Fed Başkanı Yellen: Krizi önleyemem

Fed Başkanı Yellen: Krizi önleyemem

Fed Başkanı Yellen: Krizi önleyemem

Fed Başkanı Yellen: Krizi önleyemem

10 Mart 2015 - 18:51

Fed) Başkanı Janet Yellen, Fed’in yeni bir finansal krizi önleyemeyeceğini ancak alınan riskleri sınırlandırarak, olasılığını azaltabileceğini ifade etti. Ek olarak ise 2008 krizine dair de önemli bir açıklamada bulunup, 2007-2009 krizinin “merkez üssünde” fazlasıyla risk alan büyük finansal kuruluşlar olduğunu belirtti. Aralık 2014’te alınan kararla 16 kuruluşun yoğun gözetim altında tutulduğunun ve bu kuruluşlar arasında yer alan 8 bankanın, bankacılık sektöründeki toplam mal varlığının yüzde 60’ına sahip olduğunun bilgisini verdi. Kısaca Yellen, bankalara biraz gözdağı verip, bu gidişatın biraz düzelmesi gerektiğini belirtti.

”Euro Bölgesi’nde deflasyon tehdidi azalıyor”  

Biz Türkiye olarak enflasyonu düşürmeye çalışırken Avrupa da arttırmaya çalışıyor. Uluslararası finans kuruluşlarının ekonomistleri, Euro Bölgesi’nde büyümeyi yavaşlatan deflasyon tehdidinin azaldığını ve Avrupa Merkez Bankası’nın aldığı önlemlerin etkili olduğu görüşünde birleşti. Euro Bölgesi’nde uzun süredir düşük enflasyona karşı tedbirler üretmesine karşın enflasyon henüz hedeflenen % 2 seviyesine yakınlaşamadı. 2014 yılı enflasyon beklentisi % 0,7’den % 0,5’e çekilirken, 2015 yılı enflasyon beklentisi % 1,2’den % 1’e, 2016 yılı enflasyon beklentisi de % 1,5’ten % 1,4’e indirilmişti. AMB, bu kapsamda Euro Bölgesi’nde fiyat istikrarını sağlamak ve talebi canlandırmak için devlet tahvili satın alımı programını açıklamış ve ayda 60 milyar Euro’luk tahvil alımına bu yılın Mart ayında başlayıp 2016 yılının Eylül ayında sonlandıracağını ilan etmişti. Buradaki amaç, harcamayı arttırarak enflasyonu biraz körükleyip, piyasaları canlandırmaktır. Çünkü şu anda bankalarda negatif faiz dönemi yaşanmaktadır.
Başbakan Davutoğlu: Türkiye gelecek için umut vadeden bir ülke
 Başbakan Davutoğlu, New York’ta Goldman Sachs Doğrudan Yatırımcıları’yla bir araya gelip, “Türkiye bir istikrar adası, geleceğe dönük vizyona sahip bir ülke ve AB ülkeleri ile OECD’nin ortalamasından çok daha büyük ekonomik büyümeye sahip bir ülke. Ekonomik dinamizm ve siyasi istikrar açısından Türkiye gelecek için umut vadeden bir ülke, bugünün küresel ekonomisinde İstanbul öyle bir büyüyor ki önümüzdeki yıl ve on yıllarda finansal merkez haline gelecek. İstanbul’un ulaşım yolları, enerji koridoru ve finans merkezlerinden biri olmasını planlıyoruz, birinci kategorideki ülkeler yükselecek ve Türkiye de bu kategorideki bir ülke. İkinci kategorideki ülkeler, statükolarını korumaya devam edecek, Suriye, Ukrayna, Irak gibi üçüncü kategorideki ülkeler de bazılarındaki zengin kaynaklara rağmen düşüş yaşayacaklar, bizden önce bütçeden en büyük payı savunma alırdı. Ancak şimdi en yüksek payı eğitim alıyor. Eğitim bütçeden 87 milyar lira, sağlık 80 milyar lira alıyor. İnsan kalitemizi özellikle eğitim vasıtasıyla artırmak istiyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.
İslam dünyasının en büyük ikinci ekonomisi Türkiye
“Büyüyen İslami Pazarlar Yatırım Görünüm Raporu 2015”, Bahreyn’de düzenlenen “Küresel İslami Yatırım Yolları 2015” konferansında açıklandı. 2013’te 820 milyar dolarlık milli gelire ulaşan Türkiye, 870 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasıla’lık Endonezya’nın ardından İslam dünyasının en büyük 2’nci ekonomisi koltuğuna oturdu. Rapora göre İslam Konferansı Teşkilatı’na (İKT) üye 57 Müslüman ülkenin Gayri Safi Milli Hasılalarının (GSMH) toplamı 2013 sonu itibariyle 6.7 trilyon dolara ulaştı. Helal gıda ve yaşam pazarının büyüklüğü 2.1 trilyon dolara çıktı. Yerli gıda üreticilerimiz helal gıda sertifikasına yeterince önem vermiyorlar. Aslında helal gıda oldukça büyük bir pazar ve bizim de biraz daha bu konuya dikkat etmemiz gerekiyor. İslam ülkelerinin 2015-2019 döneminde yılda % 5.4’lük büyüme ortalamasını yakalaması bekleniyor. Aynı dönemde dünya yıllık ortalama büyüme hızının % 3.6, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkeleri büyüme hızı ise yüzde 3.9 olarak tahmin ediliyor.

Merkez bankaları büyümenin gazına basan politikalar izlemeli

 Negatif faiz oranlarının olduğu dönemler, tasarrufçuları daha az tasarruf edip daha fazla harcamaya teşvik ediyor. Aslında Türkiye’de de, bankalar söylemese de negatif faiz uygulanmakta. Yatırdığımız parayı, işletim ücreti vs gibi uygulamalar sayesinde, sene sonunda daha az geri alabiliyoruz. Bazı işlemlere de bilerek göz yumuyoruz çünkü bankalar nakit paramızı güvende tutuyorlar. Kısa vadede yatırımcılar negatif faizi kabul edebilirler fakat neden 3 ila 5 yılda negatif faiz kabul ediliyor? Danimarka ve İsviçre’de yatırımcılar nominal anlamda değeri artması beklenen bir para birimine maruz kalmak istiyor. Örneğin yatırımcı 100 TL bankaya yatırıyor ve parasını sene sonunda 90 TL olarak almayı kabul ediyor. Fakat 100 TL Euro karşısında değer kazanırsa belki de parasını 105 TL olarak geri almış olacak. Merkez bankalarının, orta ve kısa vadeli yatırım ve tasarrufları teşvik etmek için negatif faiz ortamından çıkmaları gerekmektedir. Çünkü ekonominin ana kuralına göre, tasarruf olmazsa yatırım da olmaz. Tasarrufu teşvik etmek için pozitif faiz verilmeli. Pozitif faiz için ise pozitif enflasyon gerekmektedir.

 Dış açık Şubat’ta yüzde 15 azaldı

 Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre, dış ticaret açığı Şubat’ta yüzde 15.1 azalarak 4.62 milyar dolar oldu. İhracat % 4.36 azalarak 12.24 milyar dolar oldu, ithalat yüzde 7.57 azalarak 16.86 milyar dolar oldu. Dış ticaret hacmi yüzde 6.24 azalarak 29.1 milyar dolar oldu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum