ihmal kaç cana mal oldu?

Prof. Dr. Ümit Özdağ, benim söylediğimi Meclis Kürsüsü’nden seslendirdi…

‘Ankara’daki patlamada,  istihbarat değil önleyici polis zafiyeti var’ dedi.

Benim söylediğim ne?

Bu lüks araç İzmir’den çalındı, peki bu konuda İzmir Polisi ne yaptı?

Acaba, ‘Bir zenginin aracı çalınmış, önemli mi?’ diye düşünüp, ‘Nasılsa bir yenisi daha alır!’ diyerek kulağının üzerine mi yattı…

Kardeşi AKP Milletvekili olan İzmir Emniyet Müdürü herhalde makamından halkın önüne çıkıp bir açıklama yapar.

Bir gün Tv programında şunu söylemiştim:

‘Trafik polisi düdük çalmaktan ve gördüğü her araca ceza yapmaktan başka bir iş yapar mı?’

İstihbaratçıların üzerlerindeki ‘kara lekeyi’ silmeleri için ellerine önemli bir vatan görevi çıktı.

Önce İzmir’den başlar, sırasıyla Manisa, Uşak, Afyon olmak üzere tüm yol güzergâhlarını inceler ve görevini yapmayan, savsaklayan, önemsemeyenleri ve bize bu acıyı yaşatanlara hesap sorulmasını sağlarım.

Belki de PKK, YPG ne deniyorsa bunlar, terör yandaşları, vatan hainleri takip edilip edilmediklerinin şüphesi ile yollarını uzatmış, ne bileyim Kütahya ve Eskişehir üzerinden de Ankara’ya ulaşabilirler.

İşin özeti şu:

İzmir’den markası ve rengi belli bir lüks araç çalındıysa, bunun bilgisi mutlaka yalnız İzmir değil, Edirne ve Van emniyetinde de mutlaka vardır.

BU marka ve renkte tüm araçlar durdurulup ruhsat ve kimlik kontrolü yapılması gerektirir.

Yoksa, keyfi arada birkaç aracı durdurmak yasak savmaktan aşka bir şey değildir.

 

*- Ne demek bu?

 

Acı içinde olduğum için, dün Ankara’da katliamda ölenlerin cenazeleri Kocatepe camiinden kaldırılırken,  hazırlanan tribünü hiç ama hiç benimseyemedim, içime sindiremedim.

Ölenlerin yakınları içinden fenalık geçirenler olacaktır.

Kendini kaybedenler, baygınlık geçirenler de…

Hastalar, ayakta duramayacak kadar ileri yaşlılar da vardır.

Onları için sandalye bulundurulur.

Ama bu cenaze töreni için, stadyum ya da bayram yeri gibi süslü tribünler yapılmasını garip buluyorum.

Eğer bu özel tribün devletin zirvesi için yapıydıysa, insanlarımızın acısını bir saat ayakta bulunarak paylaşamıyorlarsa diyecek sözüm yok.

Katledilenler kimler?

Sivil memurlar ve astsubaylar…

 

*-Her şeye inanmayın

 

Ama sosyal medyada bir patırdır gidiyor; 22 savaş pilotumuz öldürüldü, diye…

Bazısı şehit kelimesini de kullanıyor…

Bunlar kim?

Bunlar bence Türk vatandaşı kılığına giren PKK’lılar…

Neden böyle yapıyorlar?

‘Biz isteğimizi yapar, savaş pilotlarınızı öldürürüz!’ demeye getiriyorlar.

Ama açıkça bunu söyleyemedikleri için, dolaylı yolu ve beyin yıkama sistemini bu şekilde ortaya döküyorlar.

Özetle; sakın inanmayın ve güvenmeyin…

‘Paylaşın’ dediklerine kanmayın ve de düşüncelerine alet olmayın…

Dün yalnız Ankara’da değil, PKK tarafından şahit edilen 7 polis ile bir askerimizi de şehitlik mertebesinde yolcu ettik.

Dün ise şehit sayımız dört idi…

Bir vatandaşımız tepkisini şu şekilde dile getiriyordu:

‘Biraz da ölüm yasağı getirin bu ülkeye! Ölmekten bıktık.’ diyerek…

Hatırlayanız çıkacaktır:

Fransa’da terör saldırılarında 12 kişi ölmüştü.

Hatta içlerinden biri de İzmirli Türk kızı idi.

Tüm dünya liderleri Paris’e akın etti.

Biz günlerdir onlarca şehit veriyoruz.

Var mı gelen giden?

 

*- Önce İzmir’de…

 

İzmir’de bir Vali var…

Adı Mustafa Toprak…

Diyarbakır’dan geldi, arada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile takıştı.

CHP’li milletvekilleri ile de…

İlk kez ‘Devletin değil, AKP’nin valisi gibi hareket eden bu vali gitsin!’ diye şikayette bulunuldu.

Ama hepimiz biliyoruz; Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım olduğu sürece, Valimize kimse dokunamaz.

Belki de valiler İçişleri Bakanına mı bağlı, diye düşününler vardır ama genel kanı yazdığım gibi.

 

*- AKP’li Başkan da  Vali’yi suçladı

 

Hadi İzmir’de bunu söyleyenler, CHP’liler…

Ya Balıkesir’deki olaya ne demeli?

AKP’li Başkan, Balıkesir Valisi’ne ‘dolandırıcılık’ suçlaması yaptı.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Edip Uğur, Vali Mustafa Yaman`ı `nitelikli dolandırıcılık ve yatırımları sabote etmekle` suçladı.

‘Bizim yaptığımız işler ortada; yatırımlar ortada.

Ama bizim en büyük mülki amirimiz, `Balıkesir büyük bir aile olsun devletle milleti buluşturalım`, istedik.

Yaptığımız hizmetler ortada.

O işi gücü her şeyi sabote etmekle meşgul.

Yazık! Balıkesir`in talihsizliği.

Balıkesir`de hiçbir vali bu terekeye düşmemiştir. Her vali gittiğinde, bütün basın, aman vali gitmesin diye yaygarayı koparır. Daha fazla bir şey söylemeye gerek yok. Biz burada hancıyız.’

 

*-  Başkana bak başkana!

 

Bu arada kim bu AKP’li Başkan Edip Uğur, diye merak ettim.

Yaptıklarımız belli dediğine göre Balıkesir’i uçurmuştur, dedim.

Hatta yerel bir gazete de sık sık ‘balıkesir uçuyor!’ diye yayın yapınca merakım arttı.

Meğer bu zat AKP’de üç devre milletvekilliği yapmış ve partide de önemli yerlerde bulunmuş.

Ama daha elle tutulur bir başarısı yok.

Sadece İzmir’e gelmiş, bazı gazetecilerle, ‘Balıkesirlilerin parası’ ile yemiş içmiş…

Ehhh millet de lüks yerdeki yemeğin karşılığını nasıl verecek?

Her zaman, hepimizin yaptığı gibi ‘Aslan başkan, kaplan başkan’ demiş…

Ama inceleyince, şu ana kadar Balıkesir Belediye Başkanı sanayici Edip Uğur, ‘Cek… Cak’ tan bir şey söylememiş.

Örnek mi?

‘Bandırma Limanı Türkiye’nin vizyonu olacak!’ gibi…

‘Cak’la biten bir açıklama…

Acaba o da AKP’li İzmir Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu gibi, Özdere sahillerinde teknek ile gezip, ‘Buraya yat limanı yapacağız!’ dediği gibi mi yaptı?

Bu arada açıklayayım:

Bakanlık açık ve net açıklama yaptı:

‘Şimdilik öyle bir çalışma yok!’

Marmara’dan Ege’ye dönelim….

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur, körfez bölgesini ziyarette ise ‘Cunda’ya köprü yapılacak!’ sözünü vermiş…

Aynen İzmir Körfezi gibi, Hükümet ve bakanlık adına söz…

Taktik aynı;

‘Siz ne diyorsunuz?’

‘İstemiyoruz’ dersek, olmayacak mı?

‘Beğenmiyoruz’ dersek çizdikleri şekiller değişecek mi?

AKP Hükümetinin getirdiği Vali’yi ‘Nitelikli dolandırıcı’ gibi çok ağır bir suçlamayla önümüze getiren şu AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanının icraatlarına baktım:

Halk gününde halkla birebir konuşmuş, sanayicilerle (meslektaşları) ile buluşup isteklerini dinlemiş, Hilton Otellerinin Başkan Yardımcısı ağırlamış, İzmir’de gazetecileri ağırladığı gibi; Balıkesirli gazetecilerin toplantısına gitmiş, şehir içi taşımacılıkta değişim kararı almış, kullanmadığı elbiselerini bir hayır kurumuna bağışlamış.

 

*- Makam başka, şahıs başka!

 

Tabii ki Edip Uğur da, Vali’nin Cumhurbaşkanının, devletin temsilcisi olduğunu.

Hepimiz gibi Valilik makamına karşı saygımızın sonsuz olacağını da…

‘nitelikli dolandırıcılık suçu işlemiş bir kişi’ olarak Balıkesir Valilik makamını değil de, Vali Mustafa Yaman'ın şahsını ele alıyor.

Ha sahi bu arada belediye başkanı, partisinin milletvekillerini de suçluyor:

‘Çok milletvekilleri bile milletvekilliği bitince Balıkesir`de durmaz. Ben kalkmışım İstanbul`dan servetimi Balıkesir`e getirmişim. Balıkesir`e yatırım yapmışım. Organize Sanayi Bölgesi`nde örnek olmuşum. Organize sanayi bölgesindeki yeri Amerikalı`ya vermişim. Dünyanın tarım sektöründeki en büyük kuruluşu Cargill, Balıkesir`e gelmiş.’ diyerek kendini met ediyor.

 

*- Vali iddiaları reddetti

 

Balıkesir'deki yerel bir gazete, Vali Mustafa Yaman'ın Ankara Çayyolu'ndaki evinin heyelan ve yer kayması sonucu zarar gördüğünü, valinin konuyu sigorta şirketinden gizleyerek sigorta yaptırdığını, daha sonra zararı temin için sigortadan talepte bulunup sigorta bedelini almak maksadıyla dolandırıcılık suçu işlediğini öne sürmüştü.

İddiaları reddeden Vali Yaman, kendi kendine kovuşturma açtırdığını, Cumhuriyet Savcılığı'nca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar çıktığını belirtti.

 

*- Erdoğan’ın memleketinden

 

Yalnız Balıkesir’de mi?

Rize'nin İyidere İlçesi Belediye Başkanı AKP’li Ahmet Mete, kardan dolayı kapalı köy ve mahalle yollarını açmak için iş makinesi istediği Rize Valisi Ersin Yazıcı'dan olumsuz cevap alınca sert açıklamalarda bulundu.

‘Bu kadar duyarsız vali görmedim’ diyen Mete, ‘Beceremiyorsa gitsin evinde otursun’ dedi.

Daha örnekleri var…

Şimdilik bu kadar…

Zaten yakında, yeniden 'süper vali' dönemi başlayacak.

Hükümet mimarı olduğu kimi politikalarla beraber büyük gürültüyle çıkardığı yasaları da değiştiriyor.

Bir nevi ‘yanlış yaptım' yani ‘pardon' diyor!

Yargıda yapılan düzenlemeler en bariz örnekler.

Büyükşehir/Bütünşehir yasası diye bilinen bir düzenleme 3 yıl önce Meclis'ten geçmişti.

CHP ve MHP'nin sert muhalefet yaptığı yasa ile 16 olan Büyükşehir sayısı 29'a çıkmıştı.

İl sınırı mücavir alan sınırı olmuş yani kentin alacağı hizmetler büyükşehire bağlı hale gelmişti.

Buralardaki İlçe ve köyler mahalleye dönüşmüştü.

Bildiğiniz gibi bu nedenle İzmir’in Urla İlçesi Balıklıova’da CHP’li Başkan Sibel Uyar tarafından ,  Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerine rağlmen 47 baraka tipi ev yıkılmıştı.

 

*- MODEKO Fuar İzmir’de başlıyor

 

Türkiye’nin en kapsamlı mobilya ihtisas organizasyonu MODEKO 2016 27. İzmir Mobilya Fuarı, Fuar İzmir’de başlıyor.

24 Şubat 2016 tarihinde başlayacak olan fuar, sektör paydaşlarına fırsatlarla dolu 5 önemli iş günü sunacak.

Kabına sığmayan fuarı büyüterek Fuar İzmir’e taşımanın onurunu yaşadıklarını vurgulayan Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele İşleyen, büyük ilgi görecek fuarın büyük iş bağlantılarına zemin oluşturacağını söyledi.

 

***

GICIK

 

*- Bir bilgeden nasihatler: Emanete ihanet etmeyin. Halinizden şikayet etmeyin. Büyüğünüze emretmeyin. Boş şeylerde ısrar etmeyin. Cahilllerle sohbet etmeyin. Nefesinizi boşa tüketmeyin. İnsanları bekletmeyin. Etrafınızı kirletmeyin. Hayatınızı mahvetmeyin. Kimseye minnet etmeyin.

*-  Vatandaşın konuştuğu: Bu topraklar tarihin hiçbir döneminde Türklüğe düşman bu kadar çok haini bir arada görmemişti.

*- Büyüğün söylediği: Her gün kalbimin sızladığı bir memlekette yaşamaktan yorgunum.

*-Kum üstünde şaton olacağına, taş üstünde kulüben olsun…