Milletvekili Sındır, “dere taşkın alanı ve fay zonuna asla konut yapmayın!”

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Cumhurbaşkanlığı’nın 2021 Yılı Bütçesi üzerine konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, İzmir depremi sonrasında konut yapımı için belirlenen rezerv alanın Bornova fay zonu üzerinde bulunduğunu ve 1995 yılında 58 vatandaşın sele kapılarak yaşamını yitirdiği bir dere havzasında konut yapılmasının yaşamsal riskler barındırdığını söyledi.

Milletvekili Sındır, “dere taşkın alanı ve fay zonuna asla konut yapmayın!”

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Cumhurbaşkanlığı’nın 2021 Yılı Bütçesi üzerine konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, İzmir depremi sonrasında konut yapımı için belirlenen rezerv alanın Bornova fay zonu üzerinde bulunduğunu ve 1995 yılında 58 vatandaşın sele kapılarak yaşamını yitirdiği bir dere havzasında konut yapılmasının yaşamsal riskler barındırdığını söyledi.

Milletvekili Sındır, “dere taşkın alanı ve fay zonuna asla konut yapmayın!”
28 Kasım 2020 - 19:14

“KARARI YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİNİZ!”

Sel felaketlerinin yaşanabileceği alanlarda konutların yapılmasının büyük riskleri beraberinde
getirdiğini söyleyen Sındır, “İzmir depremi sonrasında konut yapımı için belirlenen yer 375 hektar
orman alanında kalan bir bölge. Burası Laka Deresi'nin 1.750 hektar olan su toplama havzasında kalan
bir yer. 1995 yılındaki sel felaketi sonucu yitirilen 65 vatandaşımızın 58'i bu alan içerisinde yani bu
dere havzası içerisinde oluşan sellere kapılarak yaşamını yitirdi. Sel sonrası da Orman İdaresince
ağaçlandırma çalışmalarına başlandı. Burası bir orman ve bölgesel park alanı. Burası doğal sit alanı. Bu
bölgenin 25.11.2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararıyla orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verildi.
‘Devlet ormanları daraltılamaz’ diye Anayasal hüküm var. Bu alanın orman dışına çıkarılması kabul
edilemez. Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nce yapılan açıklamada bu alanın MTA’nın Türkiye
Diri Fay Haritasında Bornova fay zonu üzerinde olduğunu biliyor musunuz? Yapılaşmanın aynı
zamanda Laka Deresi üzerinde, sel üreten bir havza kaynağının üzerinde yapılacağını biliyor
musunuz? Bu kararı yeniden gözden geçiriniz. Dere taşkın alanı ve fay zonuna asla konut yapmayın.
İnsan yaşamını riske atmayın” diyerek Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a uyarılarda bulundu.

“AVRUPA KONSEYİ TÜRKİYE'Yİ İZLEMEYE ALDI!”

Avrupa Konseyinin Mart ayında, Cumhurbaşkanına hakaret davaları nedeniyle Türkiye'yi izlemeye
aldığını söyleyen Sındır, “Cumhurbaşkanına hakaretten Türk Ceza Kanunu'nun 299'uncu maddesi gereği birtakım hükümler veriliyor. Bugüne kadar 100 binden fazla soruşturma, 63 bin 41 kişiye de
dava açılmış ve bu davalardan 9 bin 554 kişi mahkum olmuş.  Avrupa Konseyi geçtiğimiz Mart ayında
Cumhurbaşkanına hakaret davaları nedeniyle Türkiye'yi izlemeye aldı. Avrupa Konseyi, bu durumun
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu belirtilerek bu davalar nedeniyle Türkiye'yi nitelikli izlemeye aldığını belirtti. Burada dikkat edilmesi gereken husus siyasi konuların da hakaret kapsamı
içerisinde yer alması ve değerlendirilmesi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarında dikkat
çektiği husus şu; ‘kimsenin, diğer bütün insanlardan daha ayrıcalıklı şekilde korunamayacağı’. Sayın
Cumhurbaşkanı Yardımcısı çok ciddi böyle bir konuya gereği için dikkatinizi çekmek isterim.” dedi.

“ASKERLERİMİZİN HAYATIYLA OYNANDIĞI SÖYLENİYOR!”

Savunma Sanayi Başkanlığı’nın CE Belgesi sahte olan taklit medikal ürün satın aldığına ilişkin iddiaları
ve milli gemi projesiyle ilgili hak ediş ödemelerinde yapılan döviz kuru hatasını Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay’a sorarak sözlerine son veren Sındır, “bu medikal ürünün orijinalini üreten
firma, Avrupa Komisyonu’na yazdığı mektubunda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı ürün için
‘kanun dışı bir kopya’ ifadesini kullanmış. Savunma Sanayi Başkanlığı’nın orijinal olmayan bir medikal
ürün aldığı ileri sürülerek; Ankara'da bir firmanın, ağır yaralanmalarda kan kaybını önleyen, patentli
olan abdominal turnikenin sahtesini ürettiği, Başkanlığın satın aldığı 1.175 adet sahte turnikenin de
TSK'nin envanterine girdiği iddia ediliyor. Bu konuda Ankara Milletvekilimiz Sn. Murat Emir’in de soru
önergesi var. Nerede üretildiği belli olmayan, testleri yapılmamış sağlık ürünleriyle askerimizin
hayatıyla oynandığı söyleniyor. Bu konuya lütfen açıklık getiriniz. Yine, Savunma Sanayi Destekleme
Fon'una ilişkin 2019 yılı denetim raporunda, milli gemi projesiyle ilgili dikkat çeken tespitlere yer
verilmiş. İlk ihalenin iptalinden sonra bu proje kapsamında yaptırılan 3'üncü ve 4'üncü gemilerle ilgili yükleniciye yapılan hak ediş ödemelerine esas oluşturan faturalarda döviz kurunun hesaplandığı
tarihin hatalı alındığı bildirilmiş. Hak ediş ödemelerinde fatura büyük harfle yazıldığında yüklenici
faturasının, küçük harfle yazıldığında ise alt yüklenici faturasının anlaşılması gerektiği yönünde yorum

yapmış. Hiçbir kanunda, metinde böyle bir şey yok. Böyle bir yasal dayanak da olamaz. Yasal olmayan
ve trajikomik bir dayanakla savunma yapılması kabul edilemez” dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum