Ödemiş’te 98. kurtuluş yıl dönümü gururu

İlkkurşun direnişi ile Ulusal Kurtuluş Mücadelesine adını yazdıran Ödemiş’in düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yılı törenlerle kutlandı. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah ve dava arkadaşlarını ve vatan uğruna cepheye koşan yiğitleri saygı, minnet ve rahmetle andıklarını dile getiren Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, “Biz, bastığımız toprakların sadece toprak olmadığının bilincindeyiz” dedi.

Ödemiş’te 98. kurtuluş yıl dönümü gururu

İlkkurşun direnişi ile Ulusal Kurtuluş Mücadelesine adını yazdıran Ödemiş’in düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yılı törenlerle kutlandı. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah ve dava arkadaşlarını ve vatan uğruna cepheye koşan yiğitleri saygı, minnet ve rahmetle andıklarını dile getiren Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, “Biz, bastığımız toprakların sadece toprak olmadığının bilincindeyiz” dedi.

Ödemiş’te 98. kurtuluş yıl dönümü gururu
03 Eylül 2020 - 12:37

Ödemiş’in düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıl dönümü etkinlikleri Hükümet
Meydanı’nda düzenlenen törenle başladı. Ödemiş Kaymakamı Fatih Aksoy, Ödemiş Belediye
Başkanı Mehmet Eriş, Ödemiş Adalet Komisyonu ve Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Aydın
Uyan, belediye meclisi üyeleri, muhtarlar, kurum müdürleri, gaziler, efeler ve vatandaşların
katılımıyla gerçekleşen törende ilk olarak Başkan Mehmet Eriş tarafından Atatürk Anıtı’na
çelenk sunuldu.

Top atışı yapıldı, sirenler çalındı

Ödemiş Belediye Bandosu eşliğinde Saygı Duruşu gerçekleştirilmesi ve İstiklal Marşı’nın
okunmasının ardından Ödemiş’in kurtuluş coşkusunu yansıtmak amacıyla üç pare top atışı
yapıldı. Top atışlarına ilçe genelinde çalınan sirenler eşlik etti.

Kurtuluş günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Ödemiş Belediye Başkanı
Mehmet Eriş şunları söyledi: “Ulusal kurtuluş mücadelesine adını İlkkurşun direnişi ile
yazdıran Ödemişimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yılı hepimize kutlu olsun.
Her 23 Nisan’da, 19 Mayıs’ta, 30 Ağustos’ta, 29 Ekim’de heyecanla uyandığımız sabahlar
gibi bir heyecan var bugün yüreğimizde. Çünkü bugün 3 Eylül. Çünkü bugün, Kuvayi Milliye
ateşini yakan bir kentin dağlarında çiçeklerin açtığı gün. Çünkü bugün, bu eşsiz topraklara
“artık hiçbir kirli ayağın basamayacağını” tüm dünyaya ilan ettiğimiz gün.

İdam fermanıyla çıktığı yolda “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır”
diyen Mustafa Kemal’in milletine olan güveni ve inancı var bugün yüreğimizde.
Emperyalist işgale karşı vatanı ve bayrağı uğruna gözünü bile kırpmadan Hacı İlyas tepelerine
koşan Ali Orhan İlkkurşun komutasındaki Yiğit Ordusu’nun vatan aşkı var bugün
yüreğimizde.

Ege’nin dağlarında ve ovalarında düşmana göz açtırmayan Yörük Ali Efe’nin, Anadolu’daki
ayaklanmaları bastıran Poslu Mestan Efe’nin, düşmana aman vermeyen İsmail Efe’nin,
Çaylılı koca Mehmet Efe’nin, Birgili Karaerkek Efe’nin, Hanaylıoğlu Mehmet Emin
Efe’nin ve son kurşununa kadar direnen Gökçen Efe’nin cesareti var bugün yüreğimizde.
26 Ağustos 1922 tarihinde saldırıya geçen Türk Ordusu, 30 Ağustos 1922’de kesin zaferini
ilan etmişti.

O gün o meydanda iki Mareşal vardı. Birisi Mustafa Kemal, birisi Fevzi Çakmak. Dünyada
ender görülen böyle bir savaşın iki kahramanı. Fevzi Paşa’nın Mareşal unvanını da Büyük
Millet Meclisi’nde 31 Ağustos’ta öneren, yine Büyük Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk.
Böyle bir değer bilirliğin silah arkadaşlığının en güzel örneğini yaşatmıştır Mustafa Kemal.


30 Ağustos Zaferi’nin ilanı sonrası dağılan ve İzmir’e doğru çekilen Yunan birliklerine karşı
Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!’ emri bugün bile
düşünenlerin tüylerini diken diken yapan, esaretin bittiğinin ve özgürlüğünün başlangıcının
simgesi ve meşalesi olmuştur. 

Ödemiş, 31 Mayıs 1919’u 1 Haziran 1919’a bağlayan gecede, ulusal Kurtuluş Savaşımızda
işgalcilere karşı ilk sivil direnişin ve ilk halk savaşının örgütlendiği yer olarak,
3 Eylül 1922’ye kadar geçen süreçte kahraman yiğitlerimiz her daim düşmanla
çarpışmışlardır. Ve verilen bu büyük, onurlu mücadeleler 3 Eylül 1922’de nihayete ermiştir…
Bu şehrin halkı, ülkemiz işgal altındayken milli mücadele ateşini yakan, namusunu, toprağını
ve bayrağını savunmak için büyük bir direniş destanı yazan unutulmaz bir halktır.
Bugün ‘Ya istiklal, ya ölüm’ diyenlerin, yani bizlerin bu topraklarda özgürce yaşayabilmesi
için, ölümü seçtikleri gündür.

Bu kutlu gün; bu buram buram şehit kokan gün, vatanımızın kıymetini bilenlere, rengini
şehitlerimizin kanından alan şanlı bayrağımızdaki hilalle yıldızın anlamını bilenlere, derdi
vatan olanlara, derdi Türk Milleti olanlara kutlu olsun…

98 yıl önce yok edilmek istenen bir milletin, işgalden – istiklale, kanıyla ve canıyla yazdığı
unutulmaz destanı, o günkü coşku ve heyecanla yaşıyoruz ve kutluyoruz. Bizlere bu bayrağın
altında hür bir şekilde yaşama imkânını sağlayan ve bu uğurda canlarını hiçe sayan vatan
evlatlarımızın aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

Bu topraklarda yetişen yiğit efelerimiz, atalarımız düşmana karşı her zaman dik durarak, bize
Türkiye Cumhuriyeti’ni miras bıraktı. Türkiye Cumhuriyeti; gönlünde vatan aşkı olan, ülkesi
için çalışan, fedakarlıkta bulunan, gerektiğinde canını verecek insanlarındır. Ne mutlu bizlere
ki, büyük bir gururla ve onurla, onların bizlere bıraktığı o büyük mirasın emanetçisi olmaya
devam ediyoruz ve ve sonsuza kadar edeceğiz…

Biz, bastığımız toprakların sadece toprak olmadığının bilincindeyiz. Hasan Tahsin'in bir an
bile tereddüt etmediğini, Yiğit Ordusu’nun Hacı İlyas tepelerinde yüreğini ortaya koyduğunu,
Gökçen Efe'nin son nefesine kadar direndiğini, Mustafa Kemal Atatürk'ün bizim önderimiz,
bizim liderimiz olduğunu biliriz. Tüm dünya da bilir, cihanın yenilmez sarı efesi olduğunu…
Oğlunu hiç düşünmeden şehit olmaya gönderen anaları, vatan uğruna kaybettiği evladına
ağlayamayan babaları, küçücük yaşında cephede savaşan yiğitleri ve Kuvayi Milliye ruhunu
her an hatırlar ve iliklerimize kadar hissederiz. 

Değecek olsa namerdin eli tek zerresine bu toprakların, ürperir içimiz ve irkiliriz. İrkiliriz de
ayağa kalkar, kim olduğumuzu hatırlar, bu güzel vatanımız için duraksamadan canımızı
veririz.

Çünkü biz Ödemiş'iz, çünkü biz Yiğit Ordusu’yuz. Çünkü biz Kuvayi Milliye’yiz. Çünkü biz
Mustafa Kemal'iz. Çünkü biz Türkiye'yiz! 

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, vatan topraklarının kurtarılması,
bağımsızlık ve özgürlüğümüzün sağlanması yolunda verdikleri mücadele sırasında canlarını
feda eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle, gazilerimizi saygıyla anıyor, Ödemişli siz değerli
hemşehrilerimi içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. 3 Eylül Ödemiş’in kurtuluş günü,
özgürlük günü, bayram günü kutlu olsun”

Başkan Eriş’in konuşması sonrası tören Ödemiş Belediyesi halk oyunları ekibi ve Ödemişli
efeler zeybek gösterileriyle son buldu.

Kurtuluş yıl dönümü etkinlikleri

Ödemiş’te kurtuluş yıl dönümü etkinlikleri Ödemiş Belediyesi Yıldız Kent Arşivi ve
Müzesi’nde 3-13 Eylül tarihleri arasında keçe ustası Emine Keskin’in “UNESCO Dünya
Mirası Keçe Sergisi” ile sürecek. 3 Eylül Perşembe akşamı 21.00’da da Atatürkçü Düşünce
Derneği Ödemiş Şubesi işbirliğiyle 125. Yıl Kültürpark’ta “Ezgilerle Kuvayı Milliye ve
Kurtuluş Savaşı” şiir gecesi ve müzik dinletisi yapılacak.

10 Eylül Perşembe günü 16.30’da Ödemiş Belediyesi Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi’nde tarihe
ışık tutan bir panel düzenlenecek. Tarihçi-yazar Ahmet Gürel, “İşgalden Milli Egemenliğe”,
araştırmacı-yazar Emin Başaranbilek ve eğitimci-yazar Selim Şahan da “Kurtuluş Yıllarında
Ödemiş” sunumlarıyla Ödemişlileri tarihte yolculuğa çıkartacak.

Ödemiş’in düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıl dönümü etkinliklerinde Koronavirüs
tedbirleri nedeniyle bu yıl Ödemiş Milli Fuarı etkinlikleri ve konserler yer almıyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum