TEŞKİLAT ÖRÜNTÜLERİ  -V-
Özer ATAÇ

Özer ATAÇ

TEŞKİLAT ÖRÜNTÜLERİ  -V-

10 Mart 2015 - 15:28

Ustalıktan, geriye/çıraklığa sarıyoruz. Tümden gelim, tüme varım; yine tümden gelim aralıksız sürüyor. Yöntemin esini yaşamdan;  “varım” metotları, yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya aralıksız ve bitimsiz tekrar ederk yeni yaratım ve oluşumlarla açılımlaşıyor.

Bir damladaki deniz,

Teşkilat, örgüt ve organik organizasyon/ örüntüleme konusunu işliyoruz. Konu detaylandıkça, detayda derinleşiyoruz; böylece ilerlemenin doğası gereği, “bağımsızlık”/özgür irade eğilimi gösteriyoruz. Yani derinleştiğimiz hücreyi bütün kabul edip, “özgür irade” uygulamaları yapıyoruz. Oysa yaptığımız, yapmamız için verilenden başkası değildir; kılcal damarlar, ana damara bağlıdır ve oradan beslenirler.    



İşlerlik, yönetim, ehliyet düzeneği,  çok eski/kadim yapılanmadır.   Ustalık, kalfalık, çıraklık. Bu duraklarda, kendi içlerinde   yine üç   aşama vardır. Bu iç aşamalar İlk, orta, üst ön sıfatlı  tanımlar ile adlandırılır; ilk ustalık, orta, ustalık, üst ustalık. Sistem hangi alanda, meslekte işletilecekse kurulum yapılanma buna göre düzenlenir. Sistem, farklı alanlara aynı ölçülerle adapte edilemez; çünkü alanlar organiktir; koşullara göre esnerler; kısalır, genişleyebilirler. Koşullar, “durakların” sürelerini, derinliğini, genişliğini değiştirir. Örneğin tıp, siyaset alanlarının durakları, iç aşamaları değindiğimiz şekilde farklılık gösterir.

Kurulum,

Kurulum, sistem ile başlar. Sistemin oluşması için tasarım gerekir. Tasarım, daha önceki  küçük fikirler, uygun deney ve sonuçların  birleşiminden üretilir. Tasarım için çok yönlü deneyim, standart bilgiler    yeni hedefler gözetilerek ayıklanır, derlenir; karar verilen  modelin kurulum ve işletimi   ölçümlü-kayıtlı olarak  hazırlanır.

Tasarım uygulamasının amacı,  nicelikselliği niteliğe ulaştırmaktır. Tasarımı sağlayan, önceki deneyim ve sonuçların  küçük adımlarından yol bulmak, ön almak, öne geçmek; yaşamın getirdiği  niceliğe, niteliksel bir “karşılama” sunmaktır.

Tasarım uygulamaları  niteliksel hedeflere genellikle önceden belirlenen sonuçlarla tam örtüşmez. Tasarımın öngörülen  sonuçlarıyla, uygulama sonuçları arasındaki sapmaların miktarı,  daha sonra düzenlenecek yeni tasarım için   başarı ölçüsüdür.  Böylelikle “başarı” teriminin yeniden tanımlıyoruz:  zihinsellikle pratiğe ön almak.   

Niceliksel denemelerini olumlu aşamalı;  devamında, olumlu niteliksel sonuçlu süreçler yaşayanlar, başarının itici gücünü kazanırlar.  Başarı ilerlemenin, yol almanın enerjisini içermektedir. Az “başarılı”, olumsuz sonuçların fazla yaşandığı süreçler; ustalığı, kararlığı ortaya çıkaran başka bir etmendir.

Azın çokluğa galebesi,

Azın fazlaya üstün gelmesinde  belirleyici etmen, nitelik ve niceliktir; azdaki nitelik, fazladaki nicelik veya  azdaki nicelik, fazladaki nitelik; “kazanımları”, getirileri, aşıcılığı farklıdır.  “Ağacın” dalarında yürümeyi sürdürüyoruz: 

-Niteliğin zihinselliği,

-niteliğin olgusallığı;

-niceliğin zihinselliği,

-niceliğin olgusallığı.

Soyutlamayı artırmış oluyoruz. Zihinsellikte derenleşme soyutlamadır; böylelikle olgulara, “yol açmanın” boyutları açılıyor.  

Varacağımız bağlam, zihinsellik ve olgusallığın karşılaştırılması veya  belirleyiciliği ya da   sentezi oluyor. Öne çıkan  bağlam, seçenek; niteliksellik isim-sıfatı (1)  tanımı kazanır. Diğer seçeneklerin bu niteliğe katılımı kaçınılmaz ve nicelikseldir; yani dışarıda kalan seçenek, niteliksel olsa dahi nitelikselliğe katılımı sebebiyle nicelikseldir. Alt boyuttaki nitelik, üst boyuttaki niceliktir.

Toplamda nitelik, niceliksel süreçler; koşul ve etkilere göre içlerinde kademeler barındırır; kademeler yapısı gereği gelişim, kırılma, geri dönüşün duraklarıdır. Ayrıca, farklı şekilde  belirginliği düşük olarak, niceliksel süreçler özlerinde tutunma, kalıcılık, dağılma, zayıflık gibi özelliklere sahiptirler; böylece toplam niceliğin kararlılık oranının baskısı niteliğin oluşmasına etki edebilecektir.  Şimdi de olgu ve zihin yapılarında, nicelik ve nitelikleri kısaca inceleyelim.   

 

Olgulardaki nitelik; somut, peşin ücretli, sponten/eşzamanlı, fizikseldir. Bu durum, fiziksel dünyada  koşulların  etki “gücü” olarak bilinir.  Kaba olarak niteliksel koşullar;  uyulmayı, itaati ister;  aksi takdirde, fiziksel etkisini kullanacaktır. Olgularda nitelik olduğunda zihinde niteliğin olması çelişki değildir. Çünkü zihin, salt olgulara bağlı değildir. Zihin, fiziksel dünyanın etsinde olduğu gibi  kendi içsel( kimyasal, ortaya çıkmamış fiziksel) dünyasının etkisine (inanç, kararlık) sahiptir. 

Olgulardaki nicelik; fiziksel kararsızlığın sürdürdüğü durumu gösterir. Konu bağlamında fiziksel karar “verilmemiştir”; belirleyicilik görünürde yoktur. Sonuç bağlamında seçenekli durum söz konusudur. Olgu kararsızlığı, zihin seçeneğinin ön almasına olanak sağlar.

Zihindeki nitelik; zihin, olguların içinde olmasına karşın; iç boyutsallığı sebebiyle,   kendi “dünyasını” kurabilir. Açalım: bildiğimiz olgular, üç boyutlu evrendedir; dördüncü boyut olarak, zaman içinde,  zaman  koşulludur.  Zihin ise aynı koşulların etkisinde olmakla beraber; mikro kimyasal, soyutlama yapabilme  yapısı gereği özgün koşullara sahiptir. Yani zihin,  dış etki ve  zamanın dışında, farklı zaman ve   boyutların “işlerliğini içerir.

Zihinde  fiziksel etkinin dışında,  “özgür irade” seçimi oluştuğunda;  bu seçimini

somuta, soyutu sızdırarak, aşılayarak, tohumlayarak  indirger.  Görülen, kişinin  fiziksel ortama uyarken; görülmeyen,  uyumlu görülen eylemlerine özgür iradesini tohumlamasıdır. Bu anlamda niceliksel “kalkışmalar” küçümsenmemelidir;  lavralar, ortamı kendilerine dönüştürmez; kendilerini ortamda üretir. Lavra örneği, somutun soyuta egosantrik tanımıdır;  hakim  olanın bozumuna, konforunun yitimine  sebep olduğu için kullanılmıştır.

Son olarak bu durum, başlangıçta; oluşmuş tamamlanmış biçim ve kararı temsil eder; bu karar, biçim doğrultusunda koşul fırsat uygunluk beklenir. Zihnin nitelikselliğinin sürdüğü durumlar daha çok kurumsallık, koruma, önlem alma, şüphe etkileri hakim olur.

Zihindeki nicelik; Dış koşulların, kişi ve zihinlerde  belirleyici  olduğu durumdur. Bu zihin yapılarında olgular,  fiziksel koşullar  birinci derecede önemlidir. Zihindeki nicelik, olgulardaki nitelikten beslenir. Her şeyde olduğu gibi nitelik;  homojen/eşdağılımlı,  tam, çatlaksız ve bütün değildir;  saf bütünlük aşkınlıktır.

Evrende sentezin olmadığı alan,yapı,mekan yoktur.  Bütün görülen yapılar, olgular görülmeyecek incelikte   çatlaklar, damarlar; bağlantılar, derzler içerir.  Yapı içinde var olan  minimal farklılıklar; dışarıdan gelip, içeride çürüyecek farklılıklar için “yerleşim alanları”  oluşur. Buraları ileride,  ayrışmanın etki alanları olacaktır. Dolayısıyla içte dönüşümün kökleri, heterojen, eşdağılım-sız  yapının sentezindedir. “Ayrılık, beraberliğin başladığı yerde beklemektedir ”(zen sutrası)

Zihnin nicelikte bulunması; değişkenliği, eşzamanlığı, etkiye açıklığı, ”beslenmeyi”, öğrenmeyi gösteren  durumdur.  Olguları, deneyimleri, etki faktörlerini; liflerine ayırıp, zihin kütüphanesine yerleştirmek ileriye/nitelik atlayışına yapılan yatırımdır. Alışılmış olan; somutu, nesneyi biriktirmektir. Zihinde biriktirmek; soyutlamaya yatırımdır; alışılmamıştır, maddiyatçılar için   “veresiye” işlemdir;  yanı sıra, dinlerin övdüğü tutumdur; bu buluşma, ilgi çekicidir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum