fakat çok yine bir tadımlık sürede oluyor.
“Manidar”dır, nefislerin ölümüne de “tatmak” deniyor.
Bu “işin” diğer türü çöp çekmek. Uzun çöplerden kısayı çekenin korkulana adanma akıbeti.
Bütün bunların günümüzde yüzlerce çeşidi oluştu.İnsanların nüfusu çoğalınca kaderin çeperi zorlanıyor. Daha kötüsünü engellemenin ilacı olarak dönemsel çekiliş müsekkinleri oluşturmak.
İlginçtir, kalıcılığına kanıttır: Bu müsekkinlerin millileri de var.
**
Bilindiği üzere Kuran’da kumar kınanır.
Kumarın içindeki büyük günahı hatırlatır. (2:219 Vel meysir/ve kumarı …ısmun kebiruv/büyük bir günah).
Ardından Kumarın içindeki büyük bir günah bir de insanlara bazı yararlar” söz eder ( menAfiu / bazı yararlar, linnas/insanlara).
Hani sufiler, “cennete her şey serbest iken günümüzde yasaklar, yasak olanı andıranlar çoğaldı, ” derler. Bu çoğalma entropidir. Artık olumsuzluk “dışarıdan” içeriye girmiş, koyun koyunayız. “Dışarıda” olan olumsuzluk neredeyse kalmamıştır; içerde kalan umudumuz son bozulacak olan olandır. Kumarın büyük günah ayarındaki olumlu yönü riskli olan yararından söz ediyorum.
*
GÖZÜ KARALAR
İnsanların yaşam düzeyleri arasındaki uçurum derinleştikçe çoğunluğun umutsuzluğu, zenginliğe yönelik arzusu, çabası, her türlü girişimi artıyor. Zengin olma hedefine kapılanlar sınıfsal setleri aşamadıklarından suç organizasyonları kuruyor. Amaçları derin uçurumu korsan köprülerle geçmek. Bu organizasyonlar devletin içindeki diğer ihtiraslı yetkilileri bulup korsan köprü inşasına katıyor.
Demokrasi, şeffaflık, özgürlük; gelişip, insan kalitesini çoğaltsa dahi olumsuzluklar yok olmuyor. Nitelikli toplumlarda olumsuzluk, evrimleşerek nitelik kazanıyor. Benzer “gelişme”, devlet bürokrasisi içinde yaşanıyor. Kurtarıcılar, daha çok kurtarıcılar; sevenler, daha çok sevenler; adananlar, daha çok adananlar. İnandıkları amaçları gerçekleştirmek için genel, açık, sorgulanabilir ilkelerle işlemesi gereken toplumsal düzende, “yangın çıkışı” gibi “kurtarıcı çıkışları” oluşturuyorlar. Bu genel olguya yönelik kaygımı hemen belirtmeliyim. Virüs evrensel modelleri “bilir”. Tüm varım yolları yanında tümden gelim yollarını da kullanır, zorlar. Üst yapının kamu yararı lehine araladığı kapıdan yalnız öngörülen iyi niyet girmez; hiçbir tarayıcı bunu engelleyemez.
Zorunluluk “telafisi imkansız” riskten beslenir. Bu tabir açık hukuk düzeninde yasa ile yol alırken; diğer düzenlerde “hamiline muafiyetle” aşılır. Devletler halk üzerinde egemenliklerini “tanrı işine” bağlaması bundadır. Bu husus demokrasilerde de dolayımla aynıdır. Egemenlik kalıcılık seyrinde giderek Tanrıya öykünmeye ulaşır. Her şey erkin merkezinde işler. Yasa konulur, kaldırılır, ceza verilir; can alınır, af edilir; rütbe- mevkiler oluşturup sistem sürdürülür.
SEÇİMLER, ÇEKİLİŞLER
Piyangodan buralara mı gelinir? Demeyin. Çünkü her yol devletin ve devlete çıkar.Demokrasilerdeki kabiliyet, inanılırlık seçimleri albenisi yüksek ikramiyelerle benzeşiyor.
Kurulu düzenlerde sınıf atlamak kolay mı? Ya miras ya da gözü karalık ister. Şans ise gündelik yaşamımızda temas ettiğimiz hepsinin kaynağı.
Mirasın çeşidi çok: Aile, hısım desteği, nitelikli yetenek ve akıl sahipliği, gelişmiş toplumda doğmak veya orada vatandaşlık kazanmak. Konumuz sayılanlar dışındaki girişimler. Gözü kara aşırı isteklilerin yaşam düzeyi ayrılığını aşma çabası. Kurulu düzenler dolaylı engel olarak milli piyango çeşitlerini böyle oluşturdu.
PAYLAŞIM
İslam’ın ikinci halifesinin ganimet üleştirmesi pek bilinir. Paylaşamayanla halife Ömer’den adil paylaşım ister. Halife Ömer sorar:
-Nasıl paylaştırayım; Allah’ın dağıttığı gibi mi kulun paylaştırması gibi mi?
İkisi de – Allah’ın paylaştırdığı gibi olsun der.
Bunun üzerine Halife ganimetin büyük kısmını birine, kalanı diğerine verip, - Böyle oldu, der.
Onlar yine itiraz edince,
-Allah dilediğine dilediği kadar verir.
Diyerek yaptığını ayetle delillendirir.
İşte Böyle!?
Allah mülkü ve diğer nitelikleri “dağıtırken” pasifistler gibi “dur bakalım ne olacak?!” demeyeceğine göre ilahi ikrama, ikram edilmemişlere alçakgönüllü ve paylaşım ile mukabele etmesini ister. İşin aslı, çoğunluğun bunu yapmayacağını bilerek.
Bu yüzden kuralar, piyangolar, çekilişler; zarlar, kumarlar; olmazsa fal okları, remiller, astrolojik “etkinlikler” bitmez!
Halk deyimidir: “Kişi kendinden bilir işi.” Yüksek takdir kendinde olsaydı aynısını yapacaktı.
**
“ORGANİZE İŞLER”
Uzun zamandır devletler organizasyonlar düzenleyerek bahisler, çekilişler, piyangolar düzenleyerek; insanların kaçınılmaz yönelişlerinden gelir ediniyor. Tabii kazanan vatandaşlar edindiği geçici kanatla ulaştığı mertebede tutunamaz; çünkü kanat “montajdır”. “Talihlinin” çevresi değişir, maskeliler yaşamına girer, aşırı şüphe hastalığına düşer. Ardından ani irtifa kayıpları ve düşüş.
Devlet bu işleri başkasına devir etmez; egemenliğinden bilir. Görünürde amacı milletin diğer acil ihtiyaçlarına destek kaynak sağlamaktır. Bu iş liyakatsiz işlerden olduğundan isteklisi çoktur.
Devletler bu yüzden basit işleri elinde tutar, başarır. Diğer karmaşık , fikri çaba sabır isteyenler için “güvencesizlik ve bilgelik” gerekir. Acizler, liyakatsiz olarak sınıflandırılmak istemezler; onlar pasifist, tembellik sıfatını daha çok benimseler. Gözü kara liyakatsizler ise daima devletlerini, milletlerini ne kadar sevdiklerini söyleyerek yaşarlar. Bütün yaşam ve organizasyonlarında devlet yapısına ve etkinliğine öykünürler. Bu öykünme devletlerin ilk oluşumundaki yasa dışılığın tümden gelim yönteminin zorunluluğudur.
Değinilerle ulaştığımız nokta, düzenin içindeki düzensizliğin hassas sırrıdır. Bu hassasiyetin bozulmaması için söz konusu yapının nimet ve külfetlerinin ayrımsız paylaşılması gereğidir. Aksi takdirde entropinin pimi çekilir. Yasakların helal kılındığı noktalar yerinde kullanılmazsa, koşullara bağlı yararları yerine entropiye katılarak sonun başlangıcını tetikler.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: