Hiç ummazsınız?

Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış…
Bu atasözümüzün örneklerini neredeyse her platformda yaşıyoruz.
Adamlar camiyi soyarken suçüstü yakalanmışlar, güle oynaya adliyeye götürülüyorlar.
Düğüne gider gibi!
Akıl alacak gibi değil!
Örnekleri çok!
Türkiye’nin önemli market zincirlerinden bir üst yönetici ile görüştüm.
Birkaç fotoğraf gösterdi ve yorum yapmamı istedi.
Birinde iki, diğerinden üç beyefendi vardı.
Birkaç pozda ise şık hanımlar!
Bunların hepsi Maurice Leblanc’ın Arsen Lüpen’i, yani ‘Kibar Hırsız!’
‘Planlı hareket ederim ve birden fazla olasılığı göz önüne alırım. Asla tahminlerde bulunmam, işimi şansa bırakmam’ diyen Arsen Lüpen ile tek farkları var, bunları bizim ‘canavar’ mağaza çalışanlarımız yakalıyor…
Fotoğraflarını gördüğüm hanımlar beyler ne çalmışlar?
Şöyle bir hafızanızı zorlayın!
Neyse sizi daha fazla yormadan söyleyeyim, çünkü tahmini çok güç…
Benim gibi belki de ilk kez duyup, öğreneceksiniz!
Bazıları ‘kırmızı et’, bazıları da ‘balık’ hırsızı idi…
Bunlar için ‘özel’ albüm oluşturulmuş…
İnanılacak gibi değil, ama kesinlikle böyle…
Çerez de açık veriliyor…
Çünkü birçok kişi, aldığının birazını cebine koyuyor, çoğu zaman da marketin, mağazanın içinde tüketiyor.
Birçok kez de hırsızlık teşebbüsü oluyor.
Son zamanlarda ise et ve balık hırsızlıkları ise aldı başını gidiyor.
Mahkemeye verip vermediklerini bilmiyorum ama bildiğim, geriye doğru gidilip kamera kayıtları incelenince aynı kişilerin bu işi yaptıkları görülüyor.

*- Tesadüf yine öneme çıkardı

Mahkeme denilince aklıma geldi…
Geçenlerde, kendini Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dostu gibi gösteren, ‘Her istediğimi alırım!’ diyerek partililerine ve yakınlarına moral veren Menderes’in AKP’li Belediye Başkanı Bülent Soylu’nun bir çalışmasını dilim döndüğünce anlatmaya ve anlamaya çalışmıştım.
Başkan Soylu, ‘İlk kazmayı vurduk!’ deyince, kentin önemli bir ihtiyacının temelinin atıldığını düşünmüş ve onlarca mektup (mail) arasından tesadüfen okumuştum.
Şaşırdım…
Özdere sahillerinde, ‘Çukuraltı’ denilen alanda, tüm evlerden dörder metre daha alındığını gördüm.
Zamanında, yani Özdere’de her zaman olduğu gibi CHP’li bir belediye oluşunca, vatandaşlar da, gönüllü olarak sahile bakan kısımdan 4’er metreyi herkesin istifadesi için belediyeye bağışlamışlar.
Gerçekten de CHP’li Başkan Y. Mimar- Mühendis Haldun Ertok, ‘harika’ diyebileceğimiz bir kordon oluşturdu.
Plajı da yaptı…

*- Kemikleri sızlıyordur

Ancak nasıl olduysa olmuş, mal mülk sahiplerinin bazılarının bilmediği, anımsamadığı bir şekilde, ‘bağışlama’ zamanında, terkin 4 değil 8 metre olarak kayıtlara alınmış.
İşte bu artı dört metrelik fark sorun yaratıyor…
Onlarca evin bazılarının bahçeleri yok oluyor, bazılarının da odaları, salonları, mutfakları yok oluyor.
Üstelik bu binaların en azından yarım asırlık olduklarını düşünürsek, sorun ortaya çıkıyor.
Öğrendiğime göre Menderes Belediye Meclisi AKP’li Başkan Bülent Soylu’ya ‘hayır’ diyor…
Çünkü o zaman CHP’li Meclis üyeleri çoğunlukta…
Şu andaki durumu bilmiyorum…
Çünkü daha sonra AKP’ye transfer olacağı belirtilen bir CHP’li meclis üyesi partiden istifade etti.
Demokrasilerde çareler tükenir mi?
Bu kez Başkan da ‘yıkım’ yani yol genişletme ve ‘uçak pisti gibi’ yapma işlemini Encümen’den aldığı kararla yaşama geçiriyor.
Bütçe belli para belli…
Ehh arkada ‘Her şeyinizi çözerim!’ diyen Cumhurbaşkanımız olduktan sonra mesele kalmıyor…
AKP’nin kurucu ilk Genel Başkanı sayesinde bakanlıklardan istenilen para da hemen gönderildi…
Tabii ki CHP’li İzmir Büyükşehirin bırakın para, projelerin yaşama geçirilmesi için beklediği imzaların çoğu aylardır bekliyor.
Aslına bakarsanız yapılan çalışmaların hepsi yasal…
‘Kandırma, kandırmaca, aldatma, aldanma, bilgisizlik’ gibi sözcüklerle belki de bazı mülk sahipleri avukat tutarak haklarını arama yoluna gittiler, ya da gidiyorlar.
Bu ‘hak aramacılara’ da Başkan Soylu geçenlerde, ‘Para avcılarına kanmayın’ şeklinde bir açıklama yaptı…
Onu da yazmıştım ama şu an mealinin belirtiyorum.

*- Buna ‘devrim’ denir mi?

Dün ya da önceki gün Menderes Belediye Başkanı Soylu bir açıklama ve bilgilendirme daha yaptı…
Arabın Yalellisi gibi sık sık süreceğe benziyor…
Menderes’te değil de, ‘Özdere’de devrim!’ diye başlık atılan açıklamada, ‘Özdere Çukuraltı Sahil Yolu projesi kapsamında Menderes Belediyesi tarafından bölgede yıllardır hak ihlali yapılan yerlerde yıkım çalışması gerçekleştiriliyor.’ deniliyor…
Demek ki, o kadar tapulu mal mülk sahibi bugüne kadar ‘hak ihlali’ yapmış…
Çok büyük bir suçlama bu!
Devamında denilen şu:
‘Menderes Belediyesi tarafından sahil bölgesine değer katacak Özdere Çukuraltı Sahil Yolu projesinin çalışmaları devam ediyor.
Çalışmalar kapsamında bölgede yer alan ve hak ihlalinin olduğu evlerin bahçe duvarlarında yıkım çalışması gerçekleştiriliyor.
Yıllardır kanayan yara olan sorunun çözülmesinin ardından yeni proje kısa sürede bitirilecek.’

*- Hak ihlali sayılır mı?

Gidip, gezdim gördüm…
‘Ne kanayan yaraya’ ne de ‘hak ihlaline’ kendimce karşılaşmadım.
Zaten ‘Hak ihlali’ görüşünü söylesem ve beni bu sözlerimden dolayı mahkemeye verseler ‘sürüm sürüm’ sürdürürler…
Bir belediye başkanının, vatandaşlarına bu şekilde ağır bir ithamla suçlamasını İzmirli bir kişi olarak yadırgadığımı belirtebilirim.
Başkan’dan, ‘hak ihlali’ denilerek CHP’ye oy verenleri böylece suçlayacağına, ‘Kendilerine teşekkür ederiz böyle duyarlı davrandıkları için’ demesini beklerdim.
Ama bazıları ‘hak arama’ içinde, ya da ‘yanlışlık ve hatanın düzeltilmesi’ için hukuki çalışma yapıyorsa, buna başkan kızdıysa da, diyecek sözüm yok…
Bu arada yine biliyorum, Özdere’den bir temsilci grubu görüşmek için Menderes belediyesine gitmiş, ama görüşme istekleri kabul edilmemişti.

*- Yanlış bilgi vermişler

Ben dört metre biliyordum, bakın Başkan Soylu ağzından ne diyor?

‘Çukuraltı Sahil Yolu projemizle alakalı olarak yıkım çalışmalarımıza başladık. Bölgede bulunan evlerin bahçelerini 6 metreye kadar içeriye çekerek vatandaşın hakkını yine vatandaşa teslim ediyoruz.
Bu alanlar halka ait.
Biz halkın yerini halka kazandırıyoruz.
Yıllarca susulan, görmezden gelinen alanları halkımıza iade etmek bizim boynumuzun borcu ve bu borcu da halkımıza geri veriyoruz.’
Yani; bu evlerin hepsi gecekondu…
Hazinenin yeri…
Birileri, daha doğrusu onlarca vatandaş gelmiş ve daha elektrik, su ve yol yok iken sahiplenmiş, kimse de ‘dur’ dememiş…
Tapuları görmesen, ben de inanacağım…
Zaten Belediye Başkanı hiç yalan söyler mi?
Halkı aldatır mı?
Yapmaz değil mi?

*- Cezası da çok ağır!

Herhalde Başkan Soylu da, danışmanlarına ya da bilgisine güvenerek, mal mülk sahibi olarak bildiğimiz belki de kandırıldığımız bu insanları ‘hak ihlali’ yaptıklarına dair suçluyor.
Hukukta bu suçlamanın ya da suçlanmanın karşılığı nedir tam anlamıyla bilmiyorum ama Menderes Belediye Başkanı biliyor herhalde ki, korkusuzca ve çekinmeden başkanlığını yaptığı bu insanları herkesin önünde suçlu durumuna sokuyor, ‘Hak ihlali’ yaptılar diye…
Ve son cümlesi de şöyle:
‘Vatandaşımızın yararına olacak her türlü çalışmayı yapıyoruz ve yapacağız da, bundan kimsenin şüphesi olmasın.’
Ohhh içime bir ferahlık verdi…
Baksanıza halk için ne kadar güzel çalışıyor!
Hatta önceki Ramazan ayında, vatandaşların aydınlanması ve bilgilenmesi için Arapça yazılar da yazdırıp astırmıştı.
Ama nedense bazı densizler buna itiraz edip, Arapça yazıları kaldırtmışlardı…

***
KILÇIK

*- Büyük insanların amaçları vardır, diğerlerinin ise sadece istekleri.
*- Düşünce yeteneğimizi öldüren en büyük düşmanımız alışkanlıklarımızdır.
*- Bazen sesini duyulabilmen için susman gerekir.
*-Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu, uyanmaktır.