Teknolojiyi kullanan engelliler daha avantajlı

Teknolojiyi kullanan engelliler daha avantajlı

Teknolojiyi kullanan engelliler daha avantajlı

Teknolojiyi kullanan engelliler daha avantajlı

Teknolojiyi kullanan engelliler daha avantajlı
03 Kasım 2018 - 09:00

3. Uluslararası Engelsİzmir Kongre ve Fuarı’nda Türkiye ve dünya çapında engelli istihdamına yönelik çalışmaları anlatan uzmanlar, yakın gelecekte teknoloji alanında engelli vatandaşlara duyulan ihtiyacın artacağını söyledi.


İlki 2013 yılında “Bir engellinin kentsel sorunları ve çözümleri”, ikincisi 2016 yılında “Engelli vatandaşların sosyal yaşama entegre edilmesi üzerine gerçekleştirilen Uluslararası Engelsİzmir Kongre ve Fuarı kapılarını bu yıl “Engelsiz Üretim Modelleri ve İstihdam” teması ve “İş’te Ben de Varım” sloganıyla açtı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından gerçekleştirilen kongre, konuyla ilgili tüm kurum ve kuruluşları bir araya getirerek engellilere daha farklı hizmetler sunulması amacıyla ortak bir akıl oluşturmaya devam ediyor.

Türkiye ve yurtdışından birbirinden değerli uzman ve eğitimcilerin yer aldığı kongre, engelli istihdamına yönelik farkındalık yaratıyor. Kongreye katılan uzmanlar yakın gelecekte özellikle teknoloji alanında engelli vatandaşlara duyulan ihtiyacın artacağına dikkat çekti. Engelli istihdamına yönelik yapılan çalışmaların meyvelerini verdiğini belirten uzmanlar, Türkiye ve dünya çapında engelli bireylerin teknolojiyi öğrenip benimserken çok daha hızlı bir gelişim gösterdiği için engeli olmayan insanlara göre iş bulma konusunda daha avantajlı olacağına dikkat çekti.


Engelli istihdamına dijital devrim
180 ülkede 11 binden fazla akademisi olan Cisco Networking Academy’nin (Cisco Ağ Akademisi) Türkiye Yöneticisi Umut Gök, geliştirdikleri programla dijital dünyanın kapılarını engelli vatandaşlar için araladıklarını söyledi. Gök, “Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’i, 1 milyardan fazla insan, bir tür engeliyle yaşıyor. Engelli insanlar arasındaki işsizlik bazı ülkelerde yüzde 80 düzeyinde. Birçok kişi kısmi iş pozisyonunda veya düşük ücretli işlerde çalışmaktalar. Bu noktada, dijital becerilerin edinilmesi onlar için bir ayrıcalık oluyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile yapılan ortaklıklarla görme, işitme ve fiziksel engelli insanlar için program geliştirdik. Örneğin Kenya’da Ağ Akademisi kurslarını, İşitme Engelliler Vakfı ile birlikte sürdürerek 2012’den bu yana işitme engelli 400’e yakın kişiye sunduk. Katılımcıların yüzde 65’i staj yapıyor ya da çalışıyor. Esas önemlisi işe alan yöneticiler çoğu zaman bu kişilerin sadık, bilinçli ve odaklanmış olduklarını biliyor” dedi.

Bu bir kazan-kazan ilişkisi
Programın engelleri ortadan kaldırdığını dile getiren Gök, “Bu dinamik bir program. Her şeyi yapabilme motivasyonu veriyor. Öğrencilerin nereden geldiklerini ya da kim olduklarına önem vermiyor. Hiçbir dış etkenden etkilenmeyen bu öğrencilerin konsantrasyonları bozulmuyor. Yaptıkları işlerde çok iyiler. Anlatılanları direkt anlıyorlar. Bu kursları bitirenler işe giriyor, ailelerine yatırım yapıyor ve topluma faydalı oluyorlar. Engelli bireylerin teknik beceriler geliştirmelerine yardımcı olmanın bir kazan-kazan ilişkisi olduğuna inanıyoruz. İş bulmalarına, kariyer yapmalarına, kişisel bağımsızlık kazanmalarına ve kültürel kalıp yargılarının üstesinden gelmelerine olanak tanınması gerekiyor” dedi.

Engel değil ayrıcalık
Bireylerdeki engellerin gelecekte kendileri için birer avantaj olacağının altını çizen Cisco Ağ Akademisi’nin Türkiye Eğitim Uzmanı Mehmet Burak Uysal, “Gerçekleşen bir teknolojik devrim var. Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünya genelinde bu işten anlayan yetkin insanlara ihtiyaç var. Günümüzde gerekli içerik hazırlanıp çeşitli organizasyonlarla bir araya gelerek bu içeriğin engelli bireylere ulaştırılması sağlanıyor. Farklı ülkelerdeki eğitmenlerin geri bildirimlerine göre, örneğin herhangi bir sorun çıktığında görme engelli insanların alt yapıyı anlayıp, akıllarında tutup, bu soruna müdahale etme yeteneğinin engeli olmayanlara göre çok daha iyi olduğu görülüyor. Öğrenirken işitsel engelli vatandaşlar konuyu dikkati dağılmadan direkt izleyebiliyorlar. Engeli olmayan bir insanın o teknolojiyi öğrenip benimsemesinden daha hızlı bir gelişim gösterebiliyorlar. Teknoloji burada engelli bireyler için bir avantaj haline dönüşüyor. Çünkü bir alt yapıyı kurmak yetmez, onu yürütüp sorun çıktığında müdahale edebilmek gerekir. İşte bu noktada onların üstün duyu ve algı yetilerine ihtiyacımız olacak. O nedenle bu bireylerin engelli olmayanlara göre özel avantajları var. Gelecekte tüm dünyada bu avantajlar onları bir adım öne geçirecek” dedi.

Çalışan ve üreten bireyler
Manisa Organize Sanayi Bölgesi (MOSB) Bölge Müdürü Funda Karaboran, kısa adı ZEKİ olan ve MOSB’da kurulan Türkiye’nin ilk ve tek zihinsel engelliler korumalı iş yeri yaşam merkezi projesinin iş dünyası ve engelli istihdamı için önemli olduğunu söyledi. Karaboran, “Arkadaşlarımızın bu fabrikada nasıl canla başla çalışıp ürettiğini görmelisiniz. Sosyalleşmenin ötesinde anne babasına destek olan sorumluluk sahibi bireylere dönüştüler. Örneğin haftada 10 bin tane buzdolabının kablo grubunu yapıyorlar. Onların hazırladıkları kablolar fabrikalarda buzdolaplarına monte edilmek üzere gerekli yerlere gruplandırılıyor. Kısacası elle tutulur işler yapıyorlar. Bu sayede çok mutlular. İşine entegre olmuş, kendini özel hisseden ve hissettiren bir ekip var burada. Bu sürede birçok engelin de aslında iyileşebildiğini gördük. Projemize Avrupa’da Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi Ödülü verildi. Ancak gümüş madalya aldık çünkü ülkemiz genelinde değildi. Bu tarz platformlarda kendimizi daha fazla gösterebilmek adına topyekun bir mücadele içine girmeliyiz. Engelli istihdamı konusunda acil ve öncelikli çalışmalar yürütmeliyiz” dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum