Memlekette yeni kurulan ve geleceği olan siyasi hareketlerde heyecanını muhafaza edemeyen bir takım aktörler genellikle görünür olmak için radikal eylem ve söylemlerle dikkat çekmek isterler.
Çok partili siyasetin memlekette tercihinden beri hep böyle ola gelmiştir.
Dün bir grup İYİ Partili basın toplantısı düzenleyip yaşanan seçimin bazı başarısızlıklarını da iki Genel Başkan yardımcısına yükleyerek onların istifasını istediler.
Üstelik klasiklerden olan Genel Başkan Meral Akşener’i de kutsayarak.
Hatta Meral Hanımın bu iki zat tarafından yanlış yönlendirildiğini açık yada zımmi ifadeler ile deklare ettiler.
Aslında bakmak gerekir zamanında Ak Partide de bu tür Genel Başkanı kutsayan isyanlar yaşansa da kurumsal kimlik her daim başa çıka gelmiştir.
İYİ Parti çoğunlukla bana o zamanları hatırlattı.
Bence farkına varılması gereken şey yeni kurulan partilerde tüm yöneticiler kiminle çalışacaksa bu konuda bilinçli tercih yaparlar ve işe başlarlar.
Siyasi mücadelenin kongreler ve orada karar verici olan delegeler ile yapılan çalışmalar olduğunu fark edemeyenler kamuoyuna bu tür açıklamaları yaparak siyasi partilerin tökezlemesini murad ederler.
Oysa seçimlerde seçmen bu açıklamalara değil kurumsal kimliğin ne olduğuna ve nasıl davrandığına bakar.
Bence bir siyasi hareket içinde klik olmaya bu yöntemle çalışanların büyük bir çoğunluğu siyasetin çöplüğüne atılmış olarak tarihteki yerini almıştır.
Artık Türk siyaseti yeniçeri mantığı ile kelle istemekten kurtulmalı bu işin demokratik yollar çerçevesinde kongrelerde olabileceğini fark etmeli.
