Otorite şart mı?


İnsanoğlu kendini idare etme ve ettirme metotları içinde tarih boyunca türlü yöntemler tercih etmiş fakat bir türlü mükemmeli yakalayamamış.
Antik Yunandan buyana bu gün için üzerinde uzlaşılan yönetim sistemi demokrasi olsada o da içinde bir çok arızayı barındırıyor.
En azından halkın küçük bir farkla seçtiği kişi yada kurumlar işi şirazesinden çıkarıp derhal otoriterliğe çevirebiliyorlar.
Anlaşılan yönetme yada yönetilme bir tercih olabildiği gibi aynı zamanda bir birikimin, anlayışın ve kültürün sonucu.
Bunların asacaksın üçünü beşini meydanda bak bakalım bir daha oluyor mu denilen yerlerde otorite ve bunun türevi olan demagoji* kaçınılmazdır.
Kuzey Amerika’dan tutun Güney Amerika’ya oradan Afrika’ya, Asya’nın büyük ülkelerinden güneyine ve en son olarak palazlandırılıp cesaretlendirilerek güçlendirilen Avrupa’da ki milliyetçi akımlara kadar belli bir birikimin sonucu bütün olanlar.
Bizim kendi coğrafyamızda küçük denemeler haricinde tutmayan demokrasinin alternatifi olarak yanlış bir anlayış sonucu dayatılan Nisa:59 da bahsi geçen Allaha ve Resulüne itaat edin ayeti yöneticilere itaat edin olarak algılandığı için dini referanslarda içinde çelişki barındırıyor.
ABD’de Trump, Brezilya’da yeni seçilen Bolsonaro, Filipinler’de Duterte, Rusya’da Putin, Macaristan’da Orban ve daha onlarcasının sayılabileceği otokratik yönetim anlayışına veya eğilimine sahip liderler darbeyle yönetime gelmedi, hele şunlardan üçünü beşini meydanda sallandır bak bakalım bir  daha oluyor mu anlayışı bunları iktidara getirdi.
Birazda bize bakacak olursak ,bıldırki hurmalar adamı tırmalar kaidesince ettiğimizi buluyor ,ektiğimizi biçiyoruz.
Son üç yüzyıldır bir çok deneme ve önerilere rağmen yaptığımız, en ufak zorlukta imar veya tamir mücadelesi yerine bizi rahatsız edenlerin üçünü beşini meydanda sallandırmaktan başka bir şey değil.
Oysa modern zaman ve çok çeşitli iletişim yöntemleri bize birçok kanaldan bilgi ve anlayışın geçişine neden olabilmektedir.
Bu da beklenti ve memnuniyetsizliği artırmakla toplumsal huzurun bozulmasına neden oluyor.
Tavsiyem, önümüzde son beş yıl için son seçim var.
Bu seçimde seçmen ülkeyi yeni bir seçime ve o seçim sonucunda da çoklu koalisyonlara zorlamalıdır.
Koalisyon bir ülke için artık mutlak gerekliliktir.
Çünkü, hükümete birden fazla anlayış ile halkın tercih ettikleri gelirse dayatmalar ortadan kalkar ve neticede çoğun azla uzlaşması doğar.
Böylelikle her kesimin kamu imkanlarından istifadesi sağlanacağı gibi aynı ortamı paylaşmada gelişecek hoş görü daha makul olacaktır.