Ermenistan Azerbaycan Savaşı Mı Yoksa Üçüncü Dünya Savaşı...
Ayhan Saltan

Ayhan Saltan

Ayhan Saltan

Ermenistan Azerbaycan Savaşı Mı Yoksa Üçüncü Dünya Savaşı Mı

05 Ekim 2020 - 13:09

Bir dostumun da dediği gibi dünyada kadim üç beş akıl var.
Bunlar sırasıyla Çin, Hint, İran, pragmatik akıl sahipleri ve klasik Yunan’a dayanan batı aklı.
Bu akılların ilk ikisi yenilmiş olsa da kaleyi içten fethedip tekrar bayrağını dalgalandırır.
Üçüncüsü kendini muhafaza etmek için yüzeysel olarak görüntü değiştirebilir.
Tıpkı Sünni iken Şia olması gibi.
Pragmatik akıl sentez yolu ile yönünü bulmaya çalışır.
Batı aklına gelince tarihsel bir çok git gel yaşamasına rağmen Rönesans ile Müslümanlardan geri aldığı klasik Greek aklını devreye sokarak belirleyici olabildi.
Tüm bunlara rağmen garip olan açık sistem ABD’nin ve AB’nin milliyetçi tercihler ile kapanma çalışmaları.
Bir farkla, kendini AB’den ayıran İngiltere hala çok sessiz.
Yanı sıra kapalı ama sözde enternasyonalist olan Çin’in açılma hevesi.
Ve tarihsel sıcak denizlere inme ideali peşinde olan Rusya’nın askeri ve teknoloji gücünden kaynaklanan sıcak deniz operasyonları.
Şimdi bu açtığımız pencereden bakınca Rusya neden Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan’a peşkeş çekiyor?
Tüm dünya diasporalarının arkasında olduğu Ermenistan bir sabah yürek yemişçesine sayısal üstünlüğü olan Azerbaycan’a saldırıyor.
Asıl soru bu değil, Rusya ve diğer ülkeler bu güce rağmen Azeri üstünlüğüne sessiz kalıyor.
Garip değil mi?
Gerçi belli bir noktadan sonra inisiyatif alacaklar ama henüz aş pişmedi.
Bizim tarafa bakınca partiler üstü pozisyon alan ve devletin tek karar organı gibi davranan Dr. Devlet Bahçeli’nin beyanatları takip edilmeli.
İş o kadar ileri ki Cumhurbaşkanı Devlet Bey’in tüm bu politika belirleyici iç ve dış tercihleri ilgilendiren söylemlerini kerhen de olsa onaylamak durumunda kalıyor.
Yani bir çeşit dayatma ile Türkiye milliyetçi söylem ve politikaları önceler duruma geldi.
Bunu bir kenara not edelim.
Bu arada Türkiye Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz de Rusya başta olmak üzere bir çok ülke ile sorun yaşarken Kırım ve Ukrayna politikasına rağmen Karadeniz de Rusya ile kayda değer sorun yaşamıyor.
Sözde milliyetçi fakat özde global sermayenin emrinde olan Bay Putin batıda gelişen milliyetçiliğe karşı bölgesel güç Türkiye ile iş tutmak zorunda bırakılmışa benziyor.
Yine bir kenara not alın çok yakın gelecekte ya yeraltı zenginliği keşfi yada  özellikle silah sanayinde olacak teknolojik keşiflerle ciddi bir ekonomik güç olabilir.
Bunu uzun zaman önce de yazmıştım.
Güney Kore devlet oluşumuna benzer adımlar atılıyor gibi.
Bunu içeride desteklenen iç ayrışma ve özellikle devlet yönetimini ele alan İslami anlayışa karşı yükselen yada yükseltilen nefret söylemleri karşılıklı olarak belirleyici olabilir.
Türkiye’nin talip olduğu ve konjonktür gereği açılan alanlar ile kapanan kapitalist sermaye temsilcilerinin yerine Rusya ile beraber oyuncu olarak saha sürüldüğünü düşünebiliriz.
Ama rezerv olarak tutuğum Türkiye içinde bir esaslı hesaplaşmanın daha olacağı kaygısıdır.
Bu büyük roller Türkiye’nin iradesiyle teslim edilecek kadar küçük değil.
Her neyse konumuzun başlığına dönersek, ordusu bile olmadan teslim alınmaya çalışılan Azerbaycan’ın Türkiye’nin eğitim desteği ile harekat kabiliyeti yüksek bir orduya sahip olması ve bunu sahada denemesi bir başka aşamaya geçildiğini gösteriyor.
Doğudan, güneyden, batıdan kuşatılan İran aklı şimdi de kuzeyden kuşatılacağa benziyor.
Bakalım bu kadim akıl nasıl bir bukalemun değişimi ile gelecekte var olacak.
Görmek bir hayli ilginç olur.
Üçüncü dünya savaşı çıkar mı, birincisi bitmedi ki üçüncüsü çıksın.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum