“Yaşanası şehri, kaçılası şehre getirdiniz.”

Bir süreden beri yaşanan grev hadisesi ve tramvay çalışmalarından dolayı hemşerilerimizin yaşadığı sıkıntıyı siyasi muhalefet rantına dönüştürmemek kayıkçı kavgasına girmemek için konuşmadan gelişmeleri yakinen  izliyorum. Zira İzmir halkı kavga değil çözüm bekliyor.

Ama süreç sabır sınırlarını zorlamıştır. Bizlerinde sorumlu siyasi anlayışımız kapsamında İzmirli hemşerilerimizin sıkıntılarına tercüman olmamız elzem olmuştur.

İzdeniz çalışanlarının yaklaşık 20 gündür süren grevleri şehir hayatını olumsuz yönde etkilediği gözle görülür ve yaşanan bir gerçektir. Gerek; Vatandaşlarımızın körfezi deniz yoluyla çok kısa zamanda geçmeleri gerekirken bunun karayoluyla iki saate çıkması, yoğunluktan kaynaklı otobüs, metro ve  İzban’nın yetersizliğinden insanların özel araçlarına yönelmelerinden dolayı yaşadıkları zaman kaybı,yakıt masrafları, gerek özel araçların trafiğe çıkmasıyla yaşanan ve tahammülleri aşan trafik ızdırabı katlanılmaz bir hal almıştır.

Bir taraftan da İzdeniz firmasının yaşanılan grev sonucu uğradığı zarar araştırmalar sonucu günlük 200 bin TL geliri olan İzdeniz’in 20 günlük zararı 4 Milyon TL ulaştığı da bir gerçektir. İzdeniz çalışanlarının istedikleri zammın yıllık maliyeti de bu zararın çok altında olduğu da görülmektedir. Tüm bunların yanında bilinen bir gerçekte yatan ve duran motorları hemen çalıştırmanız mümkün olmamaktadır, 20 gündür yatan gemilerin bu kapsamda da açacakları bakım masrafları da bu işin cabasıdır.

Halen devam eden Bu grevi  bitirme adına başta Büyük Şehir Belediye Başkan’ımız,olmak üzere İzdeniz çalışanlarının temsilcisi Türkiye Denizcilik Sendikası yetkililerinin üzerlerine ne düşüyorsa, bu şehrin vatandaşlarını bir an önce sıkıntıdan kurtarmak yaşanan trafik çilesini sona erdirmek için, inat merkezli yaklaşımlarından uzaklaşarak bu sorunu çözmelerini İzmir halkı adına Siyasi sorumluluğumuz gereği talep ediyoruz.

Bu grevin yanı sıra birde tramvay çalışmaları kapsamında Konak ilçesindeki önemli caddelerin ulaşıma kapatılması trafik yoğunluğunu daha da arttırmış kabus’a dönüştürmüştür. Yöneticilerin bu konular hakkında vatandaşı gereği gibi bilgilendirmemeleri ve ne zaman sonlanacağının belirsizliği halkımızdaki öfkeyi her geçen gün arttırmaktadır.

Plansız, programsız ve koordinesiz çalışmalar İzmirli vatandaşlarımızı canından bezdirmiştir. Hemşehrilerimiz sabahları işine, akşamları da evine zamanın da gidemez hale gelmiştir. İnsanlar uzun mesafeleri bile yürüyerek daha çabuk kat etmesi trajikomik ve üzüntü duyulacak bir gerçek olduğu ortadadır.

Artık tüm sorumluluk sahiplerinin şapkasını önüne koyup düşünecekleri vakit geldi de geçiyor bile. Bir taraftan da bu gibi durumlarda Sorumluluk sahiplerinin inat üzerine davranmaması işi bilen yaşanacak olumsuzlukları bertaraf edecek,ulaşımla veya herhangi bir problemin ortaya çıkmadan önlem alacak uzman kadroları iş başına getirmeleri, doğru işi doğru ekiplerle yapmaları gerektiği de bir gerçektir  .

Kayıkçı kavgalarını bir kenara bırakın artık, İzmir’e ve İzmirliye yazık ediyorsunuz İzmir’in güzel İnsanları bunu hak etmiyor.

Unutmayınız ki İzmir’imizin 18 yıldır sorumlusu sizlersiniz vebal sizlerindir.