Donald Trump Vlademir Putin'in ajanı mı?


DONALD TURMP VLADEMİR PUTİN’İN AJANI MI
1970’li yıllarda televizyon TRT yayıncılığı olarak evimize girdiğinde çok sevinmiştik.
Gerçekten birçok konuda hatırı sayılır kaliteli ve eğitici program vardı.
Bununla beraber bir de eşantiyon kısmından ABD yapımı buram buram Amerikancı kokan filim ve diziler vardı.
Hele o kovboy filmleri yok mu, hepimizi mest ederdi.
Dallasda ki Jr.’dan Bonanzada ki Hans’a oradan Küçük Ev de ki Laura’ya kadar.
1950 li Demokrat Partili yılların ABD hayranlığının bir adım ötesi olan Amerikan tapınmacılığının zirvesine doğru en sonun da 12 Eylül darbesi ile ulaşmış olduk.
Özellikle Gülencilerin ve diğer tarikatların Komünist Rusya yerine kitap ehli ABD tercihi bu işleri zirveye çıkardı.
Sonunda “ourboys” ekibinin icraatları ile elimizde bir de nur topu gibi uluslararası terör örgütümüz PKK’mız oldu.
Tüm bunlar halinden memnun liberallerinden dindarlarına hatta Komünizm karşıtı milliyetçi hareketin kerhen de olsa ABD ve üst kurumu NATO yanlısı tavır almasını sağladı.
Bu arada yurdumun bazı imkan, mevki ve sorumluluk sahibi yurttaşlarını tam da bunların  tersine yönlendirecek ortam oluştu.
Evvela bunu bastıracak muhafazakarların iktidarına karşı yapılan 28 Şubat bile içine sızanlar tarafından tekrar ABD lehine dönüştü.
Sonra kalan kırıntıları ezelim derken Ergenekon süreci olmadı, 17/25 Aralık o da olmadı ,15 Temmuz hamleleri memleketi yüzer gezer hale getirdi.
ABD yanlısı ve NATO müttefiki olarak başladığımız süreçte Suriye’de esir aldığımız Suriyeli askerlerin durumunu yeni komşumuz Rusya ile konuşur olduk.
Bir evvelinde komşumuz ABD’ye şikayet ettiklerimizin yanına en eski komşumuz Suriye devletinin esir alınan askerlerini yeni komşumuz Rusya’ya sorabiliyoruz.
Şimdi bu durumda güvenilir dost ve müttefik aşamasından hain ABD konumuna oradan da Rusya diyorsa doğru söylüyordur noktasına bizi taşıyan Trump olsa olsa Putin’in ajanıdır.
Ha bir de kayyım olayı var.
Tüm bu süreçte yediği yemekteki baharatın çeşidini bile bilen devletin bazı terör örgütü yandaşlarına seçime girme vizesi vererek sonra da yerinden alıp memuru kayyım olarak ataması.
Bana 1980 öncesi bir silahın hem sağdan hem soldan birilerinin parmak izini taşıyacak kadar el değiştirmesi gibi olağan geliyor.
Yani devleti idare edenler dışarıdan Putin’in ajanı Trump eli ile içeriden “ourboys” eli ile bir yanlışa sürükleniyor.
Hükümet ise yaptırımlar ve uluslararası ithamlar neticesi kıpırdayamaz hale getirildiği için bunca şantajla başa çıkması mümkün olmadığından eller yukarı vaziyetinde dolanır oldu.
Bir de başından beri dediğim gibi Recep Tayyip Erdoğan’ın içine düşürüldüğü tuzak olan başkanlık sistemi ile tüm vebal kendisine ve ailesine yüklenir oldu.
Erdoğan ise bu durumdan çıkışı kendince tüm her şeyin kontrolünü elinde toplamak olarak görüyor.
Oysa bu hal O’nu daha derine çekiyor.