Basında hareket başladı!

Yıllardır, çalışkanlığı ile tanıdığım Gazeteci Tahsin Tuna,  ‘Merhaba!’ dedikten sonra şu bilgiyi gönderdi:

‘Türkiye Yerel Gazeteciler Birliği İzmir Temsilciliği’ yönetimini oluşturmak için Genel Merkez tarafından görevlendirildim. Tüzük ile bilgi formunu gönderiyorum.  Çevrendekilere duyurursan mutlu kılarsın!’

Aslında benzer bir çalışmayı bekliyordum.

Ama TSYD ile ilgili…

Çünkü, TSYD Genel Başkanı Oğuz Tongsir’in, üyelerin, delegelerin ve hatta biz İzmirlilerin haberi olmadan ne olduğunu hala bilmediğimiz tüzük değişikliği ile büyük tepki gören, 53 yıllık üzerinde Türk Bayrağı olan logosunu değiştirmesi ve önemli isimlerin istifası ile yeni oluşum olacağını düşünüyor ve bekliyordum.

Yıllar önceki girişimleri anımsadım.

Anadolu Ajansı’ndan spor muhabiri Hikmet Coşkunsan’ın, TSYD Genel Merkezini protesto ederek ‘İzmir Spor Yazarları Derenği’ni kurmasını…

İstanbul’dan gelen büyüklerimizin, ‘Siz ne yapıyorsunuz, yoksa bizim derneğin başındaki Türkiye sözcüğünü sildireceksiniz.’ diye adeta yalvardıklarını…

 

*- Biz unutmadık!

 

Çok sonra Halit Kıvanç’ın, İzmir’de, ‘Aç olduğum için yazarlığın dışında spikerlik ve takdimcilik yapıyorum, beni af edin!’ dediğini de…

Ünal Tümin, Okan Yüksel, Ahmet Gümüşçü, Tayyar Özdemir,  Önder Sümer, Ertuğrul Kale, Günay Şimşek, Murat Eştürk,  sanıyorum o günü ve konuşmaları gayet iyi anımsayacaktır.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nde de arada çatlaklar oluşmuş, başta Ahmet Delikçi olmak üzere birçok arkadaşımız ‘Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti’ni kurmuştu. Sayıları da bir ara 100’e yaklaşmıştı. Aracılar, ricacılar bazılarını geri döndürdü. Hatta tüzük bile değiştirildi. Birlik, beraberlik bozulmasın diye…

Tanımadığımız, ama basın kartını bir şekilde almış bir çok kişi daha sonraları İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin üyesi oldu.

Aynen TSYD Genel Başkanı Oğuz Tongsir’in, ‘Üyelerin hepsini nereden tanıyacağım?’ diye tuhaf bir konuşma yapması gibi, şu anda da yöneticileri bilmem ama onlarca üyenin birbirini tanımadığını düşünüyor ve biliyorum.

Bu de neyi getiriyor?

Yeni iyi veya kötü oluşumları…

Kimisi pastadan pay elde etmek için, aya üşüşen sineklere dönüşüyor.

Bazısı da meydanı bazılarına, ya da kendi düşüncelerine göre, hak etmeyenlere bırakmamak, ya da hakkı yenenleri, küskünleri, üzgünleri kendi tarafına çekmek istiyor.

Zaten İzmir’de bu yüzden; ‘Adliye’, ‘Sağlık’, ‘Polis’, ‘Belediye’, ‘Vilayet’, ‘magazin’ muhabirleri dernekleşmediler mi?

Üyelerine çok güzel etkinlikler yapıyorlar…

Çeşitli imkanları sağlıyorlar…

Zaten bir ara,  Cumhurbaşkanından Başbakana,  Validen belediye başkanlarına, tüm etkinliklere katılan sahada görevli, hiçbir muhabir, ‘sarı basın kartı sahibi’ olmadığı için İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyesi de değildi…

Bu söylediğim de çok uzun süre önce değildi…

 

*- Hizmet amaçlı

 

Bergamalı Gazeteci Tahsin Tuna’nın bir mesajı ana neleri anımsattı…

Bu arada Türkiye Gazeteciler Birliği’nin tüzüğünü okudum, tam puan verdim.

Genel Merkez yönetim Kuruluna baktım, şu isimleri gördüm:

Nezir Karayün, İrfan Ermiş, Filiz Keleş, Osman İslam, Doç. Dr. Vehbi Altunçul, Muhammed Mustafa Karayün, Mehmet Gülnahar, Şengül Selvi…

Kurucu üyeler arasında; Mevlüde Arslan, Rüya Yarız, Duygu Karayün, Devrim Çukadar, Filiz Özsoy da var…

Bu neyi gösteriyor?

Bence ihtiyacı ve garantiyi…

Düşünebiliyor musunuz, kuruculardan bazıları, ‘Biz yönetimde payidarlık istemiyoruz’ diye büyüklük gösteriyorlar.

Siz bugüne kadar bir derneğin kuruluşunda yer alıp da, yönetimde görev almayanı duydunuz mu?

Gördünüz mü?

Tanıdınız mı?

 

*- Tüzükte yeri var!

Yerel Basın Birliği Derneği Ana Tüzüğü’nün 29’ncu maddesi ‘temsilcilik açma’yı değerlendiriyor. Madde şöyle:

Madde 29- Dernek, gerekli gördüğü yerlerde dernek faaliyetlerini yürütmek amacıyla yönetim kurulu kararıyla temsilcilik açabilir. Temsilciliğin adresi, yönetim kurulu kararıyla temsilci olarak görevlendirilen kişi veya kişiler tarafından o yerin mülkî idare amirliğine yazılı olarak bildirilir.

Tahsin Tuna’nın bu onurlu görevi en iyi şekilde yerine getireceğine inanıyorum.

Hatta faaliyetlerinin ülke genelinde ses getireceğine de…

 

*-- Kabahat postacıda mı?

 

Bu arada belirtmeden edemeyeceğim, Genel Başkan Oğuz Tongsir’den çok dahaönce üyesi olduğum ve yönetim kurullarında görev yaptığım  TSYD’nin (Türkiye Spor Yazarları Derneği) nin, bizden habersiz değiştirilen yeni tüzüğü 26.12. 2015 tarihinde  İstanbul İl Dernekler Müdürlüğü kabul etmiş, onaylamış. Onay yazısı ise 07.01.2016 tarihinde derneğe bildirilmiş.

Yani bir ay olmuş, ama hala matbaadan çıkmasını ve de bize (üyelere) bildirilmesini bekliyoruz.

Şu kadarını söyleyeyim:

Biraz düşünseler Türkiye Yerel Gazeteciler Birliği’nin yaptığı gibi yapıp, başkanın tanıyıp, hatta ‘tanımıyorum’ dediği tüm üyelere gönderilir.

Herkes ne olup bittiğini anlar…

Belki de şubeleri kaldırdılar, fırsat bu fırsat diyerek…

Ne bileyim, aklıma bu geldi, İzmir’den hiç olumlu ya da olumsuz ses çıkmayınca…

Burunlarının dibindeki, öksürseler birbirini uyacakları kadar yakında olan, her gün selamlaştıkları İstanbul Şubesi bile ‘İstifa et, olağanüstü genel kurula git!’ diyen Oğuz Tongsir gibi ses seda veren yok…

Yapacakları şu, ya İstanbul Şubesi gibi ‘Bazı olayları ve gelişmeleri kabullenemiyoruz’ diyerek, olağanüstü genel kurul isteyecekler…

Ya da, ‘ağamızsın, paşamızsın, üyelerimize ve İzmir’e hakaret etsen de biz seninleyiz’ diyerek, geçenlerde olduğu gibi İzmir’de ağırlamaya devam edecekler…