ÇÖZÜM YA DA “ÇAYA ÇORBAYA LİMON”
ÇÖZÜM YA DA ?ÇAYA ÇORBAYA LİMON?
Yayınlanma :
02.08.2016 12:57
Güncelleme
: 02.08.2016 13:16
Darbe ve diğer zorbalıkların kaynağı ben’liktir.
1-Vicdan kaynaklı hukuk sistemi;
2-Yönetimde şeffaflık ilkelerinin yerleştirilip, yükseltilmesidir.
***
Bu kadar basit mi? Demeyiniz, evet bu kadar basit. Fakat bu basitlik kararlı dağılmaz kurulması zor basitlik. Diğer “basit” taklitlerine benzetilmesin. Fizikte kararlı kalıcı birlikteliğe temel denir.
Darbelerin, istismarların ilacı , antikoru yukarıdaki iki maddedir. Bu iki maddeden oluşturulmuş toplumsal sistem neredeyse tıb ilaç sektörünün ulaştığı aspirin hükmündedir. Nedir, kanı sulandırması, orta altı ağrıları gidermesi. Sistemin akışının tıkandığı kanallarda neler biriktiğini güncel yaşamımızdan biliyoruz; bürokrasi, iltimas, yetersizlik, istismar...bunlar sosyal dokularımızın ayrımsız beslemesi gereken kanımızın takozları, yağlarıdır. Diğeri benliğin, seçkinliğin, arsızlığın, üstenciliğin yitirilmesine duyulan tepkinin ağrılarıdır.
1-Vicdani hukuk,
Önce önemli terim açıklamasından başlayalım.
Yaradan, “ insana şah damarına yakın “olduğunu bildiriyor. Şah damarımız, her saniye kalbimizin pompaladığı kanı taşıyan ana arter. Kan bütün bedenimize can taşıyor. Şakağımızda attığını hissettiğimiz şahdamarımızdan daha yakın olduğunu bildiren Yaradan’ımız, bedenimizin derinliğinin derinliği olan yerini vicdanımızı, güzel Türkçeyle bulunçumuzu işaret ediyor olmalı.
Bulunç, bulucu; bulunması isteneni veya gerekeni bulabilecek duygumuz. Özümüzdeki bulucunun hedefi şüphesiz hak’tır. Hak dışımızdaki doğayla , birbirimizle veya kendimizin toplumla ilişkilerimizde, en uygun tutuma “ulaşmak”tır. Burada ulaşmak, akan zamanda değişen olgular içinde isabet edilecek hak’kı içermesi için özellikle seçilmiş kelimedir.
Bulunç kavramının ikinci hususu, değişimin içindeki altüst oluşta olguların görülüp kaybedilmesi ya da biçim değiştirmesi sebebiyle takip, arama fiilleriyle hak’kı bulabilmeyi içerir.
Yukarıdaki açıklama toplum olarak çok önemli dönemleri yine yeniden yaşıyoruz.Bu topraklar mı böyle tekinsizliklere kaynaklık ediyor; yoksa dünyada üretilen kötülüklerin kesişim noktalarından birinde miyiz; bilemiyorum.
Önce içerisini düzenleyelim, güzel bir “iman” edelim.Sonra en yakın görevimizi yerine getirelim çünkü görev yerine getirilmeden, sorun çözülmez. Nedir öncelikli görevimiz? Öğrenmek, eğitim, öğretim, okumak, araştırmak,tartışarak, deneyerek yapmak.
Hukuk, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen ilkeler bütünü. Görünen, bilinen kaynakları birden fazladır. Hepsinin ilahi yanı olsa da vicdanlarımızdan çıktığına dair ittifak yüksektir.
Vicdanız karanlığı açan ışık gibi kendimiz ve dışımızdaki bütün canlı cansız varlıklarla ilişkilerimizi aydınlatan ışık değerindedir. Salt çıkar amaçlı bütün ilkeler, vicdan kaynaklı ilkelere karşı cephe açmıştır.Cephede verilen mücadelenin adı hak batıl mücadelesi olması bundandır.Cephe bulunduğumuz yerdir.Tıpkı “göklerin ve yerin” ayetindeki, okuyucu öznenin bulunduğu yerin tekil olarak “yer” ifadesiyle odaklanması , göreceliğin anımsatılması gibi.
Vicdan irade sahibi insanın içsel pusulasıdır. Bu pusulayı donatılmış, kılavuzlanmış akıl ile kullandığımızda, isabetimizin yüksekliği aratarak sürecektir.
Hukuk toplumsallığın en önemli harcıdır.Fakat henüz diğer kurucu esasların kan, toprak, ideal… önüne geçmiş değildir. Saptırıcılık, vicdan ile diğer “kurucu” unsurların arasını ayırarak amaçlarına ulaşır. Vicdan odaklı sistemlere karşı olanlar, sürekli diğer unsurları kuvvet ya da aldatma ile öne koyar. Böylelikle toplumlar ilkesizlik cangılında kuvvetlilerce tek, tek; küme yada kesim olarak avlanır, küresel –yerel eziyet ve sömürü değirmenine bağlanırlar.
Hukukun varlığı güvenin kaynağıdır. Güven, canlılar için olmazsa olmaz sığınaktır. Kuralları konulmuş, bireylerce bilinen, kuralsızlığın kişisel tercihlerde kaldığı toplumların gelişim ve ilerlemeleri durdurulamaz. Kuralların toplumun her kesimince bilinmesi, uyulması ideal toplum inşasının en somut göstergesidir. Bilinen kuralların işleyişi, işletimi toplumun gözü önünde işleyişinde bireylerin dayanışması artar, toplum bütünsellik kazanır.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: