İkçü Tıp Fakültesi Mezunları Kep Attı

İkçü Tıp Fakültesi Mezunları Kep Attı

İkçü Tıp Fakültesi Mezunları Kep Attı
14 Temmuz 2019 - 11:00

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Türk ve dünya tıbbına 119 genç hekimi kazandırmanın haklı gururunu ve mutluluğunu yaşadı. İKÇÜ’lü hekimlerin mesleğe ilk adımı attığı tören, ailelerin yoğun ilgisiyle Aşık Veysel Rekreasyon Alanında yapıldı.
Törene, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Barış Önder Pamuk ev sahipliği yaparken; Rektör Vekili Prof.Dr. Turan Gökçe, Manisa İl Jandarma Komutanı Tuğ.Gen.Erhan Can, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Rektör Yardımcıları, Dekanlar,  öğretim üyelerinin yanı sıra çok sayıda aile gençlerin coşkusuna ortak oldu.
Dönem Birincisinden: “Sağlık artık şiddetle anılmasın.”
 
Dönem birincisi Dr. Cansu Büyüktarakçı, onları her anlarında destekleyen ailelere,  üzerlerinde emeği olan, hekimliğin meslek değil bir yaşam biçimi olduğunu öğreten hocalarına teşekkür etti. Dr.Büyüktarakçı, sağlık çalışanlarına yapılan şiddet konusundaki üzüntülerini de paylaşarak; “Araştırmalar 6 yılda 68 bin sağlık çalışanının şiddete maruz kaldığını, her saat başı ise bir doktorun şiddete maruz kaldığını söylüyor. Oysa ki hayatımızı adadığımız mesleğimizden aldığımız en büyük motivasyon hastalarımızın bize duyduğu güven ve onların mutluluğudur. Haklarımızın korunacağı düzenlemelerin yapılmasını istiyor, yolun çok başında olduğumuz bu meslekte bu üzücü durumların değişmesini umuyoruz.” şeklinde konuştu.
“İzmir’de okumanın hakkını verdik.”
 
Dönem temsilcisi Dr. Hasan Demirbaşoğlu da 6 yıllık bir hikayenin son cümlesini yazdıklarını söyledi. Yeni kurulan bir üniversitenin dinamizminden güç alarak kendilerini geliştirmek ve bölgenin en büyük hastanesinde eğitim alma düşüncesiyle İKÇÜ’yü tercih ettiklerini belirten Dr. Demirbaşoğlu, “6 yılda İKÇÜ bize değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu gösterdi. Aydınlıkevler’de başladığımız eğitimimiz, Tepecik, Yeşilyurt, Balatçık, Çiğli, Narlıdere, Karşıyaka ve Bayraklı’da devam etti. Çeşme’de balomuzu yaptıktan sonra bugün Bornova’da mezun oluyoruz. Bizler İzmir’de okumanın tam anlamıyla hakkını verdik.” dedi.
“Memleketin dört tarafına ilim ve şifa götürmek üzere yola çıkıyoruz.”
 
Hekim olarak mezun olmanın heyecanını konuklarla paylaşan Dr. Demirbaşoğlu, “Bu işe gönül veren hocalarımızın gayretleriyle ve kendi gayretlerimizle, gerek teorik gerek pratik ülke standartlarının üstünde vaka sayısı ve çeşitliliği, en önemlisi hastaya dokunma şansı ile iyi bir eğitim aldık.  Donanımlı birer hekim olan İKÇÜ Tıp Fakültesi mezunları,  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendini emanet ettiği Türk Hekimleri olarak; İzmir’in dağlarında birer çiçektik,  açtık. Şimdi memleketin dört tarafına ilim ve şifa götürmek üzere yola çıkıyoruz.” diye konuştu.
“Sizler bizim yerimizi alacaksınız.”
 
En az öğrenciler ve aileler kadar heyecanlı olduklarını kaydeden İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Barış Önder Pamuk, bundan sonraki süreçte gençlerden gelecek başarı öykülerini duymanın en büyük mutlulukları olacağını söyledi. “Benim mezun olmam sonrasında sizin karşınızda kürsünün bu tarafında olmam için 21 yıl geçti. Bundan 20 yıl sonra sizler aldığınız eğitimle bizlerin yerlerini alacaksınız.” diye meslektaşlarına seslenen Prof.Dr. Pamuk, coğrafyamızda tarih boyunca insan sağlığına önemli katkılarda bulunan hekimlerin yetiştiğine de dikkat çekti.  Prof.Dr.Pamuk, “Fakülteye ilk girdiğiniz günden itibaren sayısız kez duyduğunuz hekimliğin temel kanunu ‘Önce zarar verme ‘ diyen Hipokrat biraz güneyimizde Bodrum’un hemen karşısında İstanköy / Kos adasında yaşamıştır. İbn-i Sina’nın eserleri 14, 15. Yüzyıla kadar Avrupa’da tıp eğitiminde yer almıştı. Coğrafyamız tarih boyunca insan sağlığına önemli katkılarda bulunan hekimler yetiştirmiştir. Sevgili Öğrenciler sizler böyle bir coğrafyada ve tarihsel süreçte hekimliğe adım atmaktasınız.” şeklinde konuştu.
“9 yılda büyük başarılar kazanıldı.”
 
İKÇÜ Tıp Fakültesinin  kuruluşundan itibaren dokuz yıl gibi kısa bir süre geçmesine karşın geldiği başarılı noktaya dikkat çeken Dekan Prof.Dr.Pamuk, “Türkçe tıp eğitimi programımızın mezuniyet öncesi tıp eğitimi ulusal standartlarını karşıladığı ve 2025 tarihine kadar akredite edildiği açıklandı. Fakültemiz alınan bu belge ile Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile afiliasyon yapılarak kurulan Tıp fakülteleri içerisinde akreditasyon belgesi alan ilk tıp fakültesi olmuştur. Ülkemizdeki sekseni aşkın tıp fakültesi içerisinde öğretim üyesi başına yayımlanan makale sayısı açısından 17. sırada yer alan fakültemiz araştırmaya verdiği önemi ortaya koymaktadır.” dedi.
“Vicdanınız, kalbiniz rehberiniz olsun.”
 
Son olarak meslektaşlarına tavsiyelerde bulunan Prof.Dr. Barış Önder Pamuk, fakültelerine katkı sunanlara teşekkürlerini iletti. Prof.Dr. Pamuk: “Vicdanınız, kalbiniz rehberiniz olsun. Doğruluktan, dürüstlükten, adaletten hiçbir zaman ayrılmayın. Vatan ve millet sevgisi ile birlikte üzerinize düşen görevleri en iyi şekilde yerine getiriniz. Bir hastayı hayata döndürmek, tedavisi ile ona yarar sağlamak ve kendisini ve sevdiklerini sevindirmenin hazzı hiçbir meslekte bu derece hissedilemez. Eğitim ile ilgili her konuda bize destek olan, fakültemizin akredite olmasında büyük katkıları olan üniversitemizin rektörü Sayın Prof.Dr.Saffet Köse’ye, üniversitemizin kurucu Rektörü Sayın Prof.Dr. Galip Akhan’a, eğitim kalitesini artırarak yürüten çok saygı değer öğretim üyelerimize, birlikte çalıştığımız eğitim ve öğretim faaliyetlerimize katkı sunan çok değerli Sağlık Bakanlığı Eğitim görevlilerine, ülkemizin gururu böylesine akıllı, ahlaklı, örnek çocuklar yetiştiren ve bize güven içinde emanet eden siz çok değerli velilerimize, bize desteklerini esirgemeyen tüm idari personelimize teşekkürlerimi sunarım.”
 “Tarihten gelen sorumluluk ve ‘Tıbbiyeli’ bilinci…”
Rektör Vekili Prof. Dr. Turan Gökçe de mezunların, yerli düşünen, milli değerlere saygılı, evrensel değerlere bağlı hekimler olarak tüm insanlığa hizmet edeceklerine olan inancını paylaştı. Tarihten gelen sorumluluk ve ‘Tıbbiyeli’ bilincine işaret eden Prof. Dr. Gökçe, “Çanakkale Cephesine gidenlerden hiç birinin dönmemiş olması sebebiyle bir dönem mezun verememiş olan Tıbbiye gerçeği hepiniz tarafından sadece bilinmekle kalmamalı, hissedilerek bir bilince dönüşmelidir. Bu bilinçte tıbbiyeliler ve genç hekimler olarak, gerektiğinde sizlerin de sorumluluktan ve fedakârlıktan kaçınmayacağınıza eminim. Sizler, altı yılda aldığınız eğitimle, sadece güncel bilimsel bilgiyi değil, sadece İbni Sina’yı değil, aynı zamanda Türk tababet tarihinin önemli bir değeri olan Hekim Hacı Paşa gibi isimlerin ifade ettiği anlamı da bilen, modern tıbbın ileri bilgi ve becerileri ile donanmış, yerli düşünen, milli değerlere saygılı, evrensel değerlere bağlı; muayene-teşhis ve tedavi sürecinde giderek yaygınlaşan, mekanikleşen hekim-hasta ilişkisini, olması gerektiği kadar yeniden “insanileştiren” genç hekimler olarak hizmet vereceksiniz.” dedi.
Prof. Dr. Aziz Sancar örneği…
Nobel ödülü alan Prof. Dr. Aziz Sancar örneğini hatırlatan Prof. Dr. Gökçe, “Mezuniyet sonrasında bilim yolculuğunu tercih edenleriniz arasından büyük ödüllere layık olanlar çıktığında, birkaç yıl önce Nobel ödülü alan Prof. Dr. Aziz Sancar gibi ‘bunu bütün eğitimimi aldığım ülkeme ve milletime borçluyum’ diyerek vefa duygusunu ifadeden sakınmayacaksınız. Birileri tefrika çıkarmak için sizin etnik mensubiyetinizle uğraşmaya kalkışsa da alacağınız ödülün tamamını bulunduğunuz ülkede faaliyet gösteren “Türkevi” gibi kurumların geleceği için bağışlama büyüklüğü göstererek ders vereceksiniz. İKÇÜ Tıp Fakültesi mezunları olarak, birbirinizle ve bizimle irtibatı koparmayın. Burada kazandığınız dostluk ve arkadaşlıkları unutmayın. Vefa’nın en önemli insani değerlerden biri olduğunu aklınızdan çıkarmayın.” şeklinde konuştu.
Genç hekimler mezuniyet belgelerini hocalarının elinden alırken; hipokrat andını Dekan Prof.Dr.Pamuk önderliğinde içen mezunlar keplerini havaya atarak mezuniyet sevincini tüm konuklarla paylaştı.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum