Soçi zafer mi hazimet mi?


Günceli tartışan tüm taraflara bakıyorum , özellikle Ahmet Hakan’ın CNN Türk programlarına, aman Allah’ım bu ne öfke , bu ne kin anlamak çok zor.
Aslında tüm bu olup bitenler her birimizin hanesi içinde olanlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bir kesim şeytan ilan ederken bir başka kesim neredeyse evliya ilan etme çabasında.
Kimsenin gözünün önünde bir Türk devletinin bu günü yada geleceği yok. Herkes hazır zamanı yaşıyor.
Bu da bizim felaketimiz oluyor.
En son 28 Şubat’ın seçkinci, tepeden bakan, öteleyici, ayrımcılık da zirve yapmış yaklaşımına karşı vicdanlı ,namuslu, demokrat özellikte ki vatandaşlar dini kesimlerin yanında yer aldı.
Mağduriyet o kadar büyüktü ki kimsede niyet sorgulamaya yönelik tercih olmadı. Dini kimlik sahibi siyasetçiler büyük bir hoşgörü ile mağduriyeti yaşamışlığından beklenen hoşgörülü olma beklentileri ile iktidar oldular.
Bu aşamada CHP’nin ,MHP’nin ,Kürtlerin ve diğer dinamiklerin bu işi kolaylaştırmak adına aldığı tavırlar henüz yakın geçmiş olduğu için burada sıralanmayacak.
Sonrasında gerek iktidar sahipleri gerekse paydaşları kendi ajandalarını uygularken biz sıradan halk hiç itiraz etmedik.
Ucuz krediler ile 100 m2 lik evlerden vaz geçip 200m2 lik evlerin derdine düştük.
Yine ucuz ve devlet destekli krediler ile işlerimizi büyüttük.
Tıkır tıkır para ödeyen devlet sayesinde kamu ihalelerini alıp keyfimize baktık.
Fakirimiz kömür, gıda ve diğer sosyal yardımların keyfini çıkardı, kimse bu gelen helal mi haram mı nerden bunun kaynağı diye sormadı.
E sonunda günahıyla sevabıyla bu günlere geldik.
Şimdi deniz bitti toplumun tüm kesimleri ile olayları gündeme aldık.
Bir kesim Erdoğan’ı günahkar ve suçlu ilan ederken bir diğer kesim ki özellikle kamu kaynaklarını halen kullananlar, tarikat ve cemaat adına holdingleşenler, başörtüsü için açılan kamu alanında onun arkasına saklananlar, inandıkları dini değerleri terk edip yeni din belirleyip dünyaya tapanlar ise evliya ilan etmenin peşindeler.
Tüm bunlar rağmen devlet aygıtı bir şekilde işliyor. Dikkat edin iktidar veya lider demedim devlet aygıtı dedim.
Yukarıda memnun yada şikayetçi olanların tamamı bu devlet aygıtının parçalarıdır.
Sonunda bu devlet yani “bizlerin sıradan insanların yaşam alanı”onyedi yıldır ülkeyi yönetenlerce bu günlere getirildi.
Suriye son nokta olmak kaydıyla başımıza büyük belalar açıldı.
Siz biz tüm unsurları ile iktidar ve muhalefet olarak yönetenlerin hepsi mevcuda ortaktır.
Tüm bunlara rağmen Türk Devlet aklı iki büyük dünya devleti ile ayrı ayrı olmak kaydıyla durumu kurtarabilecek anlaşmayı yaptı. Şimdi bunun sürdürebilirliği önemli.
Çözüme gelince, demokrasi denilen dolmayı uzun süre önce yuttuğumuz için oy vererek sorumluluktan kurtulduğumuzu zannediyoruz ya ,işte iş öyle değil.
Aklımızı bizim aklımızdan geçenin zekatını veremeyecek siyasetçilere emanet etmeyeceğiz.
Tüm toplum katmanları bu pasif politize halden çıkarak kahve köşesi yada çay ocağı siyasetçiliğinden kurtulup fikrimize en yakın siyasi oluşumların her faaliyetine onlar sokamasa bile katılacağız.
O vakit bizim hakkımızı çalacak olanlar bizim olduğumuz yerde bizim istediklerimizi yapacaklar. Sütre gerisinden kimseye ateş etmek yok ,doğru cepheye. Aksi durumda kaynayan tencereden bize ne düşer beklentisi ile artık yalayıcılığı yaparsak tencerenin başında kepçe tutanın insafına kalırız.
Son olarak ,Soçi bu şartlarda bir zaferdir.