Özer ATAÇ

Özer ATAÇ

Tehdit

22 Ekim 2016 - 17:09

14 Temmuz öncesi benzeri şeyler ABD düşünce kuruluşlarınca dillendirildi. ABD yeni tutuculardan MichaelRubin  geçenlerde Cumhurbaşkanımız için “O artık yürüyen ölü..”  tabiri kullandı. Erdoğan’ın derin devletin maşalarıyla “iş tuttuğunu, bunun kullanıcısına tuzak silah olduğunu yazdı.  Şimdi  yeniden “Türkiye'nin Musul operasyonuna katılması felaketle sonuçlanabilir.” Başlığıyla analiz yayınladı.

“Aralık 2001'de ABD güçleri El-Kaide lideri Usame Bin Ladin'i Afganistan'ın doğu bölgesinde Pakistan sınırı yakınlarında bulunan Tora Bora'da kayalık bir mağara kompleksinde köşeye sıkıştırmıştı. ABD güçlerinin o esnada ölümcül darbeyi vurması yerine, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld önceliği Afgan kabile güçlerine vermişti. Bu birliklerin komutanlarının ABD güçlerine bildirdikleri dışında, Usame Bin Ladin'in kaçmasına yardım etmek gibi bir gizli bir öncelikleri daha vardı. Bu sebeple ABD güçlerinin Bin Ladin'i yakalayabilmesi için 10 yıl daha geçmesi, binlerce can kaybının yaşanması ve onlarca milyar dolar harcanması gerekmişti.”

Emperyalisler hedef ülkelerde işbirlikçi, tahrikçi kullanmadan yapamazlar. Tahrikçilere örnek Usame Bin Ladin’dir. Tahrikçiler, “işlerini” haklı gerekçeye dayandırıp, yanlış yöntemler kullanarak, hedef ülkeyi kendileriyle bütünleyinceye kadar örtük destek görürler. “Önleyici Savaş” icadı bu gerekçeyle türemiştir.

Toplumlar  yaşatıldıkları baskı, sömürü, talandan o kadar yılarlar, acı çekerler ki tepkisizlikleri, süreç içinde yanlış yöntemli tahrikçilere desteğe dönüşür. Böylece derin savaş tarihinin “ düşmanımın düşmanı dostumdur” seçeneği o bölgede genel ilke olur.

İkiz kule saldırısı  değinimize belirgin örnektir. Hedef ülkelerde yeterli oluşturulamayan tahrikler, özne ülkelerde sağlanır.İkiz kule saldırısının arka planı tam olarak gün yüzüne çıkmadı; fakat algı bombardımanından etkilenmeyen zihinlerden farklı yorumlar sökün etmesi engellenemedi.

Dünya patronluğuna soyunanlar, eski sol fraksiyonlardan “acilciler” grubunun en alıcı yöntemlerini dünya halklarına dayatmayı sürdürüyorlar. Bilimin insanlığın hizmetinde kullanılacak teknolojik buluşçuluğu, nasıl doğanın kararına bırakılmıyorsa, toplumların gelişimleri,tümel yönetimsel ulaşımları için sosyolojinin “vakti bol” anlayışına bırakılmamalı, şeklinde düşünüyorlar.

Eziyet gören toplumlar, içlerinden çıkmış, beslenmiş “tahrikçilere”, acı ve  acizlikleri sebebiyle sempati duymadan edemezler; “çivi çiviyi söker”,”dinsizin hakkından imansız gelir”, sözleri benzeri  mikro düzey deneyimler kaynaklıdır.

Rubin ABD özel savaşçılarının kıstırdıkları Ladin’i  Müslümanlara katlettirerek, onların acılarının hafifletme yönsemelerini cezalandırmak, yanı sıra düşmanlarını kahramanlaştırmamak için hedeflerini  ait oldukları halklarla imhayı önemelerini  “arkadan vurulmak”, “on yıl boyunca binlerce can kaybına sebep olmak” şeklinde suçlaması; şişe geçirilecek kuzuyu beslemekten öte tavır değildir.

 “Zamanı 15 yıl ileri sarıyoruz: ABD güçleri, Irak ordusu, Şia milisleri ve Kürt Peşmerge Musul yakınlarındalar. Koalisyon güçleri Türk ordusunun kendilerine katılmasını reddettiler, bu durum Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı çileden çıkardı. Bu konuda yorum yapan Erdoğan, ''Bizim için Musul operasyonuna katılmamak imkansızdır, Misak-ı Milli'ye bakın'' ifadelerini kullandı.

Rubin, Miska-ı Milli gibi yurt savunmasının hatlarını  nereden bilecek ?! Osmanlıyı yıkan İngiliz hinliğinin unutulmaz işaret taşı misak-ı Milliyi öğrense idraki olanaksız. Çünkü emperyalist ödeneklilerde  empati özelliği kısırlaştırılmıştır.

Misak-ı Milli bu topraklara diriliş canı verici anı flaması olması bunca zaman engellendi; fakat milletimizin zihin burçlarından indirilemedi. Şimdi kararlığı akıl almaz biri çıkıp, zihinlerdeki flamayı Cumhurbaşkanlığı forsunun yanına takıp beklenen eyleme geçti.

“Umalım Başkan Obama, Savunma Bakanı Ash Carter ve Dışişleri Bakanı John Kerry aldıkları karardan geri adım atmasınlar. Türkiye'nin Musul operasyonuna katılması iki sebep nedeniyle felaketle sonuçlanabilir.

İlk olarak, Erdoğan uzun süredir IŞİD konusunda ikili bir oyun oynuyor. Erdoğan ve diplomatları, İslam Devleti'ni dünya liderleri,  diplomatları ile eş değer görmek; IŞİD, El-Nusra… cihadçı grupların ihtiyaçlarını karşılayarak kendilerine destek vermekle suçlanıyorlar. Bu sebeple, İslam Devletini Musul'dan çıkarmak üzere kurulan koalisyona Türkiye'yi dahil etmek, yıllar önce Tora Bora'da yapılan hatayı tekrar etmek manasına gelecektir. Türk güçleri İslam Devletini hedef almak yerine, liderinin kaçmasına yardımcı olacaklar.”

Rubin, oyun kurmanın yalnız emperyalistlerin işi olduğunu mu sanıyor?! Bu gün derin tarihin oyun bozan kaç milleti var dünyada; Çinliler, Türkler, İranlılar, Ruslar; Avrupa’da Almanlar…

İşid benzeri tahrikçilere sebebiyet verenleri bütün dünya milletleri çok işi biliyor. Irak –Saddam saldırılarının olumsuz etkisi radyasyon gibi bütün bölgeye ölüm salıyor. Talanlarını barış  örtüsüyle örtmeye kalkıştıkça, örtünün binlerce masumun kanına bulanmasını önleyemiyorlar.

Acı ektikleri bölgelerde meydana gelen göç, onları güvenli ülkelerinde  zorunlu empatiye dönüşmesini düşünmemeleri hastalıklı iştahlarından olsa gerek.

Tehditkarların liderlerini ortadan kaldırdıklarında ortalık yatışmayacak; Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi; daha geride Enver Sedat, Benazir Butto, Liyakat Ali Khan, İndira Gandi, Kral Faysal…

“Bir iyiyi değiştireceksek benzerini veya daha iyisini getiririz,” Nedir bu?! Bütün mazlum milletlere iyiliğin tükenmeyen güç mirasının müjdesi.

Emperyalistler acı ektikleri coğrafyaları Pitbul laboratuvarına dönüştürmekten çekinmiyorlar. Bu laboratualar önünde sonunda bütün kurucu ve çalışanlarını,  içine kapatıp yok edeceğini kim yadsıyabilir? Bulunduğunuz yerde hava varsa, bumerangı bekleyiniz.

“İkincisi, Erdoğan Musul, Kerkük, Erbil gibi geçmişte kaybedilen toprakları geri istediğine dair sinyaller veriyor, yandaşları ise bu konuda kendisine destek veriyor. O halde Türk güçlerinin Musul'a girmeleri çıkmalarından daha kolay olacaktır.

Umalım ki Türkiye'nin Musul operasyonunun dışında kalmaya devam etmesi sağlansın. Aksi halde bölgedeki karışıklığın yıllar boyunca sürmesine neden olabilirler.”

Kumar oyunundan mı söz ediyoruz? “geçmişte kaybedilene topraklar” bu milletin toprakları.Hile, desise, iç karışıklık, komplo…bunlarla mal edinmenin hesabı kapanmayacağı belli değil mi?!

Türk güçleri bilinen tarihlerden bu yana evrensel adalet için bir beldeye girmiştir.Bir beldeye adalet girdiğinde tanık olanlar o beldeden göçüp çıkmadıkça o evrensel adaletin çıkmasını beklemek düş kırıklığıdır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum