DESTANLARIN MATEMATİĞİ
Özer ATAÇ

Özer ATAÇ

DESTANLARIN MATEMATİĞİ

23 Aralık 2016 - 09:45

 

Destanların matematiği olur mu?

Varlığa ait her şeyin  matematiği  vardır; matematikle ifade edilmeyenler, insanın kullanımına girmek için zamanını “bekliyor”. Matematik” tezgahımıza” giren şeyler, daha sonra inovasyon ile buluşup, gündelik yaşamımızda gereçleşiyorlar

İnovasyon  yalın ifadeyle kullanılabilecek yenilik demektir. İnovasyon geniş kapsamlıdır. Güncel ihtiyaçlarımızı giderip, geliştirecek özellikte olmalıdır. Bu etkiyi oluşturmak  kolektif istek, akıl, deneyim, tasarım, ekonomik desteğin birlikteliğini gerektiriyor.  Bunca değeri  bulup, yola koymak kolay değil.

İnsanlık dijital çağın etkisiyle hızla her alanda yaşam ile temasını derinleştirip, geliştirirken; somut bütün alanlar, sibernetik yapıya dönüşüyor. Bu yapının anahtarı  bildiğiniz üzere matematiktir. Gelişimde sıçrama gösteren ülkeler, yeni nesillere yönelik eğitim modellerini her şeyiyle bu konuya yönlendiriyorlar.

*

Geçen gün İl Başkanlığını Ege Üniversitesi Rektörü, Prof.Dr.Cüneyt Hoşçoşkun hocanın yaptığı;  İzmir birlik Vakfı’nda Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr. Selami Fedakar beyin “Orta Asya’dan Anadolu’ya Türk Destancılık Geleneği” konulu sunumunu dinledim. Derli toplu konu çerçevesine sadık bilgilendirici sunumdu.

Türk topluluğun çeşitli isimlerde kurdukları devletleri, Onların destanları, aktarıcıları; bunlara verilen isimleri anlattı. Dikkatimi çeken sayıca az ismin, kök anlamlarında dizin oluşturması; aktarıcı ve destan adlarının birbirlerine anlam kök uzaklığıydı.

Sunucu bu konuyu işlemenin yararını; dağıtılmış, parçalanmış toplumlardan çıkması; aktarımının ise kaynak toplumun, kültürel yapısını, dünya algılayışını vermesi sebebiyle gelecek planlarımıza tarihsel  yol göstericilik  taşıdığını belirtti.    Fakat bence asıl önemli olan; bunca bilginin geleceğimize  daha somut yarar sağlayıp sağlamayacağı hususuydu.

Çünkü başlık altında  belirttiğim;   aktarılan bilginin, yararlı, güncel; değişen, karmaşıklaşan ilişkilerimizde,  olası ihtiyaçlarımız için aktif edilmesi  sorunuydu.

Eğitimin başarısı; öğrencilerin, pratikte ortaya koyduğu katma, piyasa sürüm  değeri yüksek somut sonuçlara; inovasyona dönüştürme becerisidir.  Bu günümüz Türkiye’sinin en önemli sorunundan biridir.

 

**

Devletler, insanlar arası savaşlar  hak, batıl esasında bitmeksizin sürüyor.Bunlardan destanlığa yükselenleri; destanlardan küresel takdire erişmiş olanları vardır.

15 Temmuz 2016 Hainliğine Milletimizin sivil direniş öncülüğünden başlayarak; Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savunması, Kanije Savunması, İstanbul’un Fethi, Malazgirt Savaşı… insanlığın yakın tarihinin en hakkı temsil edilen, küresel övgüye  erişmiş,   destan olmuş savaşlarıdır.

Milletlerin böyle bir sıçramaya ulaşmalarının tohumu sivil ve diğer yaşam koşullarında nasıl canlı tutulur; nasıl,  diğer etkinliklerine kanalize edilir? İşte Destanlar konulu  sunumun, bende düşündürdüğü soru buydu.

***

Sunumdan sonra bu soruya doğaçlama katkıda bulundum.Yeterli aksi seda olmayışı katkımın doğaçlamasından , geliştirilmeye muhtaçlığından olduğunu düşünüyorum.

Düşüncelerimizi aşağıda daha derli toplu paylaşıyorum:

1.Destanlar, her şeyin bittiği, en umutsuz, çaresiz, “yüksüz” durumlarda; maneviyatın yalınlaşıp,  maddi  koşullanmaları aşma çabalarıyla ortaya çıkar.

2.Destanların iki tarafı vardır:  Çaresiz kalanlar;  çaresize abananlar.

3.Destanların belirgin özelliği, sonucun iki tarafa dayatıp “öğreteceği” yüksüzlüktür. Yüksüzlük, maddi yaşam kaygısından arınmaktır.

4.1915 yılında Çanakkale’ye saldıran işgal güçlerine karşı, Türk Milleti direnişinin destanlaşması öğreticiliğini sürdürüyor.

Destan,  savunan tarafın asaletini etkisini yaygınlaştırıyor.  Saldıran tarafın  yerel, kavmi “vicdanını” yakalayıp; evrensel vicdana  yükseltiyor.

5-Destanlar kazanmak, kaybetmeyi değil, mücadelenin biçimini, ruhunu esas alıyor. Çünkü sonuçlar Allah’ın takdiridir. İnsana düşen; bulunduğu mücadele sürecinde niyeti, azmi, sabrı; böylelikle  oluşan sonucun her durumda şerefli olduğuna inanmasıdır.

6-Yüce Yaradan; “her şeyi hesap ile yarattık.” Kur’an kendisi için “ numaralandırılmış kitap/kitaabul markum” diyor. Matematik  konumuza açıcı , geliştirici olarak dahil oluyor:

Temel, basit matematik işlemlerinde iki  kural var.

Birinci kural:

Çarpma (x) ve bölme(:)  işlemleri,  toplama (+) ,çıkarma ( -) işleminden önce gelir.

İkinci kural:

Parantez içi işlemler, parantez dışından önce gelir.

 

7-Birinci kurala bakalım.

Eksi  ile eksinin çarpımı veya bölümü,  artı sonucunu verir.

x -   =  +   veya  -  :  -  =  +

Artı ile artının çarpımı veya bölümü,  artı sonuç verir.

+ x + = +   veya  +  : + = +

Bu kurallardan Destanlara dönersek; İki olumsuz durum; yani haksız, zalim, işgalci, hain saldırgan ile mazlum, çaresiz saldırılan,  ikisi EKSİ  ÖZELLİKTEDİR. Bunların çarpışmasından, öncesinde olmayan değeri yüksek,  pozitif (+) sonuç  çıkar. Bu sonuç küresel etkili  destandır.

Diğer aynı işaretlerin çarpımı veya bölümünün sonucu destan değil destanımsı olarak tanımlanabilir.   Matematiksel ifadesi;  artı (+) ile artının (+) , çarpımı (x) veya bölümünden ( : ) ortaya çıkan sonuç yine artı (+)dır.

Buna destan diyebilir miyiz? Hayır; çünkü taraflar tam haklı, tam haksız değildir. Her iki tarafın kendine göre, yerel  doğruları vardır; bu doğruları genel hak iddiasına yükseltip, diğer taraf ile  karşılaşması; bu  sürecin tanımı, destan olamaz.

Daha alt işlemler;

Toplama ve çıkarma işlemleri ise üst işlemlerin varlığı halinde, onların sonuçlarından sonra devreye girer. Toplama, çıkarma işlemleri;  kanıksanmış, rutin, “mucizesiz”, farkındalıksız yaşamı ifade eder.

8-İkinci temel matematiksel kurala gelelim:

Parantezli işlemler nasıl çözülür? Matematik evrende, boyutlar üçün üstündedir. Parantezli işlemler kabaca buna işaret etmektedir. Bu işlemler, parantez dışı işlemlerden önceliklidir.

Matematiksel  sorunlar yaşamın insan iradesinin önüne biriktirip koyduğu sorunları ifade eder. Sorunlar birikip büyüdüklerinde, içlerindeki görünmez  zincirler oluşur;   sorun etkileri artar.

Büyükmüş, bütüncül sorunlar değindiğimiz üzere, kendi içinde katmanlı/parantezli  matematiksel problemdir.Bu bağlamda büyüyen sorunlar kendi içlerinde  parantezleri büyüterek iç parantezler meydana getirirler.

Sorunların dayanılmaz etkisinde, çözümün tehir edilmez noktasında; mazlumlar sorunlara karşı kararlıkla çözüme yönelirler. Güçlerinin sivri mızrağını,   en küçük parantezlere yönelterek mücadeleye koyulurlar.

 

9-Parantez içi işlemleri çözmek için, parantezli  yönetimler oluşturulmalıdır. Bu yönetim modellerine adem-i merkeziyetçilik denmektedir. Bütüncül birliktelikleri güçlendiren en önemli unsur;  yerel yönetimlerin özgüvenli yapılaşmasıdır.

İnsandan başlayarak, en üst yapıya ulaşan yönelişin meşhur ifadesi, “ insanı yücelt ki devlet yücelsin” sözünde kabul görmüştür. Parantezli soysa yapılar, özgüvenli olurlar; çünkü farklılıklarını koruyarak, diğer yaşam tercihlerini  sonuçlarını görüp  kıyaslayarak yaşarlar.

Bu yapılar hiyerarşik, kast modelli  yapılarla karıştırılmamalıdır.  Çünkü kast sistemlerinde akıl vicdan birlikteliği yoktur. Onlar salt vicdani açmalıdırlar. Aklın vicdanla birlikteliğini ifade eden sosyal yapılar yatay katmanlı  özgür bireyli yapılardır.

Özer Ataç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum