SEÇİMLER VE MİTİNGLER
Özer ATAÇ

Özer ATAÇ

SEÇİMLER VE MİTİNGLER

27 Ekim 2015 - 16:47

Demokrasi
Demokrasi tek tek bütün vatandaşların, devlet aygıtında görevli profesyonel yöneticileri,memurları yönetecek, gözetecek; vergi vererek, askerlik yaparak, kamu hizmetine katkıda bulunarak kazanmış oldukları haklarını koruyacak, geliştirecek temsilcilerini süreli olarak seçerek görevlendirdikleri yönetim sistemidir.
Evrimsellik
Toplum ve birey gelişim içinde olmalıdır. Toplumsal ödev, sorumluluk, hedeflerin bireyle beraber anılması, birinin diğerine hükümran olup yok etmemesi içindir. Toplum ve bireyin birlikteliği genellikle ayrımcı olarak ele alınmaktadır. “Toplum geliştiğinde birey gelişir”; “bireyler geliştiğinde toplum gelişir.” Bu önermeler daima aldatıcı olmuştur.
Yalnız toplumun gelişmesi gözetildiğinde, onu oluşturan insanların bireyselleşmesi sağlanamaz. Çünkü dengeli gelişmek için iç ve dış bağlantılarla paylaşımcı, uyumlu gelişmek zorunludur. Enerjinin bir yerde toplanıp fazlalaşması şişmanlıktır (obesitas/polypionia).
Böyle devlet yapılarında fertlerin bireyselliği çok az seçilmişe “nasip” olur. Devleti temsil eden kamu otoritesi kamu işini kime verirse o kişi gelişir,güçlenir, fırsat bulursa elde ettiği zenginlik ve olanaklarla soyunu bireyselleştirir. Diğer kesimi oluşturan kişiler bireyselleşmeden,kişi olarak yaşamlarını sürdürür.
Ulaştığımız noktada sosyal kümedeki evrim, insan türünün öz değerlerini geliştiremediği kişilikten, dengeli paylaştırılan toplumsal olanaklarla geliştirebilir hale dönüşmesi; toplumun içinde, topluma karşı veya toplumla beraber olabileceği seçenekleri, özgürce kullanarak bireyselliğe ulaşmasıdır.

Kıymet ölçümü
Siyasal sistemlerdeki değişikliğin maliyeti insan ömrüyken, teknolojideki maliyet, zaman aşımıdır. Öncekinin amacı, insan mutluluğu; ikincisinin ise mutluluğun finansmanıdır.

Zor olan ödev
Aşırı bağımsız hücrelere kanser diyoruz. Her hücrede var olan aşırılığın, diğerinin hak ve hukukuna zarar vermeden kendi içinde en yararlı düzeye ulaştırılması sağlık işaretidir. Doğal olmayan koşulların, stresin, gıdanın odak bozucu etkisiyle, insan hücrelerindeki taşkınlığa eğilimli hücreleri kanserleştirecek harekete geçirir.
Sağlıklı toplumu böyle düşünebiliriz. Bireylerin tamamının geliştirilmesi yönünde gözetilmesi, henüz çok az toplumda gerçekleşmiştir. İnsanlardaki kanser hastalığıyla toplumlardaki anarşi, kaos tanıklığı günümüzde birbirine koşut seyretmektedir.
Baştan sakat görülüyor; eşitsizlik yasası yeteneklilerle yeteneksizleri ayırmak için işliyor; iyi tür gelişiyor, geri tür iyi tür için yok oluyor. İnsanın bedeninde milyonlarca yetenekli hücrenin, kendilerini “zor tutup”; diğer yeteneksiz hücreler sebebiyle hedeflerine ulaşamayışlarının stresini yaşamayan insan var mıdır yer yüzünde ?! Bu yüzden, “insan kendi içinde her an ölüm ve dirim savaşı veriyor” denmiş.
Konumuza dönelim.
Zor olan gelişmemiş bireylerin bütünün birikim ve yardımıyla geliştirilmesi; kervana uygun hale getirilmesi… Demokrasiyle bu mümkün müdür?!
Meydanlar ve yığınlar
Demokratik sistemlerde seçmenin yaşam, deneyim ve algılarının yetmezliğine inanan siyasiler; yapa geldikleri işlerin, ne kadar vatandaş ve vatan lehine olduğunu anlatmak, açıklamak; açıklarken, katılmayanları etkilemek için meydanlara ihtiyaç duyarlar.
Binleri, yüz binleri meydanlarda, öğretilmiş sloganlarla toplayıp, bilinenlerin belletilmesini sağlıyorlar. Böylelikle, gizli oy öncesi olası ayartmaları en güçlü ses ve görüntüyle savıyorlar. Bu seçmenlerin, yüz yüze yüksek düzeyli ses debileri eşliğinde yapılan söylevlerin dışında bırakıldığında; beklendiği düzeyde doğru tercihler yapabileceğine inanılmamasından kaynaklanmaktadır.Tersini düşünürsek; iletişim özgürlüğünün kirliliği veya yetersizliğiyle oluşacak yanlış bilgilerden seçmeni en etkin biçimde arındırmak büyük mitinglerle sağlanabilir denilmektedir.
Her ikisi de fertlerini araştırma, öğrenme “yetersizliğini” çağrıştırıyor. Devletin devamı asıl değil miydi? O devamlılıkta, yürürlükte olan yasalarda, vatandaşın eğitimi, gelişmesi, özgür bilinç kapasitesine ulaşması; yalan, yönlendirici, saptırıcı fikirlerin yaptırıma tabi tutulması, önlenmesi.. o devletin ödevi değil miydi?
Böylelikle mitingler, kamunun eğitimi sağlanamamış, doğruyu yanlışı yeterli düzeye ayırt edebilme düzeyine ulaşmamış fertlerin; açık alan toplantılarıyla, ülkeyi yönetecekleri seçebilecek düzeye çıkarılması oluyor. Diğer yandan mitingler; görevini yapamayan kamunun, bir an önce görevlerini yaptıracak temsillere yüksek ihtiyacını gösteriyor.
Anlaşılan, kendiliğindenciliğe; kamunun ayağa hizmet götürüp, fertlerin sorunlarını yerinde çözme hizmetine çok yol var. Şunu da hatırlatalım; canlı performans düşkünlüğü yönetimsel değil, sanatsaldır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum