“Kadınlara yönelik ayrımcılığa itirazımız var”

50 kadın bileşeninin örgütlü olduğu İzmir Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB), yayınladığı bir bildiri ile 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddetle Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü kapsamında “İtirazımız var” dedi.

“Kadınlara yönelik ayrımcılığa itirazımız var”

50 kadın bileşeninin örgütlü olduğu İzmir Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB), yayınladığı bir bildiri ile 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddetle Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü kapsamında “İtirazımız var” dedi.

“Kadınlara yönelik ayrımcılığa itirazımız var”
24 Kasım 2020 - 12:19

“Bize dayatılan gündemin dışında söyleyecek sözümüz var. Reva gördüğünüz
hayatlara, yasakladığınız sokaklara, hapsettiğiniz evlere, sahiplendiğiniz bedenlere,
bize uygun gördüğünüz rollere itirazımız var” şeklinde başlayan açıklamada
kadınların fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmesine, acı
çekmesine, onurunun zedelenmesine, özgüvenini yitirmesine ve kadınlara karşı
ayrımcılığın sürmesine itiraz ettikleri ifade edildi.

“Yasalar uygulansın”

Kadına yönelik şiddet olaylarının her geçen gün arttığını söyleyen İKKB Yönetim
Kurulu Başkanı Huriye Serter, “Kadınlar her yerde şiddete maruz kalıyor. Sokakta,
otobüste, okulda, iş yerinde şiddet olayları hiç hızını kesmeden devam ediyor. Bir
insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddet son bulmuyor. Önlem alınmıyor. Mağdur
korunamıyor. Kadınlar bu konuda yalnız. Yasalarımız var ancak uygulanmıyor,
yasaların uygulanmasını istiyoruz” dedi.

Kararlı bir devlet politikası görmek istediklerini söyleyen İKKB Başkanı Serter, “Sadece
bu yıl daha 335 kadın katledildi. 2019 yılı 418 kadın ile en yüksek kadın cinayetinin
olduğu yıl olarak kayda geçti. Son 10 yılda 3083 kadın katledildi. Son 20 yılda 100
binin üzerinde kadın saldırıya uğradı. Günde ortalama 38 kadın, şiddet ihbarı yapıyor.
Bir de korkudan sesini çıkaramayan kadınlarımız var” diye konuştu.

“Tek amacı kadınları korumak olan İstanbul Sözleşmesinin iptali kadın cinayetlerine
göz yummaktır” diyen Serter, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kadına yönelik şiddetle mücadelenin ön koşulu daha oraya çıkmadan “önlemek”tir.
Bu bakımdan, kadına yönelik ayrımcılığa neden olan, kadına yönelik şiddeti onaylayan
ve üreten tüm olumsuz yargıların ve geleneksel tutumların değiştirilmesi
gerekmektedir. Tüm devlet kurumları, özel sektör, STK’lar, meslek örgütleri, odalar,
üniversitelerle birlikte uzun soluklu bir çaba ve uzun vadeli politikalar gerektiren bir
mücadele ve zihniyet dönüşümü seferberliği başlatılmalıdır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum