Kanserle Mücadelede ‘Truva Atı’ Yöntemi
Moleküler radyoterapi olarak da düşünebileceğimiz radyonüklid tedavi, radyoaktif elementlerin kanser hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı bir yöntem. İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Park Hastanesi, üniversite hastanesi olmasının ardından hayata geçirdiği Radyonüklid Tedavi Merkezi’nde tiroit kanseri, prostat kanseri, nöroendokrin tümörler, karaciğer kanserleri ve kemik metastazı olan hastaları bu yöntem ile tedavi edebilecek.
Yayınlanma :
16.05.2021 11:05
Güncelleme :
16.05.2021 11:05


Hastalar Bir Kapsül Yutuyor
Radyonüklid tedavinin tüm kanserlerde kullanılmadığını belirten Taşçı, özellikle normal hücreden ayrılması zor olan bazı tümörlerde radyonüklid tedavinin ön planda olduğunu söyledi. Bu yöntemin eskiden beri kullanıldığı en önemli kanser türlerinden birinin tiroit kanseri olduğunu belirten Taşçı, “Tiroit kanserlerinde iyot 131 ile hem tanı yapabiliyoruz yani tüm vücudunda kanser odaklarının nerede olduğunu görüntüleyebiliyoruz hem de aynı radyoaktif maddenin daha yüksek bir dozunu vererek hedef odaklı tedavi yapıyoruz. İyot daha çok tiroit hücrelerinin ihtiyacı olan bir madde. Vücutta iyot kullanan bazı organlar var ama en çok tiroit hücrelerinin ihtiyacı var. Bu yüzden biz hastamızı iyottan fakir bir diyetle takip ettikten sonra, radyoaktif iyodu bir kapsül halinde hastaya veriyoruz. Kapsülü yuttuktan sonra kan dolaşımından tiroit hücreleri ve özellikle de kanser hücreleri iyodu aşırı bir şekilde içeri alıyor. Hücreleri içeri aldığı zaman her bir iyot atomu 2-5 mm ‘lik bir alandaki kanserli hücreleri yok ediyor. Böylelikle vücudun diğer alanlarına önemli bir sıkıntı yaratmaksızın doğrudan tiroit kanser hücrelerini yok etme şansımız oluyor.” dedi. Prostat ve nöroendokrin gibi diğer bazı tümörlerde de damardan ilaç vererek (lütesyum ve yitriyum tedavileri) hemen hemen aynı mekanizmayla, tümörün antijenine/reseptörüne bağlanabilen tümöre özgü bir peptit-radyoaktif madde kompleksi ile tedaviyi gerçekleştiriyoruz.
Tedavinin Yan Etkisi Çok Az
Günümüzde prostat tedavisinde, nöroendokrin tümörlerde, karaciğere yönelik lokal tedavilerde, kemik metastazlarının tedavisinde vb. radyonüklid tedavinin uygulandığını kaydeden Taşçı, bu tedavinin avantajlarından bahsetti. Radyonüklid tedavide hasta konforunun korunduğunu söyleyen Taşçı, “Kemoterapik ajanların pek etkili olmadığı bazı tümörlerde bu tedavi önemli bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Kemoterapik ajanların oluşturduğu bulantı, saç dökülmesi gibi hasta konforunu bozan yan etkiler bu tedavilerde az, ya da bazen hiç yok. Radyonüklid tedaviler hedef odaklı olduğu için çevre organlara minimum hasar veriyor ve sadece o bölgedeki tümöre yönelik olarak çalışıyor. İyot tedavisinde hastamızı bir ya da birkaç gün izole alanda tutmamız gerekiyor. Dolayısıyla hem hastanın sosyal hayatında büyük bir problem yaratmadan hem de hasta konforunu bozmadan tedavi yapmış oluyoruz.” diye konuştu.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: