İslamcıların ısrarı, erken evlilik


Son günlerde özellikle İstanbul Sözleşmesinin rehberliğinde küçük yaşta ki evliliklerin cezalandırılması var ve zaten evvelden beri yasalarımızda var.
Bu konuda her kesin bir fikri var ama dikkat çeken kendilerini dindar tarif edenler.
Derler ki aslında olan dinimize ve örfümüze uygun evliliklerdir.
Bu arkasına sığınılan yıkılmaz surların gerisinden tüm aksini savunanlara ateş etmeyi de ahlaki bulmaktalar.
Bir diğer argüman ise gençlerin cinselliği zaten genç yaşta tecrübe ettiklerini bu nedenle meşru ve dini anlayışa göre olayın evlilik olarak tanzim edilmesi gereğidir.
Ben tam anlamıyla evlilik dışı ve özellikle çocuk yaşta ki cinsel deneyimlere karşı olan birisiyim.
Burada ki değerlendirmemde oldukça objektif olmaya çalışacağım.
Kırk yıldır ülke medyasında cinselliği merak ettiren ve uygun olmayan deneyimleri teşvik eden yazı, dizi ve filmlerin elbette bir sonucu olacaktı.
Zaten çok cazip olan bu alan yüksek ahlaki değerlerin gelişmediği ortamda tam gaz uygulamasına geçilebilen hedonik ( zevkçi ) bir tercihtir.
Siz yasal olarak evlilik dışı berberlikleri serbest bırakırsanız ve uydurma dini nikah merasimleri ile insanları yaşamaya teşvik ederseniz sizin gibi düşünmeyenler de bunun küçük yaştakilere sirayet etmemesi için çabalar.
Yada dini gösterilen bir saçmalık olan muta nikahı gibi günahı meşrulaştıran yöntemler göstermelik nikahı savunmayı kolaylaştırır.
Oysa cinselliğin ötesinde savunulması gereken evliliktir.
Günümüzde bireyselliğin ön planda olduğu toplumda küçük yaşta gerçekleşen evlilikler doğurdukları sonuçları itibarıyla evlendirilen çiftlerin asla altından kalkamayacağı yada çok erken yaşta yüklenildiği için başa çıkmak da zorlanacakları sonuçları olur.
Eğer buna zaten bu deneyimi yaşıyorlar derseniz ikisi aynı sonucu doğurmaz.
Biri dar alanda çoğunlukla meydana getirdiği neticeleri iki kişi arasında müspet menfi yüklenilirken genç evliliklerin sonuçları toplumsal olmaktadır.
Tüm bu açılardan evliliği normal yaş ve tercihler ile kutsarken erken yaş cinsel deneyimine karşı genç yurttaşları yüksek ahlaki değereler ile ikna edip olası bireysel yada çoklu sonuçlarına karşı uyarmamız öncelikli görevimiz olmalı.
Özellikle eğitimin başındakiler yada hükümet edenler kendilerine çizdikleri dindarlık çerçevesinde makro değer yada oluşumlar ile uğraşacaklarına bunu tabanın güçlendirilmesine ayırsalardaha inandırıcı olurlar.
Yoksa tüm bu beklentileri gelişimini asla tamamlamamış fikirlerin yuvası olan STK, cemaat ve tarikatlara havale ederseniz belki başlangıçta iyi niyetli olan yapılanmalar sonuçta ya FETÖ anlayışını yada yurtlarda çocuklara tecavüzü doğurur.
Tüm bu çabalar dinin de tarif ettiği yüksek ahlaki değerler rehberliğinde teolojik anlayıştan arındırılmış devlet anlayışı ile mümkündür.