“HEDEFLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

“HEDEFLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

“HEDEFLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

“HEDEFLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

“HEDEFLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK”
01 Kasım 2017 - 15:00

Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ile Dergimiz için bir söyleşi yaptık. Sabah saat altıda başlayan programına akşam saatlerinde ara veren Akpınar bir yandan bizimle sohbet ederken diğer yandan klasik müzik dinleyerek günün yorgunluğunu üzerinden atmaya çalışıyordu. Biz klasik müzik eşliğinde ilk röportajımızı yapmanın keyfini yaşayıp veda ederken o programına kaldığı yerden devam ediyordu. Hüseyin Mutlu Akpınar ile yaptığımız röportajı ilgi ile okuyacağınızı umuyoruz.

 

Egelihaber: Belediye Başkanlığı görevinin zorlukları malum.  Vatandaşlar sizin görev alanınıza girmeyen pek çok konuda sizden talepte bulunuyorlar. İş talepleri ilk sırada gelir herhalde. Bazen kaymakamlığın, bakanlıkların ya da Büyükşehir Belediyesi'nin görev alanına giren konularda da sizden istekte bulunuyorlar. Bu konularda zorlanmıyor musunuz?

Akpınar: Yani belediye vermek durumunda. Verici, verici yani… Bazen diyorum ki bu ne ya sürekli bir şey isteniyor. Tabi işsizlik çok ciddi bir sorun. Belediye işsizlik sorununun üstesinden gelemez. Bu gün çalışan 2100 kişiyi çıkartıp işsizliği çözeceğim diye yola çıkıp da o müracaat edenleri alsak da yine yetişmez beş bin tane CV var. Bu konuda özel sektöre daha çok görev düşüyor. İşsizliğin çözümü kısa vadede zor görünüyor. Bir de Belediyeciliği sanki daha rahat gibi görüyoruz. Cumartesi ve Pazar gününün tatil olması da cazip geliyor.

 

Egelihaber: Siz aileden siyasetçisiniz, babanız da belediye başkanıydı. Başkan seçildikten sonra belli sıkıntılar yaşayacağınızı tahmin ediyordunuz mutlaka. Başkan olmaya, siyasete girmeye nasıl karar verdiniz? Yani babanızdan bu görevin zor yanlarını da görmüşsünüzdür.  Zorluklarını tahmin edebiliyordunuz.

Akpınar: Yani bunu bir meslek olarak hiçbir zaman görmedim görmüyorum da bir yaşam biçimi olarak gördüm ve yaşamımda da siyasetin her zaman ayrı bir yeri olmuştur. Parti kademelerinde çalışırken de “siyasette ne verebilirim” anlayışı içerisinde bir yaklaşımım oldu siyaset kurumuna. Bu gün de siyaset kurumunda bir yere gelince de kente ne kazandırabilirim ne verebilirim diye bir çabam var. Hayatta her şeyin kendine göre bir zorluğu var. Eğer bu zorluklar halka hizmet vermek için bir noktaya geldiyseniz onu zorluk olarak görmezsiniz. Onları çözülmesi gereken vatandaşın daha iyi yaşam sürdürmesi için  çözülmesi gereken durumlar olarak görürsünüz.

 

Egelihaber: Zaman zaman pişman olduğunuz oluyor mu?

Akpınar: Pişmanlık hiç duymadım ama taleplerin çok fazla olduğu dönemlerde, yani belediyeciliğin bu olmadığını, böyle bir belediyecilik varsa ben bu belediyeciliği yapmayacağım diye ifadelerim olmuştur. Çünkü belediyelerin görevi istihdam sağlamak değil. Tabii ki ihtiyaç olduğu zaman personel alımları yapacaksın ama istihdam politikasını yönlendirmek değil oylarıyla seçildiği halkına hizmet etmek. Ben öyle görüyorum belediyeciliği.

 

Egelihaber: Peki göreve geldiğinizde planlamış olduğunuz, seçim döneminde hazırlamış olduğunuz projeleri hangi oranla uyguladınız?

Egelihaber: Yani bir çoğunu uyguladık. Hala yapacağımız işler var. Ama göreve geldiğimizde koyduğumuz hedeflerin çok üstüne çıktık. Onun için bizim genel yönetimde başarı olarak görüyoruz bunu. Çok iyi olmayan bir ekonomik tablo içerisinde yine yaptıklarımız önemli işler.

Karşıyaka Belediyesi, 1912 Zühtü Işıl Spor Salonu'nun ön tarafındaki açık havuzun üzerini kapatarak, İzmir'in en modern yüzme tesislerinden biri haline getirdi. Karşıyaka'nın yarı olimpik ölçülerdeki ilk kapalı yüzme havuzu olan tesis, kursların yanı sıra abonelik sistemiyle halka da hizmet veriyor.

Amatör küme ve alt liglerdeki maçların oynanması için kente kazandırılan Karşıyaka Efsaneleri Spor Tesisleri'nin resmi açılışı 27 Ekim'de gerçekleştirilecek. Yatırım bünyesinde; 2 bin kişilik futbol sahası ve antrenman sahasının yanı sıra okçuluk alanı da yer alıyor.

Spor alanındaki en önemli fiziki projelerimizden biri de Muharrem Candaş Spor Salonu oldu. Girne Kültürpark'taki açık basketbol sahası, spor salonuna dönüştürülerek her yaştan Karşıyakalıların hizmetine sunuldu. Basketbol organizasyonları ile ücretsiz sabah sporu gibi çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan tesisten yılda ortalama 5 bin kişi yararlanıyor.

Mavişehir'de oluşturulan Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi, 14 Ekim'de Mavişehir'de hizmete açıldı. 55 yaş ve üzeri Karşıyakalılara ücretsiz olarak hizmet veren merkezde kütüphane, bilgisayar sınıfı, kurs odaları, oyun ve dinlenme salonu, hemşire ve psikolog odası, kuaför salonu gibi bölümler bulunuyor. Hobi kursları, sportif faaliyetler, sağlık seminerleri ve çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor.

'Engelsiz Karşıyaka' hedefiyle üretilen projelerden biri olan Kısa Süreli Engelli Dinlenme Merkezi, 25 Kasım'da Mustafa Kemal Mahallesi'nde hizmete açılacak. Aileler, bakmakla yükümlü oldukları engelli yakınlarını belirli saatlerde bu merkeze bırakıp, kendilerine vakit ayırabilecek. Engelli bireyler de güvenli ve modern bir ortamda sosyalleşme imkanı bulacak.

Kadınları üretime teşvik etmek, hem sosyal hem de ekonomik olarak güçlenmelerini sağlamak amacıyla kurulan Karşıyaka Belediyesi Üretici Kadın Kooperatifi, Türkiye'nin en büyük kadın kooperatiflerinden biri haline geldi. Mart 2015'te açılan kooperatif bünyesinde; yiyecekten takıya, giyim eşyalarından nikah şekerine kadar onlarca farklı kalemde üretim yapılıyor. El emeği göz nuru ürünler; fuar, festival ve kermeslerde satışa sunuluyor. Karşıyaka'da, evden çıkamayacak durumda olan, ihtiyaç sahibi hasta ve yaşlı vatandaşların yüzü 'Evde Sağlık Destek Merkezi' ile güldü.

Karşıyaka Belediyesi tarafından kurulan merkez aracılığıyla yaklaşık 3 bin Karşıyakalı'nın evine sağlık hizmeti götürüldü.

Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için öncü olan Karşıyaka Belediyesi, İzmir'de ilk kez 1. Sınıf Atık Getirme Merkezi ve Çöp Transfer İstasyonu kurdu. Latife Hanım Mahallesi'nde inşa edilen tesiste, 13 ayrı kalemde atık toplanarak geri dönüşüme ve üretime kazandırılıyor. Çocuklara geri dönüşümü öğretmek ve çevre bilinci aşılamak için eğitimler veriliyor.

Hem üretici kooperatiflerini desteklemek hem de halka ucuz ve kaliteli gıda sunmak için 'Kent Koop Gıda Market' konseptini yarattık. Mavişehir, Bostanlı, Atakent ve Girne Kültürpark'ta açılan marketlerde; yaklaşık 30 üretici kooperatifinden alınan sağlıklı ve güvenli gıdalar ile onlarca kalemde ürün, çok uygun fiyatlarla tüketiciye sunuluyor. Üretici ile tüketiciyi aracısız olarak buluşturan marketler büyük ilgi görüyor.

Roman kökenli vatandaşlara istihdam imkanı yaratmak ve sosyo-ekonomik durumlarının iyileşmesine katkı sağlamak amacıyla Türkiye'de ilk kez 'Roman Kooperatifi' kurduk. Romanlar, mısırcılık ve hasırcılık alanında üretim yapıp aile ekonomilerine katkı sağlama imkanı bulacak.

 

Egelihaber: Görevimiz icabı belediyelerin projelerini de takip ediyoruz. Sizin “Karşıyaka'nın Filizleri” projeniz vardı. Çok güzel bir projeydi ve bir çok belediyeye örnek oldu. O  proje nasıl gidiyor?

Akpınar: Karşıyaka'nın filizleri çok önemli bir proje aslında. Ben bu güne kadar bir sürü iş yaptım. Spor salonundan, kapalı yüzme havuzuna, tenis kortundan parklara kadar pek çok proje yaptık biliyorsunuz. Ama yaptığım en değerli iş bence üniversite öğrencilerine apartmanlar tarafından karşılıksız burs sağlanması. Şu anda beş yüzün üzerinde çocuğumuz bu burstan faydalanıyor. Amacım buna başlarken Karşıyaka'nın çocuklarını değil İzmir'in, hatta İzmir'in de dışına çıkıp üniversite öğrencilerinin tamamına burada yaşayan insanların burs vermesiydi. Çocuklar ne yazık ki aile durumlarından kaynaklı üniversitede zorluklar yaşayınca bu sefer art niyetli kişilerin, terör örgütlerinin, cemaatlerin, tarikatların içerisine çekilmek isteniyor. Çocukları da oradan kurtarmak gerekir. Onun için ben halkın ortaklaşa topladığı paralarla bir gencin okuması daha özgür bir şekilde daha rahat o bursu almasını sağlamaya çalışıyorum.

 

Egelihaber:  Önümüzdeki dönem de aday olmayı düşünüyor musunuz? İsminiz Büyükşehir Belediye Başkan adayları arasında da geçiyor.  Ne düşünüyorsunuz bu konuda hedefinizde hangisi var?

Akpınar: Evet şu anda görevimi yapıyorum. Her zaman söylediğim bir söz var siyasette bazı işler vardır insanın aklına değil başına gelir. Aklımdakinin değil başıma gelecek olanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Başıma ne gelirse de onu en iyi şekilde yapmaya gayret ederim.

 

Egelihaber: Sizin bildiğimiz kadarıyla gençlik yıllarından beri siyasetin içindesiniz gençlik kolları başkanlığı yaptınız. Siyasete girmek isteyen gençlere ne gibi önerileriniz olur?

Akpınar: Siyaseti bir meslek olarak görmesinler. “Ben siyasetten ne alabilirim değil siyasete ne verebilirim” anlayışı içerisinde siyasete soyunsunlar. Siyasete yabancı kesinlikle kalmasınlar. Bugün Türkiye'nin içerisinde bulunduğu siyasi krizlerin en büyük nedeni gençlerin siyasete olan uzaklığıdır.1980'in en büyük zararı da siyasi partilerde gençlik örgütlenmelerinin önüne geçilmesidir. Sadece CHP de değil diğer siyasi partilerde de gençlerin siyaset kurumunun içerisinde yer almalarını isterim. Biat kültüründe değil üreterek, gençliklerine yakışır şekilde siyaset yaparak ve o birikimlerini de siyaset aracılığıyla topluma kazandırmalarını isterim. Kavga kültürüyle değil, üretkenlikle ve merdivenleri koşar adım değil, sindire sindire çıkarak da ülke yönetiminde, kent yönetiminde söz sahibi olmaları gerekir.

 

Egelihaber: Sizin bir kitabınız yayınlandı birkaç ay önce. Biz toplum olarak konuşmayı severiz ama yazmayı çok sevmeyiz. Genelde insanlar emeklilik dönemlerinde kitap yazıyorlar. Siz bugüne kadar yaşadıklarınızı anlattınız kitabınızda. Biraz bahseder misiniz?

Akpınar: Evet, kitap yazmaya çok önce karar vermiştim. Yaşamdan kesitleri kamuoyuyla paylaşmayı çok istemiştim ama bir türlü yapamamıştım. Hep içimde bir ukde idi. Son dönemde özellikle babamı kaybettikten sonra artık karar verdim, babamı yazmalıydım. Çünkü Türkiye'nin siyasi yaşamında bir dönemde çok önemli olayların içerisinde rol almış, önemli siyasi kararlar almış, toplumsal muhalefetin değişik örneğiydi. Onu yazmam gerekirdi, onu anlatmalıydım. Kamuoyuna da nasıl bir öğretiden geldiğimi, nasıl bir genden geldiğimi ve nasıl bu günlere geldiğimi de anlatmak istedim. Güzel bir kitap oldu ve kitabın geliriyle de Karşıyaka'nın Filizleri projesinde üniversite öğrencilerine karşılıksız burs sağlıyoruz. 10 tane öğrenci o kitabın geliriyle şu anda eğitim yaşamını devam ettiriyor. Beşinci baskıya gitti. Türkiye'nin dört bir yanında kitap satılıyor. 26 Kasım'da Konyaaltı Kitap Fuarı'nda da imza günümüz var. Orada da Antalyalı okurlarla buluşacağız.

 

Egelihaber: Kitabınızı okudum babanızın aktif siyasetin içinde bulunması nedeni ile çocuk yaşlarda siyasi olayların içinde bulmuşsunuz kendinizi. Çocukluğunuzdan bahseder misiniz?

Akpınar: Biz babamla çok fazla bir arada kalamadık. Gençlik yıllarında biz siyasetin  içerisinde dünyaya gelmişiz. Babam yine siyasetin içerisinde, toplumsal olayların içerisinde ardından CHP içerisinde bir mücadeleye giriyor ve belediye başkanı oluyor. Belediye başkanı olduğu kentte bir köy çocuğu ilk defa belediye başkanı oluyor. Hep ağalar sülalesi yönetmiş kenti. Bir döngü yaşanıyor kentte. O yerel yöneticiliğin de verdiği sorumluluk hayatına girince bu sefer bizle tamamen kopuş yaşadı.

Aynı  zorlukları yaşadı 12 Eylül'de. Ama hep babamızı izledik. Yani babamızın vermiş olduğu siyasal mücadele bizim altyapımıza yani daha doğrusu yaşam biçimimizi oluşturmamıza yardımcı oldu. Bugün o olayları yaşadığıma pişman mıyım, kesinlikle değilim. O ayrılık bize çok şey kazandırdı. Ama bugünkü yerel yöneticilik anlayışında vatandaşlarla kurduğum diyalogda bana o günlerin çok büyük öğretileri var onu da yerine getiriyorum. Hani kitabı yazarken de çok yalın bir dille yaşadıklarımı ve dünyaya bakışımı anlattım. İşte siyasete yeni başlayacaklar da aslında o kitapta bir mücadele örneğini alıp görürler. Çünkü bu mevkilere gelirken büyük bir emek sarf ederek geldim.

 

Egelihaber: Gerçekten çok güzel bir kitap. Ben daha önceden sizi tanıyorum ama kitap sayesinde bir çok farklı yönünüzü de öğrenmiş oldum.

Akpınar: Benzer tepkileri daha önce de aldım. Orada yazan biri olarak dünya görüşümü de ortaya koyuyorum.

 

Egelihaber: Peki  başka kitaplar da yolda diyebilir miyiz, arkası gelecek mi?

Akpınar: Gelecek mutlaka ama çok zor bir görev yapıyorum ve kitap yazmaya pek vaktim yok. Ama biriktirdiklerim var. Yani heybeme attıklarım var, o heybeme attıklarımı bir gün çıkartabilirim. Şu yakın zamanda heybeye attıklarımı çıkartacak bir durum yok çünkü ben bir yazar değilim. Yani, öyle bir iddiam da yok, ben kitap yazarı olacağım diye bir iddiam da yok.

 

Egelihaber: Siyasetin içinde olan birisinin yazması kolay değil. Çünkü dışarıdan birinin sizin yaşadıklarınızı yaşama şansı yok. Yani masanın öbür tarafında neler hissediyorsunuz, neler yaşıyorsunuz, çektiğiniz sıkıntıları, problemleri yani bir sürü şey yaşıyorsunuz onları o gözle anlatmak bambaşka.

Akpınar: Onları yazmadım bu kitabımda. Emeklilik kitabı gibi bir zamana rast gelecek onlar. Yaşadığım birçok olay var siyaset konusunun içerisinde. Onlar da renkli olaylardı, acı olayları bile şimdi tebessümle karşılayabiliyoruz tabi karşılayamadıklarımız da var, günü geldiğinde yazarım. Bu kitabımla beraber bir çok belediye başkanı arkadaşım kitap yazmaya karar verdi. Onların da bir anda şevkini kazandırdı. Beni arayıp işte nasıl yazdın vs. bu tür şeyler soruyorlar. Ben de onlara yazacaksanız kendiniz yazın yazdırmayın çünkü yazdıranlar çok fazla. Mesele yazdırmakta değil yazmakta. Tarihe önemli bir belge bırakıyorsunuz. Bu gün değeri belki anlaşılamayabilir sıcağı sıcağına ama ilerleyen yıllarda çocuklarıma bırakacağım bir miras olarak, topluma bırakacağım bir belge olarak çok daha değerli olacağına inanıyorum.

 

Egelihaber: Hatırlar mısınız bilmiyorum, adaylık sürecinde radyoda benim sunduğum bir programa konuk olmuştunuz.  O programda başkan seçildiğiniz taktirde parti rozetinizi çıkartmadan görevinizi yapacağınızı ve o anlayışla belediyeyi yöneteceğinizi söylemiştiniz.  O günden bu yana düşüncelerinizde değişiklik oldu mu?

Akpınar: Yok olmadı yine aynı devam ediyorum. Yani çekmeceye koydum öyle hizmet ediyorum değil, yani o rozet sayesinde seçildim ben, o rozette bugünkü yönetim anlayışımı ve halka hizmet etme anlayışımı buldum. O rozetin içerisindeki ilkeler bana yol gösterdi. O açıdan herkese aynı eşit mesafede yaklaşarak hizmeti yürütüyorum.

 

Egelihaber: Farklı bir belediye başkanı olacağınızı zaten söylemlerinizle de göstermiştiniz. Görüyorum ki aynı anlayışla yola devam ediyorsunuz.

Akpınar: Çıkartacak olan çıkartsın hatta seçimlere de öyle girsin bakalım o zaman ne oluyor. O rozet olmadan. Sonuçta siyaset kurumunun içerisinden geliyorsunuz.

 

Egelihaber: Göreve başlamanızın üzerinden yaklaşık üç buçuk yıl geçti.  Hiç anket çalışması yaptınız mı Karşıyaka'da, vatandaşların yerel yönetimden memnuniyetini ölçtünüz mü?

Akpınar: Tabi, göreve geldiğimin altıncı ayında  yaptırdım.  O dönemde çıkan sonuçlarla şimdiki arasında olumlu yönde ciddi bir artış var. Belediye başkanına güvenirlik noktasında vatandaş belediye başkanını tanıdığı için o memnuniyetini ifade edebiliyor. Çok ciddi bir şekilde memnuniyet var yurttaşta. Bunun şımarıklığını yaşamadan aynı şekilde devam ediyorum. Eksiklerimizi de görüyoruz tabi bu sayede. O eksikleri de tamamlayarak belediyeciliği yapıyoruz.

 

Egelihaber: Büyükşehir Belediyelerinin olduğu illerde  ilçe belediyeleri bir çok dezavantaj yaşıyorlar. Büyükşehir Belediyesi'nin yetkileri daha fazla. Görüştüğümüz ilçe belediye başkanlarının bir çoğu durumdan şikayetçi. Bu konuda ne tür değişiklikler olsa ilçe belediyeleri daha etkin çalışır?  Ne tür değişiklikler olsa sizin işinizi kolaylaştırır?

Akpınar: Türkiye'de ne yazık ki yerel yönetimlerin değil merkezi yönetimin ciddi anlamda bir gücü var. Yerel yönetimler güçlü olursa halka hizmet etmek çok daha kolay olur. Çünkü direkt vatandaşla muhatap olan yerel yöneticiler. Belediyeler bugün ne yazık ki bazı yasaların  lehinde olmaması nedeniyle mali yönden çok ciddi zorluklar yaşıyor. Yereli güçlendirmek gerekir. Özellikle aldığı kararlar belediye meclisinde onaylandığı zaman vatandaşa direkt uygulanmaya geçmesi gerekir ama ne yazık ki bir çok aldığımız karar büyük şehir meclisinden onaylanıyor. O zorlukları da yaşadığımız süreçler oluyor ama sosyal politikalar yönünden değil de ekonomik politikalar yönünden ilçe belediyeleri ciddi anlamda güçlendirmesi lazım yani işgaliye bedelini veya vergi harçlarını yerel belediyeler kendisi çıkartabilmeli. Şimdi burada merkezi hükümetin  ciddi anlamda gelir kaybı olan ilçe belediyelerine destek vermesi gerekir. Yasalarla bunu artık güçlendirmesi lazım.  Kentteki motorlu taşıtlar vergisinden ilçe belediyeleri de sebeplenmeli. Yetki kargaşasını ortadan kaldıracak kanunlar çıkmalı diye düşünüyorum.

 

Egelihaber: Son günlerde çok konuşulan kentsel dönüşüm konusunda da sıkıntılar yaşanıyor. Belediyeler ve şehircilik bakanlığı arasında zaman zaman sıkıntılar oluşuyor. Bazen sizin ruhsat vermediğiniz yere onlar ruhsat verebiliyor.

Akpınar: Artık nerdeyse işyeri açma ruhsatını bile vermeye başlayacaklar.

Özellikle imar konusunda bu kentteki yöneticilerin görüşü alınmalı.

Plan değişiklikleri yapılıyor, spor alanı, konut alanına çevrilmeye çalışılıyor. Burada yaptığımız itiraz nerdeyse havada kalıyor. Yani yetki tamamen çevre şehircilik bakanlığında olmamalı. Kentte bir düzenleme yapılacaksa sonuçta ilçe belediyesi de bu konuda daha yetkili olmalı. Tabi ki görüş alışverişinde bulunulur. Ama ilçe belediyeleri de bu konuda dinlenilmeli.

 

Egelihaber: Siz farklı bir başkan portresi çiziyorsunuz zaman zaman bisikletle ya da motorla da gidip geliyorsunuz ulaşmanız gereken yerlere.

Akpınar: Rol model olmaya çalışıyorum.  Çünkü toplu ulaşım araçlarını da kullanıyorum onun yanında bisiklet gibi motor gibi ulaşım araçlarını da kullanıyorum. Bugün trafik sorununa çare olabilecek bir ulaşım aracı olarak görüyorum hem bisikleti hem de motoru. Yurttaşla daha temas halinde olabiliyoruz. Makam aracının o kasvetli duruşundan kurtulmuş oldum. Özgürlük, büyük bir mutluluk, keyifte alıyorum. Bazen tanımıyorlar motorla giderken kaskı çıkartmak zorunda kalıyorum ben olduğuma inandırabilmek için. Yurttaşta alışmamış “vay be belediye başkanı gerçekten motoru süren o” diyebiliyor. Yani bunu şeklen yapmıyorum. Yaşam biçimi de olduğu için yapıyorum.

 

Egelihaber: Önümüzdeki dönemde ne tür projeler yapacaksınız?

Akpınar: Evet, yine kentte özellikle altyapıyı, sporu desteklemek adına altyapılara destek verip yeni spor alanları  yapma projemiz var. Bir spor salonu yapma projemiz var. Yeni anaokulları açma projemiz var. Yani kent yaşamını kolaylaştıracak ciddi projelerimiz var.  Türkiye'deki ilk evrensel çocuk müzesini geçtiğimiz günlerde açtık. Alanında Türkiye'nin ilk ve dünyanın en kapsamlı projesi olan Evrensel Çocuk Müzesi ve Eğitim Kampüsü, 23 Eylül'de görkemli bir törenle hizmete açıldı. Yalı Mahallesi'nde 7 bin 200 metrekare alan üzerinde kurulan kampüste; 15 adet dinozor replikası ve fosil kazı alanıyla paleontoloji adası, böcek replikaları ve böcek otelleriyle entomoloji adası, biyolojik gölet, sinevizyon salonu, fizik adası ve mühendisler adası gibi bölümler yer alıyor. Yardımseverlik, dostluk, doğruluk, sorumluluk, sevgi, saygı ve hoşgörü gibi evrensel değerlerin anlatıldığı sergi alanları bulunuyor. Bilim, eğitim ve eğlencenin bir araya geldiği kampüs, bir aylık süreçte yaklaşık 35 bin ziyaretçiyi ağırladı.

 

 

Egelihaber: Siyaseti yapan ya da siyasete yeni girecek, belediye başkanı adayı olmak isteyenlere  neler yapmalarını tavsiye edersiniz?

Akpınar: Halka gitsinler. Vatandaşla iç içe olsunlar. Kendilerini anlatsınlar ve daha iyi yapabileceklerine inandırsınlar. Kötüleyerek karalayarak siyaset yapma anlayışını bir kenara bırakıp farklılığını ortaya çıkartarak halkı buna inandırsınlar. O zaman her şey daha kolay bir şekilde geliyor.

 

Egelihaber: Yoğun çalışma temponuz içinde bize zaman ayırıp sorularımızı cevapladığınız  için teşekkür ediyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum