İzmir’den de Dünya Ölçeğinde Bir Marka Fuar Çıkması Beklenir

Yaklaşık 15 bin doğal taşın kullanılacağı, İZFAŞ tarafından düzenlenen 22.MARBLE Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı, 23 Mart'ta Vali Toprak’ın katılım ve ziyaretleriyle gerçekleşti. Türkiye'nin her bölgesinde çıkarılan doğal taşların sergilendiği fuarda ağırlıkları 10 ile 30 ton arasında değişen, işlenmiş, yarı işlenmiş ve ham olarak 15 bin ton doğal taş ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.
Fuar İzmir’de Vali Toprak’ın ziyaret ve incelemelerine İZFAŞ Genel Müdürü ve diğer görevliler ile ziyaret amaçlı bulunan Bilecik Valisi Ahmet Hamdi Nayır’da eşlik etti.

22.MARBLE Uluslararası Doğal Taş Ve Teknolojileri Fuarı Ziyareti sırasında Konuşan Vali Toprak; “Bu sene Uluslararası 22. Doğal Taş ve Mermer Fuarını yine İzmir’de gerçekleştiriyoruz. Önemli bir fuar, doğal taş ve mermer fuarları arasında uluslararası dünya ölçeğinde Doğal Taş ve Mermer Fuarında, Fuar İzmir, hakikaten markasını oluşturdu ve bu seneki katılımcı sayısı firmalara baktığımızda, satın alma gruplarına baktığımızda, yurt dışından gelen gerek ülke sayısı, gerekse ülkeler adına katılan katılımcı sayısı açısından da geçen yılların üzerinde, fevkinde olduğunu görüyoruz.
Ülkemiz Doğal Taş ve Mermer Alt Yapısında Dünya Stoklarının Rezervlerinin %40’ına Sahip
O manada İzmir’den de dünya ölçeğinde bir marka fuar çıkması tabi ki beklenir. İzmir’de bu yeni fuar merkezi ile birlikte çok önemli bir alt yapıyı oluşturdu. Fuarcılıkta iddialı olduğumuzu ve içinde bulunduğumuz mermer fuarında da zaten otorite olduğumuzu ortaya çıkardı. Ben dolayısıyla biraz gezme fırsatı buldum. Burada katılımcı sayısı açısından katılımcıların alım satım, mubayaa yapma oranı, yabancıların acaba stantlarda, bir iş birliğine, bir alım satım noktasında bir protokolleri var mı diye baktığımda canlı gördüm, bu önemlidir.
Dünya ticaretinin daraldığı bir noktada,  biliyorsunuz dünyanın genel ticaret hacminde bir daralma ya da zaman zaman farklı bölgelere kayma olayı var.  Baktığımızda Pasifik, Avrupa, Afrika, Orta Asya, Orta Doğu, Uzak Doğu gibi ticaret zaman zaman farklı noktalara kayabilir. Tüm bu gerçekler ışığında terörün küreselleştiği ve küresel olumsuz etkiler doğurduğu bir noktada burada, İzmir’de, içinde bulunduğumuz fuarın bu gibi geçen yıla göre daha etkin olması hakikaten sevindirici.
Terör Karşısında Tüm Ülkeler, Mutlak Bir Kararlılıkla Üzerine Gitsin
Biz istiyoruz ki, küresel terör tehdidi var, Belçika’da da oldu, Türkiye’de oluyor, Amerika’da oldu, Fransa’da oldu, geçmişte İspanya’da, İngiltere’de oldu, bunlar olabiliyor. Şüphesiz ki terör karşısında tek bir bakışla kesinlikle reddetmek gerekiyor.  Bir kere bunu ortaya koymak lazım. Geldiğimiz noktada terörün küreselleştiğini görüyoruz. Bu gerçek ışığında Türkiye’ de, İzmir’de fuarcılıkla ilgili katılımcı sayısı, yurt dışından gelen heyetler, satın alan heyetler ve ülke sayılarına baktığımızda önemli bir kaybın olmadığını görüyoruz.
Biz Diyoruz Ki Terör Olmasın, Hiçbir Ülke, Uzantısı Ve Müdahalesiyle Terör Örgütleri Canlı Tutulmasın
Hareketli bir fuar gerçekleşiyor. Bu manada zaten bu fuarlar, profesyonel alıcı ve satıcıların oluşturduğu fuarlardır, normal alışveriş ya da turistik bir fuar değil, profesyonel fuarlardır. Buraya profesyoneller geliyor. Dolayısıyla profesyonellerin planladığı gibi buraya yurt dışından alım heyetlerinin geldiğini bizzat müşahede ettim.
Biz diyoruz ki evet, terör olmasın, hiçbir ülke uzantısı ve müdahalesiyle terör örgütleri canlı tutulmasın. Terör karşısında tüm ülkeler,mutlak bir kararlılıkla üzerine gitsin. Hiç birisinin korumacılığı ya da bir ülkenin bu bana etki etmiyor, dokunmuyorsa benim için önemli değildir demesin. Hep bir ağızdan terörü lanetleyen, terörün tüm kaynaklarını kurutan bir bakış ve kararlılık içinde olsunlar.
Bu gerçekleri göz ardı etmeyecek şekilde baktığımızda bugün bu fuarımızın marka değere ulaştığını, ifade ettiğimiz sorunlar karşısında etkilenmediğini ifade edebiliriz. Bu sevindirici bir gelişmedir.
Bir taraftan dünkü Belçika terör hadiseleri ve önceki terör hadiseleri fuarımızı etkilemedi. Diğer taraftan da burada İzmir’in ve fuara katılan tüm firmaların ülkemizin dış ticaret rakamlarını, yani ihracatını arttırıcı alım satım sözleşmelerini yaptığını görüyoruz. Bu da sevindiricidir.
Ben buraya katılan tüm firmalarımızı, başta İZFAŞ olmak üzere ve Doğal Taş Maden Dernekleri ve Odaları, birlikleri olmak üzere ülkemizin tüm katkı sağlayan kuruluşlarını tebrik etmek istiyorum. Böylesi güzel bir fuara ev sahipliği yapmalarından ötürü biz de burada hem Fuar İzmir’de, hem de fuarın dışındaki alanlarda insanlarımızın güvenlik algısını olumlu kılabilecek endişe, korku ve paniği ortadan kaldıracak şekilde tüm tedbirleri de almış bulunuyoruz.
 Önemli Olan, Bu Gibi Terör Hadiseleri Karşısında Ülkelerin Kararlılığını Ortaya Koyması ve Bana Dokunmayan Terör Örgütüne Ben Dokunmam Anlayışının Ortadan Kaldırılmasıdır
Yani önemli olan açık bir nokta bırakmamak, insanlarımızın endişesini ortadan kaldırabilmektir ve bu noktada da çalışmalarımızın, gücümüzün en son ki noktası neyse ona kadar bu tedbirleri aldığımızı, işbirliği ve koordinasyon içerisinde yürüttüğümüzü, burada bulunduğumuz alan içerisinde de o algıyı iyi bir şekilde yönettiğimizi görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.
 İnşallah bir kaza bela yaşamadan ülkemiz adına, dünya ülkeleri adına insanlık terörle, terör hareketleriyle değil de, güzelliklerle, üretimle, istihdamla, istihdamdaki artışla, alışverişin yükseldiği düzeyle gündeme gelir ve insanların refahını konuşuruz. Bu çok önemlidir.
Ben ayrıca da mutluyum şöyle ki; doğal taş ve mermer öyle bir madde ki evde, iş yerinde, sokakta, caddede binalarda kaplamadığı hiçbir nokta yok diye ifade edebiliriz. Onun için İzmir’de böyle bir fuarda, böylesi önemli bir maddenin böylesi önemli bir fuar merkezinden tüm dünyaya yayılan ve oraları güzelleştiren bir meta olması, döviz kazandırıcı ve ticarete konu olmasının dışında ayrı bir değer diye düşünüyorum.
Şüphesiz ki meydana gelen terör hareketleri insanlarda bir endişe ve panik algılamasına yol açabiliyor sonuçta insanız. Ama bu manada ülkemiz, devletimiz, kurumlarımız, güvenlik birimlerimiz, hepimiz herhangi bir terör hadisesinin oluşmaması ya da böyle bir hain niyeti olanların önceden istihbarat yoluyla bertaraf edilmesi adına her türlü imkânı seferber ediyoruz. Günümüzde küresel bir terör tehdidi var. Dün Belçika da meydana geldi, ondan önceki zamanlarda da değişik ülkelerde meydana geldi.
 Önemli olan, bu gibi terör hadiseleri karşısında ülkelerin kararlılığını ortaya koyması ve bana dokunmayan terör örgütüne ben dokunmam anlayışının ortadan kaldırılmasıdır. Bu manada Türkiye Cumhuriyeti Devleti, birliğine, varlığına yönelmiş tüm terör tehditleri karşısında bugün ülkemizin her bir güvenlik birimleri, otoriteleri de dâhil olmak üzere hiç olmadığı kadar büyük bir kararlılık içerisinde mücadelesini, azmini ve faaliyetini yürütüyor. Bu sevindirici bir gelişme. İkincisi; bu gibi terör hadiselerinin yapılmak istenmesinin sebebi aslında insanlar arasında panik, korku, endişe, yılgınlık yaratarak insanları gelecekten endişeye sevk eden düşünce içerisine sokarak bir karmaşa, kargaşa yaratmaktır.
 İnsanlarımız Yaşamına Endişe Etmeden, Korkmadan Devam Etmelidirler
 Onun için asla ve asla paniğe ve endişeye kapılmadan biz tedbirleri alınmış bir noktada, normal hayatın, yaşamın bir parçası olarak her bir noktaya katılmaya devam etmeliyiz. Eğer ki bu noktada geri durursak, o zaman terör insanları eve, kapalı noktalara yönlendirir, kapatır ki bu terör örgütlerinin ve terörizmin de getirmek istediği noktadır.
 Bu handikaba düşmemek lazım. Onun karşısında da devletimizin tüm imkânlarını seferber ederek, kararlılıkla terörün üstüne, terör faaliyetlerini, terörü doğuran noktalara da gitmesi gerekiyor ki gidiyor. O da önemlidir. Biz bu manada tüm ilimizdeki Metro, İZBAN hatları, Otogarlar, AVM’ler, yoğun alışverişlerin yapıldığı merkezi noktalar, iskeleler, vesaire gibi alanlarda insanlarımız yaşamına endişe etmeden, korkmadan devam etmelidirler.
Dikkatimizi gerek teknolojik aletlerle, gerekse sivil ya da resmi görevlilerle, özel güvenliklerle ve onları da koordine ederek mutlak surette yönlendirmiş vaziyetteyiz. Onun için endişe ve korku olmadan, paniğe kapılmadan, yılgınlığa varmadan biz yaşamın parçası halinde devam etmeliyiz. Teröristlerin ve terörizmin getirmek istediği noktaya, eve hapsolma, kapalı bir noktaya hapsolma anlayışından vazgeçebilmeliyiz.
 Ama bunun karşılığında da ben diyorum ki; Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin güvenlik birimleri olarak bu noktada üzerimize düşen ve o vatandaşlarımızın endişesini, paniğini, oluşabilecek olumsuz algıyı da yönetebilecek bir noktada görevimizi tüm güvenlik birimleriyle ve diğer dinamiklerle yapmaya gayret ettiğimizi ve bu gayretin mutlak dikkat içerisinde yürüdüğünü de ifade etmek istiyorum.” dedi.