Nurettin Soyer'e katil iddiası!

MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, CHP’den İzmir Büyükşehir Adayı gösterilen Tunç Soyer ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Nurettin Soyer'e katil iddiası!

MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, CHP’den İzmir Büyükşehir Adayı gösterilen Tunç Soyer ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Nurettin Soyer'e katil iddiası!
31 Ocak 2019 - 13:57

“Cumhuriyet Halk Partisi; ülkücüler için tahrik edici bir karara imza atarak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak Tunç Soyer’i ilan etti. Tunç Soyer’in adaylığının; özelde ülkücü harekette, genelde ise 12 Eylül faşizmine maruz kalan bütün toplumsal kesimlerde tepki toplama sebebi ise yakın tarih okuması yapabilen herkes için aşikârdır” diyen Osmanağaoğlu, Soyer’in babası Nurettin Soyer ile ilgili açıklamada bulundu.
Osmanağaoğlu şöyle konuştu:
“Tunç Soyer’in babası Nurettin Soyer; 12 Eylül 1980 darbesi sonrası; düzmece belgeler ve hukuksuz yargılamalarla ülkücü hareketi mahkûm ettirmeye çalışan savcı görünümlü bir tetikçidir.
Soyer; sırtını yasladığı cuntacılardan aldığı güç ve cesaretle, bugün dahi Türk tarihinde utanç verici bir leke olarak anabileceğimiz MHP ve Ülkücü Kuruluşlar iddianamesini hazırlamış ve bu memleketin vatansever evlatlarına karşı taarruza kalkmıştır.
İşkence tezgâhları ve idam sehpaları arasına sıkıştırmaya çalıştığı ülkücü gençliği; hazırladığı iftiraname doğrultusunda ifade vermeye zorlamış, çoğu kez sorgu esnasında yaşanan insanlık dışı muamelelere bizzat nezaret etmiştir. Milliyetçi Hareket’in Başbuğu Alparslan Türkeş başta olmak üzere yüzlerce ülkücünün idamını talep eden Nurettin Soyer; savcı cübbesinin içinde kimliğini kamufle etmek isteyen bir katildir.”
Ortada acı bir manzaranın bütün gerçekliğiyle durduğunu söyleyen Osmanağaoğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi; ülkücülüğün temsil ettiği ne kadar değer varsa hepsine hasımlık güttüğünü göstere göstere, Tunç Soyer’i İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ilan etti. Ülkücülere karşı düşmanca bakışın aile geleneği olarak sürdürüldüğünü bütün milletimize hissettirecek bir çıkış yapan Zillet İttifakı adayı Soyer; küstahça bir tavırla “iki Genel Merkezin aralarında yapacakları bir çalışma, benimle ilgili bir şey değil” diyerek konuyu kendi açısından kapattı” diye konuştu.
Osmanağaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer; HDP'nin Ağustos 2017'de İzmir'de yaptığı "Vicdan ve Adalet" mitingine iştirak etmiş ve "Sizin gücünüzü artırmak için elimden gelen desteği vereceğim" beyanında bulunmuştur. Yine ülkücü düşmanlığının değişmeyen adresi Soyer, PKK'nın belediye imkânlarıyla haince bir kalkışma tertip ettiği Diyarbakır'ın Sur ilçe belediyesine kayyum atanmasını da sert bir şekilde eleştirmiştir.
Devletin millete hizmet götürmek için PKK’nın siyasi uzantılarını tasfiye ederek bir başka görevli atamasını “Sur'a kayyum darbedir” diyerek değerlendirmiştir.
Yine Kadıköy Belediye Başkan Adayı olarak CHP tarafından seçilen Şerdil Dara Odabaşı PKK’nın provokasyonları esnasında Lice ve Ceylanpınar’la dayanışma twitleri atmıştır.
Tescilli ülkücü düşmanı ve PKK dostu isimlerden bir başkası da CHP’nin Sancaktepe Belediye Başkan Adayı olan Özgen Nama’dır. Onun kafasında MHP’nin ve ülkücü hareketin nasıl bir yere sahip olduğunu aşağıdaki twitler izah etmektedir.
“MHP'nin Tarihsel Misyonu Irkçı ve Faşist Bir Parti Olmasının Yanı Sıra Yakın Tarihte de AKP'nin Yedek Deynekçiliği Olmuştur.”
“Tebrikler Faşist Parti! daima yedek koltuk değneyi  oldunuz...”
Yine aynı Özgen Nama “MHP zihniyeti dün Kürt yoktur diyordu, bugün kürt sorunu yok diyor, yok demekle veya yok sayarak oluyorsa, o halde kendini neden üzüyorlar” diyerek partimiz hakkında bir kara propaganda faaliyeti yürütmektedir. MHP’yi Kürt düşmanı bir faşist parti olarak gören CHP Sancaktepe Adayı; PKK’nın siyasi ayağı olan HDP’ye karşı ise son derece müşfik ve dostane davranmaktadır. “HDP ye Çok Geçmiş Olsun, HDP Sağduyulu Olmak Zorunda, Azgın Muktedir HDP yi Şidette Yöneltmeye Çalışıyor” diye twitler atarak bu bakış açısını kendi diliyle ikrar etmiştir.
Varılan noktada; HDP’nin İstanbul, İzmir, Mersin, Adana gibi illerde aday göstermeyerek kimlerle gizli ittifak çalışmaları yürüttüğü açık seçik anlaşılır hale gelmiştir.
Elinde 12 Eylül’den kalma ülkücü kanları olan, namlusunda Mehmetçiğe sıktığı kurşunun barut kokusu hala duran bu Zillet İttifakı unsurlarına karşı; kendisini milliyetçi olarak tanımlayan herkesin tek kapısı Milliyetçi hareket Partisi’dir.
Büyük Türk Milleti’nin ferasetiyle bu doğru adresi bulacağından ve istikamet üzere yürüyüp bu şer şebekesine unutulmaz bir tokat vuracağından zerre kadar şüphemiz yoktur. “

YORUMLAR

  • 0 Yorum