SAVUNMADA SİSTEM ARAYIŞLARI
Özer ATAÇ

Özer ATAÇ

SAVUNMADA SİSTEM ARAYIŞLARI

08 Ağustos 2016 - 18:58

İki tür savunma var.

Birincisi  askeri; güç, kuvvet, silah, teknoloji.

İkincisi, eğitim, bilgi, bilim esaslı.

***

Savunmanın iki ayağı, insanlık geliştikçe birbirine geçişlik kazanır. Güç, eğitimsiz; silah, bilgisiz; teknoloji, bilimsiz olamaz; günümüzde iki ayakta geçişlik artarak sürüyor.

Mesleki uzmanlığın niteliği değişiyor. İnsanın uzmanı olduğu şey, şeyin teknolojisi oluyor. Mesleki atılım, insandan teknolojiye geçti. Bu geçişi yapamayan devletler zorluğu artacak.

Kolay olan, işin çevresinde dolanmak değildir. İçine odağına en kısa zamanda ulaşıp tehlikenin en az olduğu yerde tehlikeyi her şeyi ile görebilmektir. Sorunların odağına ulaşmadan girişiler her sistem yenileme yeterli başarıya ulaşamayacak. Çünkü  değişimin potansiyeli, sorunların çekirdeğindedir. Çekirdek, mevcudun geleceğini barındırır.

Başlatmak ve sürdürmek

Ezberlenmiştir; devleti kuran askerlerdir. Gücün, kuralları  koyma, korumasının yanında  kuralları bozma potansiyeli olması da vardır. Devlet in silahı tekelinde tutması yine ezberlenmiş  özelliğidir. Bu özellik A.B.D. nin bazı eyaletlerinde bireyin kendini, mahremiyetini   saldırganlara karşı  savunma, bireysel silahlanma hakkı olarak yürürlüktedir.

Halk silahlanarak, asker olup özgürlüğü için savaşıp;  geleceğini, özgürlüğünü ele geçirdiğinde;  savaştığı ilkeleri kalıcı kılan hukuksal temelli devletinin kurulmasına katılır. Her şey bittiğinde kazanılan haklar, yine halka ait  yasalarla yükümlü  güvenlik, askeri güçlerle  korunması, yürütülmesiyle  sağlanacaktır. Bu noktadan sonra, yine iki olumsuz şey potansiyeldir:  Eskimenin, yozlaşmanın; dışarıdan saldırının ortaya çıkması. Donatılmış bu sarmal, sivil inisiyatifin en kestirme biçimde odağa ulaşılacak el koymayı,  halkın risk önleme hakkı olarak oluşturulması sağlanmalıdır.Modern devletler, bu katmanlı değişken öngörülmez soruna  kafa yoruyorlar.

***

Askerlik sanatı siyaset ile malul olmamalı,ama nasıl?! Küresel bileşkede ittifaklar; güçlü- güçsüz “ortaklıklar”, teknik, askeri alışveriş; ekonomik krizler; üçüncü dünya ülkelerine yapılan müdahaleler ve her yere “sıçrayan” savrulmuş insanlık.

Nasıl olacak? Biz bulmuş muyduk çözümü?! Ordumuz örnek yapıya sahip miydi; darbe falan olası değil miydi?! Ulusalcı komutanlar, “işbirlikçi” diyebilecekleri iktidarlara  darbe yapmadı mı,  yapmaz mıydı? Kurulu sistemi yavaşça değiştirmek, hayatın değişimi ve dayatmasına yetişemezse, aklınızdakini kalemle dahi yazamazsınız. İşimiz zor; fakat insanlık zoru aşmak için var.

Önemlinin önemi,

Eğitim, okul; bütün yoksul çocuklarımıza, dünya mazlum devletlerinin çocuklarına ; su, gıda, giyim, barınaktan sonra ulaştırılıp sürdürülecek en önemli görevimiz olmalı.Bu gün paralı okulların ailelere mali yük olarak ne yaptığı ortada.ya yoksullar, asgari ücrete mahkumlar; ya yeterli zekaya sahip olmayanlar, olmayıp okumak isteyenler?! Bunları çözecek sistemi insanlık inşa edebilir.

Çok iyi biliyorum ki disipline edilmiş eğitim ile bütün “doğa ikramı” zekâlar alt edilip geride bırakılır.Hasretle neslimiz ve insanlığın çocukları için o eğitim inşasına umutla  bekliyorum.

Şunu unutmayalım : islamda yasak, kapatma yok denecek kadar azdır. Daha iyisini, seçilmesi için ortaya koyduğumuzda, “olumsuzdaki olumluyu” hep birlikte göreceğiz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum