‘ENGELLİLER AÇILIMI’NIN DIŞARIYA DÖNÜK YÜZÜ OLACAĞIM

‘ENGELLİLER AÇILIMI’NIN DIŞARIYA DÖNÜK YÜZÜ OLACAĞIM

‘ENGELLİLER AÇILIMI’NIN DIŞARIYA DÖNÜK YÜZÜ OLACAĞIM

‘ENGELLİLER AÇILIMI’NIN DIŞARIYA DÖNÜK YÜZÜ OLACAĞIM

‘ENGELLİLER AÇILIMI’NIN DIŞARIYA DÖNÜK YÜZÜ OLACAĞIM
11 Mart 2015 - 11:07

Kendisi de engelli olan, AK Parti İzmir 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Ahmet Uğur Baran, milletvekili seçildiği taktirde engellilerin Meclis’teki temsilcisi olmayı hedefliyor. AK Parti’nin ‘Engelliler Açılımı’nın dışarıya dönük yüzü olacağını dile getiren Baran, Ankara’ya giderse engelliler için hazırladığı projeleri ve onlar için yapacaklarını anlattı. 

Daha önce siyasetin içinde bulundunuz mu?

2009 yılında Karşıyaka’da muhtar adayı oldum. Ondan sonra, kurucuları sadece engellilerden oluşan ‘Engelsiz Türkiye Partisi’nin kuruluşunda bulundum. O bizim için bir sosyal sorumluluk projesi, ‘engelliler bakın bunları yapabiliyor’ anlamında bir projeydi. 

2012 yılında Ak Parti Karşıyaka İlçe Başkanlığı’nda Engelliler Koordinasyon Merkezi İlçe Başkanı olarak göreve başladım. Aynı zamanda yerel yönetimler başkan yardımcılığı yaptım. İlçede 3 aylık bir hizmetten sonra direkt il başkanlığına atandım. 2012’nin ortalarından beri Ak Parti İzmir Teşkilatı’nda Engelliler ve Yaşlılar Koordinasyon Merkezi İl Başkanlığı yapıyorum. Bunun dışında geçtiğimiz yerel seçimlerde partimden Karşıyaka Belediye Başkan Aday Adayı oldum. Orda da güzel bir süreç geçirdim. Görevimiz bittikten sonra Engelliler Koordinasyon Merkezi İl Başkanlı görevine geri döndüm. O gün bu gündür aktif görevdeyim. 

Bu süreçte yaptığınız çalışmalar nelerdi?

2012’den bu yana Engelliler Koordinasyon Merkezi Başkanlığını,  il bazında getirilecek en iyi noktaya getirdik. STK’larda, derneklerde, sivil toplum kuruluşları ile sağlam ilişkiler kurduk,  çok büyük bir özveriyle bu günlere geldik. Yani bundan sonra yapabileceklerimize TBMM çatısı altında devam etmek niyetindeyiz. Engelliler Koordinasyon merkezinde Hareket özgürlüğü sadece İzmir bazındaydı bunu Türkiye geneline yaymak istiyoruz. Buna zorunluyuz.  İzmir’de yaşayan bir bedensel engelliyle Van’da yaşayan bir bedensel engelli aynı sıkıntıyı yaşıyor. Yani İzmir’dekinin farklı oradakinin farklı değil. O yüzden aklımızdakileri, Türkiye genelinde yapmamız lazım. Bunun için de TBMM’ye gitmemiz lazım. 

AK Parti iktidarının geçirdiği dönemi engelliler açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Çalışmaları yeterli buluyor musunuz? 

Geçmişe dönüp baktığımızda, bundan 15 yıl önce engelli hakkı, çocuk hakkı, kadın hakkı bunlar konuşulabilecek durumda değildi. Ak Parti ile Türkiye’nin genel sosyo-ekonomik çıtası yükseldikten sonra dezavantajlı gruplara yönelik çalışmalar başladı ve beraberinde bu grupların talepleri, beklentileri ve hayalleri değişti. 15 yıl önceki Türkiye olsaydı ben engelli bir birey olarak milletvekili adayı olabilir miydim? Olamazdım. Ancak karnımı doyurma derdinde, bir tekerlekli sandalye derdinde olurdum. 

Ak Parti hükümetiyle evde bakım maaşları başladı. Engelli arkadaşlara 3 aydan 3 aya 1100 veya 1200 lira civarında engelli maaşı verilmeye başlandı. Evde bakım maaşı şu an 798 TL ve bakan kişiye sigorta yapılması hükümetin gündeminde. Kendi engelli çocuğuna baktığı için bir anne emekli olabilecek. Bunlar devrim niteliğinde işler. 

Benim çocukluğumda, engelli arkadaşların eğitim düzeyi ilkokuldan terkti ya da hiç başlamıyordu. Şimdi üniversite eğitimine kadar yükseliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa engelli öğretmen atamasını biz yaptık. Engelli memur atamasını ilk biz yaptık. Engelli kamu personel sınavının ikincisini yaptık. Bizden önce kamu dairelerinde çalışan kişi sayısı 5-6 binlerdeyken bugün 25 binleri buldu. Hükümet bu konuda içten ve yürekten davranıyor. Ak Parti hükümet olduğundan bu yana bütün engelli arkadaşların, dezavantajlı grupların sıkıntılarıyla ilgilendi. 

Türkiye’deki diğer siyasi partilere baktığımız zaman da Engelliler Koordinasyon Merkezi bir tek bizim partimizde var. Engelliler Koordinasyon Merkezi İl Başkanlığı ve İlçe Başkanlığı var. 

Şimdi durum böyleyken biz de kalktık dedik ki; İzmir’de yaşayan 280 bin engelli var. Bizim bu 280 bin engellinin geldiği noktayı daha ileri taşımamız lazım. Türkiye genelinde de 12-13 milyon engelli var. Bu nüfusun temsili noktasında adım attık. AK Parti’nin felsefesi hizmette sınır yoktur. Yapılan güzel işler her zaman bir adım ileri taşımayı gerektirir. Bizim amacımız bu.

Temayül yoklaması sizin açınızdan nasıldı?

İzmir’de temayül yoklamasının yapıldığı gün benim doğum günümdü. 33 yaşıma girdim. Güzel bir doğum günü geçirdim. O gün teşkilat mensuplarımız bana çok güzel bir doğum günü hediyesi verdi. Orada bize olan ilgi çok güzeldi. Bu yüzden ben sizin aracılığınızla onlara çok teşekkür ediyorum bu hediyeden dolayı. Ayrıca bize gösterilen teveccüh, boşa kürek çekmediğimizi ve görevlerimizi hatırlattı. Ayrıca şöyle de güzel bir anım var. Milletvekilliği aday adaylığımı açıkladığım gün, benim için 30 ilçeden engelli arkadaşım geldi. Bu beni çok duygulandırdı. 

Adaylık ve sonrası için şansınızı nasıl görüyorsunuz?

Biz bu yola teşkilatımıza güvenerek çıktık. Uzun zamandır teşkilat mensubuyuz, il başkanlığının her kademesinde görev yaptık. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, yerel seçimlerde, engellilerle ilgili projelerde çalışma gruplarının içerisinde aktif bir şekilde bulundum. İzmir’de tespit ettiğimiz genel sıkıntıları genel başkanlığımıza ilettik ve sorunların çözüm sürecinde takip ettik, peşini bırakmadık. Çözümünü birebir başardığımız işler var. Yani bizim İzmir genelinde yapabileceklerimize baktığımızda, TBMM’de yapabileceklerimize baktığımızda ucu bucağı yok. 

Benim şansımı nasıl gördüğümden ziyade, burada büyüklerimin takdiri önceliklidir. Parti üyeliğimin gerçekleşmesinin ertesi günü aktif görevdeydim. Halen de öyleyim. Parti büyüklerimiz karar verecek ve mutlaka geçmişimize bakacaklardır. Geçmişte yaptığımız işleri inceleyeceklerdir. Ben de her aday gibi şansımı yüksek görüyorum. Ama dediğim gibi takdir yetkisi bizde değil, biz hizmet etmekle mükellefiz. Biz hepimiz el birliğiyle aday olmasak da bütün teşkilat kenetleneceğiz ve mevcut sayımızla öne çıkmak için elimizden geleni yapacağız. İzmir halkının gönlüne girebilirsek İzmir halkının gönlüne hitap edebilirsek, biliyorum ki onlar teveccüh gösterecekler. 

Muhalefetin elinde donanım olmadığı için İzmirli’nin karşısına çıkıp da ‘İktidar demir ağlar ördü, ben de deniz yolunu şu hale getireceğim diyemiyor. Ya da iktidar konak tünelini yaptı ben de İzmir’e şunu yapacağım diyemiyor. Muhalefetin yaptığı tek şey, dedikodudur. Ellerinde somut bir şey de yok. Şimdi İzmirli’ye hiç alışkın olmadıkları bir gömlek giydirdiler.  Biz bu tip polemiklerin içine girme taraftarı değiliz. Muhalefet boş konuştukça biz bu iş yaptık. Onlar laf üretirken, korku algısı yaratırken biz Konak Tüneli’ni yapımına başladık, İZBAN’ı bitireceğiz, İzmir’e vazgeçilmez hizmetler getireceğiz dedik. Bunu İzmirli mutlaka gördü. Ben biliyorum ki bu seçimlerde bunu takdir de edeceklerdir. Sonuç ne olursa olsun İzmir’e hizmet etmeye devam edeceğiz. Ak Parti iktidarının önceliği hizmet. 

Engelliler ve dezavantajlı gruplar için neler yapmayı hedefliyorsunuz?

Ben bunu her platformda, her konuşmamda söylüyorum. İnsanoğluyla yaşıt olan tek şey engellilik. İnsanlık var olduğu sürece engellilik devam edecek. Bizim engellilikle çocuk yaşta savaşmamız lazım. Benim ilk projem engelli çocuklar adına olacak. Onları sosyal yaşama katmaya çalışacağım. Bunların başında Türkiye’nin her mahallesinde olan çocuk parklarını entegre ederek engelli çocuklara uygun hale getireceğim. Engelliler, çocuk yaşlardan itibaren hayata karışmalı. 

TBMM’de engelliler ile ilgili hem kanun hem yönetmelik olarak sunacağım çok sayıda proje olacak. Bunları ‘T.C. Hayat Standardı’ olarak canlandırmak istiyorum. Hedefim, bizim dönemiz bittikten sonra da bu yapıların standart hale gelip yaşam tarzı olarak devam etmesi. 

Yeni Anayasa’da mutlaka ve mutlaka engelli ve dezavantajlı gruplara ayrılmış bir bölüm olmalı ve olacaktır. Biz bunun için elimizden geleni yapacağız. Ben bu yüzden bu yola çıktım. Kalıcı eserler üretmek için. Anayasal hakları engelli kardeşlerimize sahiplendirebilmek için. Benim anayasal olarak en büyük katkım buna yönelik olacaktır. Anayasa’da engelli arkadaşlara eğitim hakkını mecburi kılmak gerekecek. Benim iki tane evladım var. Biri 4 yaşında, diğeri 4 aylık. Devlet nasıl 4 yaşındaki çocuğumu okul öncesi eğitime göndermek zorunda bırakıyorsa, engelli çocuğum var ise o çocuğu 3 aylıktan itibaren zorunlu rehabilitasyona başlatmalı. Ayrıca okul öncesi eğitimde engelli çocuklar için ayrı rehber öğretmenler olmalı. Engelli çocukların diğer çocuklarla birlikte okul öncesi eğitimlere alınması gerekli.  Bunun bir şekilde Anayasa’da yer alması için elimden geleni yapacağım. Görme engelli ve engeli yüzde 60’ın üzerinde olan fiziksel engelli arkadaşlara bulundukları illerdeki üniversitelerde bazı bölümlerde sınavsız geçiş hakkı verilmesi için mücadele vereceğim. Engelli bir gencin üniversite okuması, engelsiz gençlere göre daha önemli. Neden derseniz, bu gencin kendisine bakan ailesi elden ayaktan düştükten sonra kendi başına ayakta kalması hayatını idame ettirebilmesi, bir yuva kurabilmesi için mutlaka sosyal yaşantıya bir yerinden dahil olmak zorunda. Mesleği elinde olması  lazım. Üniversitelere engelli arkadaşlarımız için uzaktan eğitim programları ekletmeyi planlıyorum. Buna yönelik projemi tüm boyutlarıyla tasarladım. 

Milletvekilliği yerel bir temsilden ziyade, Türkiye geneline hitap etmeyi gerektiren bir mevkii. Meclise girerseniz genel olarak neler yapacaksınız?

Ankara’ya gidersem bir tek İzmir’in milletvekili olmayacağım. Daha önce dediğim gibi Diyarbakır’daki engelli arkadaş da aynı sıkıntıları yaşıyor, Van’daki, Hakkari’deki, Eskişehir’deki de. Ben Ak Parti’nin engelli açılımı olarak, dezavantajlı grupları temsil adına bu kesimin dışarıya açılan yüzü olmayı hedefliyorum. 81 ilde çalmadık kapı bırakmayacağız. 

Şu anda Türkiye’nin önündeki en büyük engel yönetimdeki sistem hatalarıdır. 200 yıldır yönetim sistemleri tartışılıyor. Ak Parti iktidarının yaptığı en iyi iş, bugüne kadar insanların kafasında oluşmuş önyargıları ve konuşulmaya korkulan konuları tartışmaya açmak. Ak Parti iktidarına kadar sistemin işlemediğini biliyorduk, yönetimde sıkıntı olduğunu ve Türkiye’nin bunu aşamadığını biliyorduk fakat bir türlü konuşulmuyordu. Bu Ak Parti iktidarından sonra konuşulmaya başlandı. Bunlar mutlaka Meclis’te tartışılacak ve biz mutlaka yönetim sistemiyle ilgili katkı koyacağız. Anayasa’nın değişikliği gündemde ve değişmeli. Biz hala askeri anayasa ile yönetiliyoruz maalesef. Sivil bir Anayasa’da mutlaka bizim de katkılarımız olacaktır. 

Biz hedef 2023 diyoruz. Fakat 2023 tek başına yetmeyecek. İleriki tarihlerin de altyapısının atılması lazım. Türkiye’yi güçlendirmek için de hem yönetim sistemini hem Anayasa’yı değiştirmemiz lazım. Bunun için de Meclis’e girersem, canı gönülden elimden geleni yapacağım, elimden gelen katkıyı koyacağım. 

Ahmet Uğur Baran kimdir?

1 Mart 1982’de Diyarbakır’da doğdu. İş adamı. Dokuz Eylül Üniversitesi Bimer İşletme Yönetimi Bölümü”nü bitirdi. 3 kuşaktır Kemeraltı çarşısında esnaflık yapan ailesinden devir aldığı iş yerlerine yenilerini ekleyerek ticaret hayatına devam ediyor. Siyasete 2009 yılında başladı. AK Parti Karşıyaka İlçe Teşkilatı’nda Yerel Yönetimler Başkan Yardımcılığı ve İlçe Engelliler Koordinasyon Merkezi Başkanlığı görevlerini yürüttü. 2014 yerel seçimlerinde partisinden Karşıya Belediye Başkan Aday Adayı olan Baran Aralık 2011 tarihinden beri AK Parti İzmir Engelliler ve Yaşlılar Koordinasyon Merkezi İl Başkanlığı, İl Sosyal İşler Başkan Yardımcılığını yürütmektedir. 

İzmir’in en eski spor kulübü olan Atilla Spor ’da yöneticilikyapıyor. Karşıyaka Birliği ve Dayanışma Derneği (KABİDAD) Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, Karşıyaka’yı Kalkındırma Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, Evrensel Sağlıklı Yaşam Derneği Kurucu Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütmektedir.
İyi derecede İngilizce bilmektedir.
Atlas ve Aras isimlerinde 2 çocuk babası olan Ahmet Uğur Baran, ziraat mühendisi Nilüfer Baran ile evlidir.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum