CHP'li Bakan Hulusi Akar'a sordu!

Ege Denizi’ndeki adalar krizini TBMM gündemine taşıyan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “AKP, İmamoğlu üzerinden ‘Pontus’ tartışması açıp oy peşine düşeceğine, Yunanistan’ın işgal ettiği Ege Denizi’ndeki adalarımızın hesabını versin!” dedi.

CHP'li Bakan Hulusi Akar'a sordu!

Ege Denizi’ndeki adalar krizini TBMM gündemine taşıyan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “AKP, İmamoğlu üzerinden ‘Pontus’ tartışması açıp oy peşine düşeceğine, Yunanistan’ın işgal ettiği Ege Denizi’ndeki adalarımızın hesabını versin!” dedi.

CHP'li Bakan Hulusi Akar'a sordu!
10 Haziran 2019 - 11:52

AKP’li Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu’nun İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve memleketi Trabzon üzerinden yaptığı gönderme ile fitili ateşlenen ‘Pontus’ tartışması sürüyor.
En son İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendisini Trabzon’da protesto eden bir vatandaş için, “Türkiye’de bir Pontusçu hayali vardır. O Pontusçularla ilişkisi olan bir adam” dedi.
AKP, 23 Haziran’da tekrarlanacak olan İstanbul seçimini Millet İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu nezdinde açılan ‘Pontus’ tartışması üzerinden sürdürürken diğer yanda Ege Denizi’ndeki adalar ile ilgili suskunluğunu koruyor.
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, konuyu bir kez daha TBMM gündemine taşıdı.
Hem Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi hem de meclis araştırması açılması için önerge veren CHP’li Bakan, “AKP, elindeki karayı başkasına çalmaktadır” dedi.
‘AKP, ELİNDEKİ KARAYI BAŞKASINA ÇALMAKTADIR!’
CHP’li Bakan, “AKP önce, Ege Denizi’nde egemenliğimiz altında olması gereken adalarımızın Yunanistan tarafından işgal edilmesine neden göz yumduğunu açıklamalıdır. 17 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AKP vatan toprağına sahip çıkamamıştır. ‘Her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız’ derken MHP’ye muhtaç hale gelen, tüm söylemlerinde ‘yerlilik-millilik’ vurgusu yapan ve bugün gelinen noktada bütün politikalarında sadece hamaset yapan AKP, elindeki karayı başkasına çalmaktadır. Yunanistan’ın 2004 yılında başladığı işgal sürecine sesini çıkarmayan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz yıllardaki ‘Lozan Antlaşması güncellenmelidir’ çıkışı hala hafızalarda. Lozan’ın kazanımlarını küçümseme gafletinde bulunan muktedir, vatan topraklarını Yunanistan işgalinden kurtarmak için nasıl bir diyalog kuruyor açıklamalıdır. Kaldı ki Lozan bizim kurucu belgemizdir, bu ülkenin tapusudur, çocuklarımızın güvencesidir AKP, İmamoğlu üzerinden ‘Pontus’ tartışması açıp oy peşine düşeceğine, Yunanistan’ın işgal ettiği Ege Denizi’ndeki adalarımızın hesabını versin!” diye konuştu.
Sözlerini “AKP’nin ayrıştıran, ötekileştiren ve nefret diline; kibrine ve görgüsüz ihtişamına en iyi cevabı milletimiz verdi. Tüm Türkiye İmamoğlu’nu bağrına bastı. Az kaldı… İnanıyoruz; 23 Haziran’da hak yerini bulacak ve her şey çok güzel olacak” diye tamamladı.
CHP’li Bakan konuyla ilgili hem Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi verdi hem de TBMM Başkanlığına meclis araştırması açılması için önerge verdi.
1 – Vatan toprağımızın Yunanistan tarafından işgal edilmesini ve bu konuda hiçbir açıklama yapılmamasını siz nasıl açıklıyorsunuz?
2 – Lozan ve Paris Antlaşmalarına göre hukuken Türkiye’ye ait olan Ege Denizi’ndeki 17 ada ve 1 kayalığın Yunanistan işgalinden kurtarılması için hangi askeri ve diplomatik adımlar atılmaktadır ve/veya atılacaktır?
EGE DENİZİ’NDEKİ ADALAR İLE İLGİLİ SÜREÇ İLERLEDİ?
Gerek adalar gerekse başka konular nedeniyle Türkiye ile Yunanistan’ın arasındaki süreç sürekli olarak gerilimli ilerledi. Kardak krizinden sonra, işbirliği ve diyaloğa dayalı yeni bir döneme girildi. Bu çerçevede, iki ülke arasındaki sorunların diyalog yoluyla ele alınması amacıyla; siyasi istişareler, istikşafi temaslar, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi gibi çeşitli mekanizmalar geliştirildi. 2000 yılından bu yana ise Ege Denizi’ndeki sorunlara çözüm bulmak amacıyla, 12 Mart 2002’de Dışişleri Bakanlıkları Müsteşarları düzeyinde istikşafi görüşmelere başlandı ve 60’ın üzerinde görüşme gerçekleşti.
İstikşafi görüşmeler dışişlerinin kontrolünde devam ederken, Yunanistan Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı 31 Aralık 2008 günü Türk hava sahasını ihlal ederek Aydın, Bulamaç Adası’na helikopterle indi. Yunanistan Cumhurbaşkanı ise, 6 Ocak 2009’da Aydın il sınırları içinde bulunan Eşek Adası’na gelerek Yunanistanlı belediye başkanını ziyaret etti. Genelkurmay Başkanlığı kendi internet sitesinde duyurduğu hava sahası ihlalini sitesinden Türk Dışişleri Bakanlığı yetkiliklerinin talebi üzerine kaldırdı. Genelkurmay Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği toplantıda, Dışişleri Bakanlığı’ndan katılan diplomatlar işgali kabul ederek, işgalin sonlandırılması için siyasi karara ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Daha önemlisi ise, toplantı arasında bir diplomatın Türk subaylarına ‘işgalin hükümetin bilgisi dâhilinde’ yapıldığını açıklamış olmasıdır. İşgalin AKP iktidarının bilgisi dâhilinde olduğunu ortaya koyan bu itiraf ise kayıtlara girdi.
Eşek Adası ve Bulamaç Adasından sonra Nergizcik Adası’nın da Yunanistan tarafından işgal ve ilhak edildiğinin ortaya çıkması ise ancak gazetelerin satır aralarında yer buldu.
Bulamaç ve Eşek Adalarında yaşanan krizin ardından, Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Albay Ümit Yalım’ın da katıldığı inceleme neticesinde; Ekim-Kasım 2004’den itibaren bu adalarda inşaat faaliyetlerinin başladığı, iskâna açıldığı, sivil nüfus taşındığı, belediye, polis ve ilk yardım teşkilatlarının kurulduğu, adalara Yunan bayrağı çekildiği, silahlı asker, araç, gereç ve hücumbot yerleştirildiği belirlendi.
2016 yılında ise, Yunanistan’ın Ardıççık ve Marathi adalarını da işgal ettiği anlaşıldı. Türkiye egemenliğinde oldukları uluslararası antlaşmalarla kesinlik kazanmış, aidiyet sorunu bulunmayan 150’nin üzerindeki ada, adacık ve kayalıktan olan 17 ada ve 1 kayalığın (Koyun, Hurşit, Formoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık, Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi, Koufonisi ve Marathi ada/adacıkları ile Venedik kayalığının) Yunanistan tarafından işgal edilmesi ile Ege Denizi’nde Lozan Antlaşması ile kurulan denge bozuldu.
Ege Denizi’nde Türkiye egemenliğinde olan bu 17 ada ve 1 kayalığın Yunanistan tarafından işgal edildiğine yönelik iddialar ise ilk olarak Ağustos 2012’de Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım tarafından dile getirildi. Yalım, yaptığı basın açıklamasında “Yunanistan en kısa sürede bu adaları boşaltmalıdır. Geldikleri gibi gidecekler. Gitmezlerse bedelini ödemek zorundalar, ödeyeceklerdir. Başta İzmir Koyun adası olmak üzere Doğu Ege Denizi’nde 17 Türk adası ve 1 Türk kayalığının 2004’ten beri Yunan işgali altında olduğunu” ifadelerini kullandı.
Bu büyük iddiaya karşı AKP iktidarı tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı. Hükümete yakın gazete ve köşe yazarlarının ‘keçi otlatılan alanlar’ diyerek sürekli konuyu geçiştirmesinin yanı sıra ilk kez devletin yayın organı olan TRT tarafından yaşanılan durum 26 Aralık 2012 tarihinde “16 Ada Yunanistan’a geçti” şeklinde haberleştirildi.
Bütün bu işgal iddialarına yönelik ilk açıklama ise, TBMM Genel Kurulu’nun 26 Mart 2015 tarihli toplantısında dönemin Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’dan geldi. TBMM’de yapılan oturumda, Savunma Bakanı İsmet Yılmaz tarafından, Lozan ve Paris Antlaşmalarına göre adaların hukuken Türkiye’ye ait olduğu ve adaların fiili olarak Yunanistan’ın işgali altında olduğunu beyan edildi. Ancak Başbakan Binali Yıldırım’ın 2 Şubat 2017’de 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu hakkında hükümet adına yaptığı konuşmada “Ege adalarından tek bir çakıl taşı dahi iktidarımız döneminde gitmemiştir. Ege’deki 130 tane irili ufaklı kaya parçası, bunların kimliği bile yok, yani kime ait olduğu bile belli değil. Eskiden beri de böyle. Ege ile ilgili sorunun başlangıcı yeni de değil, çok köklü geçmişi var” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, 7 Aralık 2017 tarihinde Yunanistan’a yapacağı geziye saatler kala Yunanistan televizyonu Skai TV’ye verdiği demeçte “Aslında, dünyada tüm yapılan anlaşmaların zamanın akışı içerisinde güncellenmesi gerekir. Lozan’ın da bu şekilde tüm bu gelişmeler karşısında bir güncellenmeye ihtiyacı var. Bu güncellenme, sadece Türkiye için değil Yunanistan için de faydalı olabilir” diyerek tartışmayı yeniden başlatmıştır.
2018 yılının Şubat ayı itibariyle ise; Yunanistan, 17 adamızı ve 1 kayalığımızı işgal etmek suretiyle karasularını (ilan etmese de) fiilen 12 mile çıkararak Türkiye Cumhuriyeti’ni Ege Denizi’nde 3 milin ötesine geçemez hale getirmiştir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum