M İ T İ N G M İ T İ
Özer ATAÇ

Özer ATAÇ

M İ T İ N G M İ T İ

03 Haziran 2015 - 11:20

Tümden iniyorum;

Baştan fikrimi açıklayayım; parti mitinglerinin eski Türkiye de kalmasını diliyorum. Yeni Türkiye ye maalesef yakışmıyor; ister üç milyon insanın toplandığı imrenilen; ister, yirmi bin kişinin toplandığı küçümsenen miktar olsun.Etkisi daima kazananı değiştirmeyecek, yöneticileriyle taraftarlarını karşılıklı temaşada enerji, vakit, para harcatacak…

Bildiğimiz seçim mitingleri toplananların miktarı ne olursa olsun niteliksel çalışmalar değildir. İyiniyetle bakarsak,  niceliksel sonuçlu  teşkilat çalışmalarıdır. Yanı sıra olumsuzluğu vardır. Goygoyculuğun kitleselliğini gösterir; gücü kutsayan taraftarlar yetiştirir; alkışçılığı önemsetir; çokluğu niteliksel sandırır; çokluğa hak verdirir; çokluğun değişkenliğini örter; çoklukla haktan uzaklaşılır. Mantık usulünde ilerleyelim. Çokluk,  analitik düşünceyi örseler; aklı gürültüye kaptırır;  çokluk aldatıcıdır; düşürüşü ani olur; sıklığına güvendirip doğallığındaki boşluğa düşürür. Çokluk, sürekli değildir; çokluk sanıyı/zannı artırır. Çokluğun doğrudan, haktan  payı azdır. Çokluk yüksek ateştir;  kısa erimlidir;   nankördür…

Gelişmiş ülkelerde bu tür uygulamalar görüyor musunuz? Oralarda yönetim sistemi  konuyu otomatiğe bağlamıştır. Rutin işlerde bağırtıya, kalabalığa gerek yoktur. Farklı durumlarda  ise eleştiriler protestolar kaçınılmazdır.



Nedir bu bayraklı, flamalı kalabalıklar?!

Taraftarların toplanıp, taraf olduklarına, sevgilerini karşılıklı ve bulundukları yeri “inleterek” bağırmaları; şarkı lamaları, türkülemeleri neyi hedefler? Onca hazırlık, onca koşuşturma, onca enerji, masraf, borçlanma değer mi?! İlerlersek; teşkilatların dinamizmini mitinglerle ölçülmesi; iktidar için halkın onayını almanın ne kadar adil göstergesidir?  Şöyle derler:   “mitingler ve  seçim sonuçları halkın iktidara vefasının göstergesidir.” İlk bakışta, adil alışveriş  gibi görünüyor. Analiz yaparsak; mitingler, neticede “kombine bilet satışlarını” hedefleyen; elde olanı tutmayı, tutarken; eğilimlileri, kararsızları  kazanmayı hedefleyen  anlayışın göstergesidir.

Neden vazgeçemiyoruz?

Mitingler amaçlı kalabalıklardır. Son tahlilde bütün siyasal rejimler, etkilerini kanıtlamak için kullana geldiği iletişim modelidir.  Gerekliliği konusunda neredeyse bütün siyasi partiler hem fikir. Güçlü siyasi partiler ise mitingleri olmazsa olmaz görürler. Erkin, zenginliğin, güzelliğin, gücün özünde dışa vurum, gösteri  vardır.

Diğer taraftan demokrasilerde mitinglere adayların pazı gösterisi de diyebiliriz; temaşa, gösteri; taraftarları canlandırma, dayanışma;  moral, motivasyon; algı savar, darbe savar;  dayanışma, direnme; birlik-beraberlik- zindelik  mesajları.

Ters-negatif etkileri de var. Demokratik olanlardan aşı alıp; kontrolsüzlüğe evirilebilirler. Ayaklanma, kalkışma, kaosa zemin hazırlama; ders verme, uyarı; sallama, ihtar…



Planlı olanların, amaçlananın dışında yönelmeler istisna olmakla beraber, riskleri büyüktür.  Bunun için  akışın amacı, katılımın  özelliği;  debisi, mevsimi,  havanın durumu; içsel birikim, yönlendirme araçları; genel tema, kontrol mekanizmaları; akış yatağı… kalabalıkların genellemesini veya sapma miktarını gösteren toplum mühendislerinin  kullandığı  verilerdir.

Sosyal aspirinin vazgeçilmezliği

Eski anlayışın, “eski Türkiye” nin  yönetim alışkanlığı olması gereken  mitingler; siyasal iktidarların varlıklarını sürdürmek için en çok kullandıkları ve etkisinden emin oldukları  yöntemdir. Yanı sıra mitingler, demokrasinin olmazsa olmazı kabul ediliyor. Onbinler, yüzbinlerce taraftarı, şehrinin plansız yerlerinden, uçlarından alıp; planlı görkemli yerlerine taşıyarak,  yüksek volümlü nutuklarla bilinenin  kitleler önünde, kitlelerle tekrar edilerek; belletmek, tasdik ettirmek; kanıksatmak; hak verdirmek amacındadır.



Ana damarlar, kılcallara muhtaçtır.

Günümüzde kitlesel iletişim araçları durmaksızın çeşitlenerek değişime uğramaktadır. Artık elektronik gazete, e- portallar ve sosyal medya uygulamaları haberleşmenin en önüne geçtiler.

Eski tip sokak duyuruları, duvar gazeteleri unutuldu. Kağıda basılı gazeteler gitti gidiyor; ömürleri tükeniyor. Televizyon kanalları  uydu sistemine geçerek eviriliyor. Yüzlerce kanal kumandayla kullanıcıların önünde akıyor. Buna karşın yerel kısa dalga radyoları hala büyük şehirlerde  iş-ev arası ulaşımın tıkanıklığında oyalamacılığını sürdürüyor.

Basılı dergilerin,  kitapların ömrü; orta yaşı aşmışların dönemini andırıyor.   Sosyal e-ağlar; facebook, twitter, instegram, whatshapp  ve yeni doğanlar; kontrolü güç, ürkütücü etkiye sahipler. Her şeye önceden, geri dönüşsüz,  “kendiliğinden” karar verir durumdalar.

Sonuç

Başlangıçtaki tümün durumu, evrenimizin helozonik işleyişi sebebiyle    bu kısa değini de dahi değişecektir; böylelikle ulaşacağımız tüm, geldiğimiz tümden farklı olacaktır.

Türkiye siyasasının vazgeçemediği “iletişim” modeli olan meydan mitingleri; sürme temayülü gösterse de “Yeni Güçlü Türkiye” vizyonunda bu temayül değişecektir; yerini daha evrensel, akli, güvenli, gürültüsüz, israfsız, medeni   modeller  alacaktır.

Özer ATAÇ

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum