Kılıç: “Türkiye’nin teminatı olmaya hazırız”

İktidara, ülkede yaşanan geçim sıkıntısı ve ekonomik kriz üzerinden yüklenen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, “Saadet Partisi olarak teşkilatlarımızla birlikte çalışıyoruz. Yolsuzluğun, haksızlığın, adaletsizliğin olmadığı bir Türkiye’nin teminatı olmaya hazırız” diye konuştu.

Kılıç: “Türkiye’nin teminatı olmaya hazırız”

İktidara, ülkede yaşanan geçim sıkıntısı ve ekonomik kriz üzerinden yüklenen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, “Saadet Partisi olarak teşkilatlarımızla birlikte çalışıyoruz. Yolsuzluğun, haksızlığın, adaletsizliğin olmadığı bir Türkiye’nin teminatı olmaya hazırız” diye konuştu.

Kılıç: “Türkiye’nin teminatı olmaya hazırız”
10 Ekim 2022 - 12:27

Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde yoksulluk nedeniyle geçinemediğini söyleyen ve gözyaşlarını tutamayan bir kadın vatandaşın videosunu izleterek başlayan Kılıç, ülkenin içinde bulunduğu geçim sıkıntısı üzerinden iktidara yüklendi.

“Kendilerini hesaba çeksinler”
‘Bir çocuğun, hayatının en güzel günlerini yaşaması gereken yaşında geçim derdini iliklerine kadar hissetmesi, bu dertle gözyaşlarına boğulması, sesinin tir tir titremesi, boğazına dizilen düğümler, iktidarın kulaklarını tıkadığı feryatlara tercüman olması, ne kadar acı ve iktidar adına utanılası bir durum’ diyen Kılıç, “Hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde Tarım Bakanı Vahit Kirişçi, ‘Verdiğiniz oyun ahiretteki hesabını düşünün’ türünde sözler söyledi.  Ülke yöneticilerinin hiçbirinin ahiret hesabından söz edilmiyor. AK Parti iktidarı ise ahiret hesabını, verdikleri oy üzerinden vatandaşın boynuna yüklemiş. Sanırsınız ki yöneticiler şu yaşanan tablodan tamamen bağımsız ve sorumsuz, sıfır veballe gidiyorlar öteki dünyaya.. Kiramen katibîn geçim derdinden gözyaşlarına boğulan çocukları yazmıyor mu? Ayyuka çıkan yolsuzluk dosyalarını yazmıyor mu? Aç yatanları yazmıyor mu? İsraf deryalarını yazmıyor mu? Adam kayırmacılığı, liyakatsiz işe yerleştirmeleri yazmıyor mu? Hakkı hukuku yenenleri yazmıyor mu?  Ahiret hesabı noktasında herhalde en derin kaygıyı hissetmesi gerekenler, ülkeyi yönetenlerdir. Aldıkları kararlarla, uyguladıkları icraatlarla milyonlarca insanın yaşam şartlarını belirleyenler başkalarına ahiret hesabı hatırlatacaklarına, bu ikazı önce kendilerine yapsınlar ve kendilerini hesaba çeksinler” dedi.

“Popülist uygulamalarla  model olmaz”
İktidarın ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ni eleştiren Kılıç, “İktidar, mükemmel bir modele sahip olduklarını ve bu sayede enflasyon başta olmak üzere, ekonomide ne kadar sıkıntılı konu varsa hepsinin halledileceğini dile getiriyor. Ancak, tablo ortada. Zaten iktidar gücüyle ‘ben yaptım oldu’ demek, hiçbir denetime ve fizibiliteye dayanmayan, sadece kendi akıllarına gelen bir fikri uygulamaya koymak da model üretmek değildir. Model dediğiniz zaman, hedefleri ve adımları belli olur. Sistemli bir şekilde neyi niçin yapacağınız önceden belirlenmiştir. Her aşamada hesap verebilir ve denetlenebilir. Örnekleri ve başarı deneyimleri vardır. Dilek ve temennilerle model olmaz. Popülist uygulamalarla model olmaz. Yaşanan ağır ekonomik kriz, insanların umutsuzluğu, gençlerin ve nitelikli nüfusun geleceğini yurt dışında arama talebi, modelsizliğin bir sonucudur” diye konuştu.

“Savrula savrula yönetiliyor”
Türkiye’nin modelsizliğinin, sadece ekonomi alanında olmadığını, hukuk, insan hakları, ifade özgürlüğü, şeffaflık gibi bütün istatistiklerde en sonlarda yer aldığını söyleyen Kılıç, “Ne dış politikada bir model sahibidir, ne eğitimde. Ülkemiz, bütün alanlarda bir modeli ve yol haritası bulunmadan savrula savrula yönetilmektedir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi olmak iddiası, sloganlar, nutuklar havalarda uçuşuyor. Gerçekte ise Türkiye ilk 20’den de aşağı konumda bulunuyor. Sadece ekonomide değil; ülkelerin hukuk, şeffaflık, ifade özgürlüğü, eğitim gibi temel alanlardaki kapasitesini ölçen diğer endekslerde de Türkiye en sonlarda yer alıyor. Ve giderek gerilemeye de devam ediyor. AK Parti iktidarı yıllardır Türkiye’yi iddialı sözlerin rüzgârında savurmaktadır. Kimi zaman bütün dünya güçleriyle mücadele ettikleri iddiasıyla.. Kimi zaman kendilerinin bile inanmadığı pembe ve hayali başarı tablolarıyla.. Kimi zaman da ne zaman geleceği hiç belli olmayan ihtişamlı tarihleri bekleyerek.. Beklenti ve öteleme yöntemini o kadar kanıksamışlar ki.. 20 yıl boyunca güzel günlerin 2023’te geleceği vaat edildi. 2023 gelip kapıya dayandığında ise tarih birdenbire 2053 veya 2071 oldu. Bu itibarla, bizler Saadet Partisi olarak geleceğimize sahip çıkmak için, bu ülkenin rotasının refah, kalkınma, adalet, hukuk, şeffaflık istikametine dönmesi için teşkilatlarımızla birlikte çalışıyoruz. Yolsuzluğun, haksızlığın, adaletsizliğin olmadığı bir Türkiye’nin teminatı olmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum